Abhazya her çeşit yoruma ve senaryoya karşın çok önemli bir pozisyonda. Sadece Abazalar için değil, Kafkasya’nın diğer etnikleri, dünyanın diğer özgürlük isteyen halkları için de çok önemli bir pozisyonda. Bu önemin bilincinde olmalıyız.
1990’da, SSCB’nin durumuna karşın birisi çıkıp deseydi; ‘Gürcistan’ın işgal girişimi nedeniyle Abhazya savaşa girecek, savaşın sonunda bağımsız bir cumhuriyet olacak’. İnanan olur muydu? Uslanmaz bağımsızlık yanlıları dışında.
Gerçekte dünyanın pek çok köşesinde yaşananların, dünyayı yönetenlerce sürpriz olmadığını, olanların hazırladıkları sonsuz senaryolardan birine denk düştüğünü, çıkarlarına uygunluk derecesini değerlendirme dışında ‘bunu hesaplamamıştık’ demediklerini biliyoruz. Bunu bilsek de biz kendi senaryomuzu yazmaya çalıştığımızda bizden birileri ‘hayal ediyorsunuz, gerçekleri görmüyorsunuz, fillerle uğraşmayın, ..’ gibisinden yaklaşımlarda bulunuyor.
ABD ve RF’nin senaryolarının bize uzun vadede yarar sağlamayacağını düşünebiliriz. Biri Gürcistan üzerinden Kafkasya’ya yerleşmiş ve Türkiye ile işbirliği içinde Gürcistan’a desteğini sunarken diğeri Abhazya’yı kullanıyor. 92 de, Gürcistan’a ders vermek için destek verdi, de’facto bağımsızlığı destekledi ama nefes alış verişi bile kontrol ederek, Kosova ve pek çok konuda koz olarak kullanıp gerçek amacının kendi çıkarları için (her anlamda) olduğunu ortaya sererek, Çeçen konusunda Türkiye ile Kürt sorunu üzerinden pazarlıklar yaparak… Türkiye ABD ile de RF ile de bir şekilde Kafkasya’ da kesişiyor. Bütün bunlar olup biterken de Çerkesler’e ‘ne dersiniz’ deme gereği duyulmuyor. Peki, Çerkesler neden ‘bize bir şey sormadan bunca senaryoyu uyguluyorsunuz, yeter figüranlığımız’ demiyor.
Abhazya her çeşit yoruma ve senaryoya karşın çok önemli bir pozisyonda. Sadece Abazalar için değil, Kafkasya’nın diğer etnikleri, dünyanın diğer özgürlük isteyen halkları için de çok önemli bir pozisyonda. Bu önemin bilincinde olmalıyız.
Dünyanın dört bir tarafındaki Abazalar’ın Abhazya’da yaşamasının, anavatanlarında yaşamasının sağlanması, bu konuda karşılıklı taleplerin gerçekleşmesinin sağlanması gerekir. Olması gereken budur. Bırakalım kafa sayısı sorununu.
Bu halk iç dinamikleri ile hala toplumsal kararlar alabildiğini, düğünlerde silah atımı konusunda gösterdi. Şimdi Abhazya konusunda inisiyatif koyma konusunda da gösterebilir. Bunun hayalini kurmak gerek.
Her yerleşim birimine ulaşmak ve anlatmak, seferberlik ilan etmek gere belki. Olanı biteni anlatmalı. Bir şeyler dikte etmek için değil, durumu tespit etmek, bilgilendirmek için. Sonra çözüm adına harekette, aynen silah konusunda yapıldığı gibi geleneksel çizgide hareket söz konusu olabilir. Kaldı ki burada çok daha önemli bir olaydır söz konusu olan. Bir halkın, bir ülkenin geleceği, hatta akraba halkların geleceği söz konusudur. Her köyden temsilciler belli bölgelerde bölgesel birliktelik sağlayabilir, derneklerin katılımı ile kasaba, kent temsilcileri katılımı sağlanabilir. Bölgesel düzeyden en kalabalık diasporanın olduğu Türkiye – ülke genelinde bir temsiliyet sağlanabilir. Yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya sürekli bilgilendirmelerle, kararlarla, kısaca halkın iç dinamikleri ile yol alınabilir.
Sayı : 2008 02
