Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Karaçay-Malkarlılar kimdir? Kesişen kümede bir halk…

Karaçay-Malkarlılar, Kafkas Sıradağları’nın zirvesi Elbruz Dağı’nın çevresinde yaşayan bir halk. Nüfuslarının yaklaşık olarak 350 bini Rusya’da yer alan Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar’da, 50 bin kişilik kısmı ise Türkiye, ABD, Kazakistan, Suriye’de yaşıyor. Konuştukları dil Türki dillerin Kıpçak lehçesinden, inandıkları din İslam, mezhep olarak ise Sünni-Hanefi. Özetlenen bu bilgilerin detayları üzerine tarihsel olaylara referans verilerek bilimsel çalışmalar yapıldı. Ancak bunlar bir tür dışarıdan yapılmış tanımlardı ve araştırmalar günümüz değerleri ve önyargılarıyla gerçekleştirildi. Bu perspektif, kimliğin etkileşime açık gelişme çizgisini dondurma riski taşıyor.

Halklar için daha çok “Kimdir?” sorusu merak ediliyor, daha önemli olan ise bir halkın kendisini nasıl tanımladığı. Karaçay-Malkarlıların sahiplendiği kimlikler hangi coğrafyada ve kimler arasında bulunduklarına göre değişir. Türki bir dil nedeniyle Türk olmak mantıklı görünebilir. Anadolu’da Çerkeslik öne çıkabilir. Kafkasyalı kimliği yerelliği vurgulaması bakımından önemli olabilir. İslam’a inandıkları için zaten Müslümandırlar. Özetle aslında çoğu Karaçay-Malkar birkaç kimliği birden üzerinde taşır. İnsanları tek bir kimliğe hapseden bakış açısı düşünüldüğü zaman bu bir karışıklık mı? Yoksa alternatif bir çeşit zenginlik mi? Tarihte çoğu halk, başka halklarla iletişim halinde varlıklarını inşa etti. Karaçay-Malkarlıların kim oldukları bu açıdan değerlendirilmeli.

Türklük, Çerkeslik, Kafkasyalılık

Türk olmak Karaçay-Malkarlılar için sonradan öğrenilen bir kimlik. Özellikle üniversite ve dernek çevrelerinde Karaçay-Malkar halkına Türk dendi. Fakat Anadolu’da komşu Türk köyleri için Karaçay-Malkarlılar “Türklü” ifadesini kullanırlar. Bu durum Türkler ve Karaçay-Malkarlılar arasındaki farklılığı gösterir. Sol kesime mensup Karaçay-Malkarlılar, Türklük ile barışık değil. Rusya’nın Pantürkizmi suç olarak görmesi Türklüğü tehlikeli yapıyor. Buna rağmen Türklük, Karaçay-Malkar halkına yeni kapılar açıyor.

Çerkes olmak Karaçay-Malkarlılar için son yıllara kadar pozitif bir kimlikti. Çerkeslik Türkiye’de Kuzey Kafkasya’dan gelen bütün halkları kapsayan bir çeşit üst kimlik. Ancak Çerkes kelimesinin kullanımı sadece Adigeleri kapsayacak şekilde daralınca bu durum değişti. Karaçay-Malkar halkı, Çerkes kimliğinden gittikçe uzaklaşmaya başladı. Kafkas sivil toplum kuruluşlarında baskınlaşan seküler Adigeler de hem dindar hem de Türk olarak etiketledikleri Karaçay-Malkarlıları dışlama eğilimine girdiler. Bu süreç iki taraflı olarak işledi.

Kafkasyalı olmak Karaçay-Malkarlıların öne çıkardığı bir kimlik. Kafkasya’daki komşu halklar, kendilerinin otokton, Karaçay-Malkarlıların dışarıdan gelen bir topluluk olduğu iddiasında bulunuyor. Karaçay-Malkar halkı ise Kafkasya merkezli bir halk olduğunu söylüyor. Kafkasya’da kaynakların paylaşımında yerli olmak avantajlı. Örneğin Adigey Cumhuriyeti’nde Adigeler nüfusları az olmasına rağmen idari görevlere hâkim. Karaçay-Malkarlılar kendi yaşadıkları cumhuriyetlerde böylesi egemenlikleri kabul etmemek için yerli oldukları tezlerini güçlendiriyor.

