Basın meslek örgütleri, tepkiler üzerine mayıs ayındaki 9’uncu Yargı Paketi taslağından geri çekilerek farklı bir torba yasa içinde yeniden TBMM gündemine getirilen, 23 Ekim’de Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçen ve TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan ‘yabancı etki yasası’ ya da kamuoyunda bilinen adıyla ‘etki ajanlığı yasası’ eleştirilerin hedefi oldu.
İktidar partisi, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma suçu’nu düzenleyen 339. maddesine ‘diğer faaliyetler’ başlığı ile eklenen taslağı ‘yeni tip ajanlık faaliyetiyle mücadele’ gerekçesine dayandırıyor ve “Bu kapsamda iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji gibi diğer yararlar da devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı içinde kabul edilecektir. Dolayısıyla bu gibi yararlar aleyhine gerçekleştirilen faaliyetler de suçun konusunu oluşturabilecektir” ifadelerini kullanıyor.
Düzenlemeye tepki gösteren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) açıklamasında, “Düzenleme gazeteciler açısından yeni bir sopa olarak kullanılabilecektir. Temel hak ve özgürlüklere müdahale niteliğinde olan etki ajanlığı düzenlemesi, Anayasa’ya aykırıdır yasa teklifinden çıkarılmalıdır” dendi.
TGC dışında 44 sivil toplum kuruluşunun ortak açıklamasında ise “Yasa teklifi, yürürlüğe girmesi halinde, Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, akademisyenler ve sivil toplum örgütleri gibi pek çok grubun meşru faaliyetleri nedeniyle hedef alınmasına ve uluslararası hukuk ve standartlar uyarınca korunan faaliyetlerinin büyük bir bölümünün kriminalize edilmesine zemin hazırlayacaktır. Yasa, sivil toplum üzerinde önemli insan hakları çalışmalarını durdurmaları yönünde de caydırıcı bir etki yaratacak ve potansiyel anlamda faaliyetlerini engelleyecektir” ifadelerine yer verildi.