‘Sosyalizmin Kafkasya Macerası’
Hikmet Albayrak’ın yazdığı “Sosyalizmin Kafkasya Macerası” KAFDAV Yayıncılık etiketiyle raflarda yerini aldı.
Yayınevinin tanıtım yazısı
Nüfusunun tamamı Adige olan bir köyde doğmuş bir çocuk olarak en fazla heyecan duyduğumuz, merak ettiğimiz haberler elbette anavatan Kafkasya ile ilgili olanlardı. 1917 yılında gerçekleşen Sovyet devriminden sonra Kafkasya ile her türlü ulaşım ve iletişim kesilmişti. O günlerin koşullarında canlı ve güncel haber alma imkânı yoktu. Yegâne bilgi kaynağımız köyde yaşayan yaşlıların Kafkasya anıları ve muhtelif yollarla Kafkasya’dan kaçarak Uzunyayla’ya sonradan gelen insanların anlatımlarıydı. Komünizmin kuruluşu ve İkinci Dünya Savaşı sürecinde Kafkasya’dan kaçan insanlar korkunç şeyler anlatırken, Kafkasya’yı ziyaret edebilen veya oradan bir şekilde yeni gelmiş insanlar bir cenneti tarif ediyorlardı. Hangisi doğru? Hangisine inanmalıydık? 25 yıl boyunca yarı zamanım Kafkasya’da geçti. 1910 doğumlu insanlarla görüşme şansım oldu. Sürgün kamplarından dönebilmiş insanlardan bilgi aldım. Açık kaynaklardan ilgili konularda bilgi toplamaya çalıştım. Uzunyayla’da yaşanmakta olan klasik Adige kültürü ve Xabze ile Kafkasya’daki toplum yapısı ve yaşam tarzlarını karşılaştırdım. Kırılma ve değişimleri gözlemeye çalıştım. Türkiye ve diğer yabancı ülkelerde yaşayan Kafkas halklarının 1917 ile 1985 yılları arasında yaşananlarla ilgili bilgi eksikliği çok net görünüyordu. Bu kitabın yazılma nedeni bu dönemi bir nebze aydınlatmaktır.
‘Muş’ta Yaşayan Kuzey Kafkasya Halkları’
Canser Kardaş imzalı “Muş’ta Yaşayan Kuzey Kafkasya Halkları” Kriter Basım Yayın Dağıtım etiketiyle çıktı.
Yayınevinin tanıtım yazısı
19. yüzyılda Kuzey Kafkasya halklarının Çarlık Rusya’sına karşı savaşı kaybetmesi üzerine bölgenin otokton halklarının büyük kısmı Osmanlı Devleti’ne sürgün edilmiştir. Bu çerçevede 1860’lardan başlayarak Cumhuriyetin ilanına kadar Muş’a çeşitli düzeylerde göçler yapılmıştır.
Elinizdeki eserde arşiv belgeleri ve sahada derlenen bilgiler ışığında Kuzey Kafkasya halklarının Muş’a iskânı; bellek, kültür ve folklor açısından değerlendirmeleri yapılmaktadır. Eser ayrıca Kuzey Kafkasya halklarının günlük hayatta dil kullanımının görece azalması, katı geleneklerin esnemesi, kimlik algıları, bölgeye benzeşmesi gibi konuları ele almaktadır.
Hora Güneş’in yemekleri
Ece Yağcı’nın derlediği “Hora Güneş’in Abhaz Yemek Tarifleri – Kuşaktan Kuşağa Lezzetli Miraslar” kitabı, Sokak Kitapları Yayınları etiketiyle çıktı.
Ece Yağcı, kitabını şöyle anlatıyor: “Kitap, rahmetli babaannem Güneş Karabiber’in sağlığında çok istediği ama bir türlü gerçekleştiremediği hayaliydi. Torunu olarak, onun hayalini gerçekleştirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Güneş Hanım, sadece bir aile büyüğü değil; aynı zamanda kültürel mirasımızın bir bekçisiydi. Bu kitaptaki tarifler, onun ellerinde hayat bulan, anılarımızda yer eden ve sofralarımızı şenlendiren birer hazine niteliğindedir. Abhaz kültürünün derin köklerinden beslenen bu yemekler; doğanın sadeliğini, sevginin sıcaklığını ve geleneklerin zarafetini taşıyor. Her tarif geçmişle bugün arasında kurulmuş lezzetli bir köprü, her tabak bir hikâye, her satır bir miras… Hepinize şimdiden afiyet olsun… Hayat ertelemek için fazla kısa!“
Milli Mücadele’de Çerkes Ethem
Jineps yazarlarından Mert Kalkan’ın “Milli Mücadele’de Çerkes Ethem” kitabını İkinci Adam Yayınları yayımladı.