Kesişen küme olmak

Karaçay-Malkarlı kimliği elbette gün geçtikçe öne çıkan, kullanımı artan kimlik. Fakat her bireyin zihninde farklı bir Karaçay-Malkar tanımı var. Önemli bir kitlenin kimliksizliği tercih ettiği ve kariyer çabasında olduğu bir gerçek. Dayanışmanın, toplumsal olmanın, kimliğin önemli olduğu coğrafyalarda kimliksiz bir şekilde ilerlemek zor. Bunlar dışında kalan kimlikler ise “Tavlu” (Dağlı) ve “Alan” (tarihte Kafkasya’daki bir halk). Tavluluk, dağlı olmak anlamına gelir ve yerelliği gösterir. Alanlık da geçmiş zamanlarda yaşayan Alanlara referans olarak pozitif karşılanır. Müslüman olmak da Karaçay-Malkarlılar gibi dindar bir halk için oldukça önem taşıyor.

Bütün bu tabloyu gören bazı Karaçay-Malkarlılar negatif bir durum olduğunu düşünüyor. Kendilerinin melez bir halk olmadığı ya da kökenlerini iyi bildikleri yönünde tezler geliştiriyorlar. Halbuki burada devletsiz bir halkın zihnindeki ideal kimlik tanımlamasını bile ulus-devletten kopyaladığını görüyoruz. Çerkesler ve diğer Kafkasyalılar için de tablo aynı. Bütün kimliksel süreçlerin genel olarak bir algı üzerine kurulu olduğu unutulmamalı. Dışarıdan yapılan tanımlar oldukça belirleyici oluyor. Çeşitlilik bir karışıklığı değil, zenginliği simgeleyebilir. Karaçay-Malkarlıların durumu melezlikle değil, kesişen küme pozisyonunda bir halk olmakla tanımlanabilir.

Alternatif kimlik yolu

Ulus-devletlerin temsil ettiği halklara dair net görünen yanıltıcı bir imajı var. Devletler asli unsur olarak belirledikleri halkları da tektipleştiren hamleler yaptı. Farklı kültürler, şiveler, inançlar yok edildi. Bir coğrafyada belirli bir halkın, bir dilin ve bir kültürün yaşadığı fikri yaygınlaştırıldı. Bu yanlışı devlet dışı bırakılan kimlikler de kabul etti. Ulus-devletin şekillendirdiği kimliklerden sadık askerler, iyi çalışan işçiler, yüksek vergi veren vatandaşlar çıkarıldı.

Ardından serbest piyasanın baskınlaşması, ulus-devletleri sorgular hale getirdi. Küreselleşmeyle insanlar farklı yerlerde çalışabilir, gezebilir ve yaşayabilir oldu. Etnik kimlikler özgürlük ilan etti. Fakat süreç şimdilerde tam tersi bir yere doğru gidiyor. Sermayenin aşırı akışkanlığı, terör saldırıları, savaşlar, çatışmalar, işgaller ve göçlerin artması dünyayı yeniden bir milliyetçilik dönemine soktu. Geri dönen şey ulus-devlet tezini destekleyen niteliklere sahip. Bunun alt sınıflara yansıyan kısmı göçmen, yabancı karşıtlığı. Üst sınıflarda ise turistlere karşı protestolarla, seyahatlere sınırlama getirilmesiyle kendini gösteriyor. Dolayısıyla gelişmeler devletsiz olan halkların ve kimliklerin tekrar baskı altına alınacağı bir döneme girildiğine işaret ediyor olabilir.

Böyle bir ortamda Karaçay-Malkarlılar çeşitli kimliklerle kurdukları pozitif ilişkilerle hem kendilerine hem de diğer topluluklara alternatif bir yol inşa etme potansiyeli taşıyabilir. Karaçay-Malkarlıların kim oldukları tam olarak bundan dolayı önemli. Kesişen küme durumundaki Karaçay-Malkar halkı, diğer kümelerdeki halklar arasında barışı ve iletişimi artıran alternatif bir kimlik yolu inşa etme potansiyeli nedeniyle değerlidir.

Yazarın Diğer Yazıları

Karaçay-Malkarlıların sivil toplum macerası

Türkiye’deki Kafkas sivil toplum kuruluşlarının geçmişi Osmanlı devletinin son dönemlerine kadar uzanır. Ancak Cumhuriyet ile birlikte bir kopuş yaşanır ve demokratikleşmenin başlangıcına kadar suskunluk...

Anadolu’daki Karaçay-Malkar köyünü patlatmak

Eğrisöğüt, Anadolu’da bir Karaçay-Malkar köyü, Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesine bağlı. Köyün içine bir kimyasal patlayıcı fabrikası kurulması planlanıyor. Bu gerçekleşirse tam bir felaket yaşanacak. Yerel...

Karaçay-Malkar aydınları ve toplum üzerindeki etkileri

Türkiye’deki Karaçay-Malkar topluluğu yaklaşık 50 bin kişiden oluşuyor. 85 milyonluk Türkiye’de, 3-5 milyonluk Kafkas kökenli nüfus düşünüldüğü zaman küçük bir topluluk. Bundan dolayı Karaçay-Malkarlıların...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img