Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Otto Bauer ve ulusal sorun

Otto Bauer, “Milliyetler Sorunu ve Sosyal Demokrasi” adlı eserini kaleme aldığı zaman
diliminde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kaynıyordu.

19’uncu yüzyılın sonuna doğru kapitalist üretim ilişkileri ciddi toplumsal altüst oluşlara yol açmıştı.

1867-1917 arasındaki 50 yıl içinde Viyana kentinin nüfusu, iç göçler sebebiyle, dört katına çıkmıştı. Buna paralel olarak, çokuluslu bir işçi sınıfı da yükselişteydi.

Sosyal Demokrat İşçi Partisi ve ona bağlı sendikalar, krizi birinci elden deneyimliyorlardı. Bu örgütler, Almanca konuşan çekirdek ile çeperdeki uluslara mensup üyeleri arasındaki gerilim nedeniyle dağılma tehdidi altındalardı (Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 1918 yılı öncesinde 15 milliyete ev sahipliği yapıyordu. Ve imparatorluk toprakları İberya Yarımadası büyüklüğündeydi).

Bu durum karşısında, Bauer olgun bir milliyetçilik teorisi oluşturmaya yöneldi. Hemen belirtelim, Bauer milliyetçiliğe sempatiyle yaklaşmıyordu.

Bauer’e göre modern uluslar karakter toplulukları (Charakter gemeinschaften) idiler. Karakter toplulukları da kader topluluklarının (Schicksals gemeinschaften) içinden çıkmışlardı.

Jozef Stalin’in temsil ettiği Marksist anaakımın milliyetçilik teorisi, Bauer’in yaptığı tanımdan hayli farklıydı. Stalin’e göre ulus, tarihsel olarak oluşmuş, ortak bir dil, toprak, ekonomik hayat ve kendini ortak bir kültürde bütünleyen ruhsal biçimleniş temelinde oluşan, istikrarlı bir insan topluluğuydu.

Bauer’e göre ise ulus, üç bileşenli bir sürecin ürünüydü. Bu bileşenleri şöyle tanımlayabiliriz:

1. Ekonomik kalkınma,
2. Toplumsal yapıdaki değişim,
3. Sınıfların olgunlaşması.

Bauer ulusa baktığında bir “kader topluluğu” görüyordu. Kader topluluğu uzun bir tarihsel sürecin ürünüydü.

Otto Bauer, ulusu “gizemli ruh” üzerinden açıklamaya çalışan tanımlara karşıydı. Bauer ulusa ilişkin psikolojik kuramlara da itiraz ediyordu.

Bauer’e göre ulusçuluğun tanımı, ulus denen olguyu anlama “görevinden” ibaretti. Bu doğrultuda, her ulus kendine özgüydü.

Ulus her şeyden önce, tarihin bir ürünüydü. “Karakter topluluğu” tarihsel süreç içinde oluşurdu. Ve karakter topluluğu sabit olmayıp, sürekli değişime açıktı.

Bauer, ulusal karakteri, son şeklini almış bir tanım olarak görmüyordu. Ulusal karakter, açıklanması gereken bir olguydu.

Milliyetçi mitoloji ulusal karakteri kadim zamanlara dayandırır. Bauer buna da karşıydı. Ulusal karakter belli bir dönemin ürünüydü.

Bauer’e göre enternasyonalizm çantada keklik gibi görülemeyeceği gibi, ulusal özellikler de enternasyonalizm adına görmezden gelinemezdi. Bu özelliklerin tarihsel süreç içinde nasıl şekillendiklerini göstermek gerekirdi.

Bauer’in milliyetçilik teorisi bugün unutulmuş gibi görünebilir. Oysa kendi döneminde şiddetli polemiklere konu olmuştu. Hem İkinci (sosyal demokrat) hem de Üçüncü (komünist) Enternasyonal tarafından reddedilmişti.

Kaynakça: Munck, Ronaldo. Otto Bauer’s Theory of Nationalism Is
One of Marxism’s Lost Treasures, 26.11.2023

Otto Bauer

Yazarın Diğer Yazıları

Gürcistan, tarihsel bağlamı ve sosyal demokrasi

Gürcistan tarihinin birtakım yapıtaşları vardır. Bunların belli başlıları kolonyalizm, bölgecilik, çoketnililik ve toplumsal ayrışmadır. Bu tarihsel arka plan, Gürcistan’da sosyalizmin aynı anda hem aydınlara hem...

Anti-Bolşevik Uluslar Bloku

Anti-Bolşevik Uluslar Bloku (ABN) mültecilerin kurduğu bir örgüttü. Daha doğrusu siyasi mülteci örgütlerinin koordinasyon merkeziydi. ABN’yi kuran mülteciler Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelerden...

KDHP’li (*) yıllarda Ortadoğu

Osmanlı İmparatorluğu çöktüğünde birçok Arap esaretten kurtulduğuna inanıyordu. ABD Başkanı Woodrow Wilson’ın 14 madde kapsamında sözünü ettiği ulusların kaderlerini tayin hakkı temelinde bir Arap...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img