Türkiye Çerkeslerinin Demokratik Talepleri – KAFFED

0
460
Tarihin en eski dönemlerinden beri yaşadıkları Kafkasya’da eşsiz bir dil ve kültür geliştiren Çerkesler 19 yy.’da karşı karşıya kaldıkları soykırım ve sürgün ile anayurtlarından koparılmıştır. Bu trajedi sonucu günümüzde 6 milyona yakın Çerkes Türkiye’de yaşamaktadır.

 

Türkiye’de yaşayan Çerkesler, yeryüzündeki tüm toplumlar gibi, kültürlerini yaşatmak ve kimliklerini korumak istemektedir. Çerkes toplumunun ve kültürünün Türkiye kültürüne önemli katkıları olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir. Kimliği ve kültürü korunan, Kafkasya ile ilişkilerini devam ettirebilen Çerkes halkının varlığının, Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve siyasi gelişimine önemli katkıları olacağı açıktır. Ayrıca Türkiye Çerkesleri, kimlik ve kültürün yaşatılmasının demokrasi ve insan haklarının bir gereği ve bunun sağlanmasının da devletin vatandaşlarına karşı bir görevi olduğuna inanmaktadır.
Türkiye Çerkesleri kimlik ve kültürlerinin yaşatılabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm siyasi yapılanmalardan 8 başlıkta özetlenen taleplerinin karşılanmasını beklemektedir.
1.    İnsana saygılı yeni bir anayasa hazırlanmalı: Temel hak ve özgürlükleri temel alan, evrensel normlara uygun, sivil, çağdaş bir anayasa hazırlanmalı. Yurttaşların dillerini, dinlerini ve kültürlerini istedikleri gibi yaşamalarını engelleyen tüm yasaklar kaldırılmalı. İnsan hakları ile dil ve kültürel hakların geliştirilmesini güvence altına alan tüm uluslararası sözleşmeler hiç bir çekince konulmadan onaylanmalı ve uygulanmalıdır.
2.    Kimlik ve kültürel haklar güvence altına alınmalı: Çerkes kimliğinin ifadesi ve yaşatılmasına ilişkin her türlü engel ortadan kaldırılmalı, bir toplum ve kültür olarak Çerkeslerin varlığı kabul edilmelidir. Çerkesler, çocuklarına ve yaşadıkları yerleşim birimlerine istedikleri isimleri koyabilmeli, Çerkes köylerine eski isimleri verilmelidir. Ayrımcılık ve her türlü ırkçılık ile aktif bir şekilde mücadele edilmeli, özellikle ders kitaplarından dil, din, etnisite ve cinsiyet farklılığı temelinde ayrımcılığı ve nefreti körükleyen tüm ifadeler çıkarılmalıdır.
3.    Anadili eğitimi yaşama geçmeli: Devlet, yurttaşların dillerini ve kültürlerini korumaları için sadece izin veren değil, destekleyen bir konumda olmalıdır. Bu kapsamda ilk öğretimden itibaren Çerkesçe seçmeli dil dersleri yaşama geçirilmeli, ana okullarında ve derneklerde dil öğretiminin önünde engel olan tüm kısıtlamalar kaldırılmalı, halk eğitim merkezleri ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile dil kursları açılmalı, anadili öğretmenleri yetiştirilmeli, üniversitelerde talep edilen tüm dillerde akademik çalışmalara imkan tanınmalı, lisans ve lisans üstü programlar açılmalı, enstitüler kurulmalıdır.
4.    Çerkesce TV ve radyo yayınları yapılmalı: Münhasıran Çerkes dillerinde tam gün radyo ve televizyon yayını yapılmalı, Çerkesce yayın yapan özel basın/yayın organları desteklenmelidir.
5.    Çerkes kültürüne yönelik sivil toplum kuruluşları desteklenmeli: Çerkes kültürünün korunması ve geliştirilmesine yönelik faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşlarına destek sağlanmalıdır.
6.    Dönüş hakkı tanınmalı: 21 Mayıs Çerkeslerin soykırım ve sürgününün simgesel tarihi olarak kabul edilmeli ve bu tarihsel gerçek tanınmalıdır. Çerkesler, anayurtlarından sürgün edilerek zorla çıkarıldıkları için, tarihsel olarak anayurtlarına dönüş hakkına sahiptir. Rusya ile çifte vatandaşlık anlaşması yapılarak Türkiye Çerkeslerinin anayurtları ile olan bağları yasal olarak da sağlanmalıdır. Kafkasya’ya dönerek yerleşmek isteyenler için sosyal hakların transferi sağlanmalı, bunun için Rusya ile Türkiye arasında sosyal hakların transferi anlaşması yapılmalıdır.
7.    Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri ile ilişkiler güçlendirilmeli: Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin akrabalarının bulunduğu Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri, özellikle Adığey, Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar cumhuriyetleri ile ekonomik ve kültürel ilişkiler geliştirilmeli, Kuzey Kafkasya’ya yerleşen veya iş kuran vatandaşlarımız desteklenmeli, buradaki üniversitelerde okuyan öğrencilere kredi ve burs verilmelidir.
8.    Abhazya ve Güney Osetya tanınmalı: Abhazya ve Güney Osetya egemen devletler olarak tanınmalı. Abhazya ve Güney Osetya’ya yönelik izolasyonlar kaldırılmalı. Eskiden var olan Trabzon-Sohum gemi seferleri acilen yeniden başlatılmalı ve İstanbul-Sohum uçak seferleri konmalı. Gürcistan’a yapılan askeri yardımlar durdurulmalı. Abhazya/Güney Osetya ve Türkiye’deki kurum ve kuruluşlar arasında ekonomik, kültürel ve eğitsel alanda işbirliği geliştirilmelidir.
KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU

Sayı : 2011 05