SSCB’nin dağılmasından sonra “Soğuk Savaş bitti, artık tek kutuplu bir dünya var” değerlendirmesi çok çabuk unutuldu. Çin büyüdü, Rusya (RF) geri geldi, Avrupa Birliği… Dünyanın geri kalanını kendilerine köle yapma yarışı içinde tepişiyorlar ve çimenler ezilmeye devam ediyor.
ABD’nin neden olduğu Libya, Irak, Suriye savaşları… Ve şimdi RF, Ukrayna’ya saldırdı. Her biri BM’ye bağlı “bağımsız” ülkeler.
ABD, SSCB sonrası bağımsız devletlerin tümünü NATO’ya dahil etmek ister, RF hariç elbette. Özellikle Gürcistan ve Ukrayna üzerinden bir senaryo yürüttüğü çok açık. RF ise sınırlarının dibinde NATO ülkesi olmasını istemez. İki taraf da istediğini elde edebilmek için masadadır, Ukrayna piyondur onların satranç oyununda, masa yıkılır, RF saldırır. Ukrayna’nın “arkasındadır” NATO (siz ABD olarak okuyun). Gerilimi tırmandırırken, saldırıyı kışkırtırken, saldırırken vardır bir/birçok hesapları…
Sonuç Ukrayna halkları için, çocuklar, kadınlar, yaşlılar için zulümdür, gözyaşıdır en hafifinden.
Dünyada savaşlar nedeniyle akan kanın sorumluları, silah ticareti ekonomilerinin ilk sıralarında yer alan, dünyanın yıkılasıca sisteminin bekçileri devletlerdir. Bir dizi nedenin yanı sıra ekonomik olarak yerine yeni bir şey koyamadıkları sürece savaşların bitmesini istemezler. Libya ve Suriye örneklerindeki gibi vesayet savaşlarını severler. Nükleer tehdit sürecinde birbirleriyle dalaşmamaya daha bir özen göstermeleri, paylaşmaya çalıştıkları dünyanın sonunu getirmemek içindir.
Bizim tavrımız ise nettir;
Savaşa hayır!
Ukrayna halkının iradesine saygılıyız.
Dünyada yaşanan olumsuzlukların; savaşların, göç ve mülteciler sorununun, iklim krizinin, salgın hastalıkların, atom bombalarının, hormonlu gıdaların, zehir saçan tarım kimyasallarının, açlığın, susuzluğun, türlerin yaşamının sona ermesinin nedeni, bu devletler ve inşa ettikleri sosyoekonomik sistemdir.
Bir başka yol mümkün!