Yayınevinin tanıtım yazısı
“Batı Cephesi’nin kurulup düzenlendiği ve tüm kuvvetlerin düzenli birlikler halinde örgütlendiği esnada Ethem’in ve ağabeylerinin tepkileri nettir. Yeşil Ordu Cemiyeti’nin de propagandasını yaptığı üzere, düzenli birliklerle vatanın kurtulamayacağı, bunların devrinin artık geçtiği gibi söylemler öne sürülmüştür. Ethem’in gücünün ve popülaritesinin zirvesinde olduğu bu dönemde TBMM’de dahi ciddi anlamda destekçi topladığı bilinmekte iken, Ethem’in bu ortamdan etkilenmesi olağan değerlendirilebilir. Bu konuda ağabeylerinin de onu çokça teşvik ettiği bilinmektedir. Dolayısıyla Batı Cephesi Komutanlığı’nın emirlerinin dinlenmemesi ve TBMM’ye açıkça başkaldırı durumuna geçilmesi, iktidar alternatifi olarak görülme durumunun doğal sonucu olarak gelen, iktidar mücadelesine girişin bir tezahürüdür demek yanlış olmayacaktır.”
Çocuk kitabı ‘Mektup’
Kafkas Vakfı Yayınları’nın “Tekrar Eden Savaş, Göç ve Sürgün Motifleri” başlıklı proje kapsamında hazırladığı çocuk kitabı “Mektup” raflarda…
Yayınevinin tanıtım yazısı
Bir gün evimizin ortasına ağır mı ağır bir mektup düştü.
Başka ağaçlara olan yolculuğumuz da işte bu mektupla başladı.
Kanatlarımızı açtık ve gökyüzünde kanat çırptık, başka ağaçların, başka kuşların yanına ulaşmak…
78’li bir Çerkesin anıları
İhsan Zafer’in “Lütfen Ellerinizi Kaldırır mısınız? – Bir Devrimcinin Kamulaştırma Anıları” adlı kitabı İletişim Yayınları’ndan çıktı.
Yayınevinin tanıtım yazısı
“İnegöl’de hatırı sayılır bir güç olmuştuk. O zamanlar halkın büyük çoğunluğunun sağcı ve tutucu olduğu bir yerde solcu olmak, ‘Sosyalistim, komünistim’ diye ortalık yerde konuşmak zordu.”
Sosyalist hareketin canlandığı 1975-1980 yılları arasında, adını belki daha önce duymadığımız binlerce genç kendini “devrimci” olarak tarif ediyordu. İhsan Zafer’in küçük bir kasabada başlayıp büyük şehirlere, oradan da cezaevine uzanan hayat hikâyesini anlatışındaki rahatlık, o dönem gençliğini en doğal haliyle tanımamızı sağlıyor.
Zafer, sosyalizm fikriyle nasıl tanıştığını, Kurtuluş hareketi içinde özel olarak görevlendirilip “kibar bir biçimde” yaptığı banka soygunlarını, cezaevi günlerini ve idama mahkûm edilişini şaşırtıcı bir heyecanla, mizah dozu yüksek bir dille ve macera tadında anlatıyor. “Profesyonel devrimcilik” hayatını anlatırken kişiliğinin gelişmesinde önemli yer tutan Çerkes geleneklerini, yetiştiği İnegöl’ü, aile ilişkilerini, âşık olduğu kadınları da es geçmiyor.
“Kamulaştırma” için girdiği bankadaki memureyle bakışmalarını, koğuşta nasıl rakı yaptıklarını anlatışındaki ayrıntıların canlılığı kadar bugünden geçmişe bakıp yaptığı değerlendirmeler de okunmaya değer. “Lütfen Ellerinizi Kaldırır mısınız?”, alışılmadık bir ’78’li hikâyesi…