“Barış ve Demokratik Toplum Süreci” kapsamında Kürt sorunun demokratik çözümü ve kalıcı barışın sağlanması için oluşturulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” ilk toplantısını 5 Ağustos’ta TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında yaptı.
DEM Parti’nin komisyonda dinlenmesini istediği “halklar ve inançlar temelli örgütlenmeler” listesinde yer alan Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) heyeti, farklı partilerden komisyon üyeleri ile 19-20 Ağustos tarihlerinde görüşmeler gerçekleştirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kağan Salıcı, CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, DEM Parti Grup Başkanvekili ve Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, Yeniyol Partisi Grup Başkanı ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya (Saadet Partisi), Yeniyol Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Bilici (Gelecek Partisi) ve Yeniyol Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan (Saadet Partisi) ile yapılan görüşmelere KAFFED Genel Başkanı Ünal Uluçay, genel başkan yardımcıları Şeneser Tokmak ve Turhan Yılmaz ile KAFFED Genel Sekreteri Ömer Atalar katıldı. Ayrıca KAFFED’in eski genel başkan yardımcısı ve DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu üyesi Metin Kılıç da görüşmelere katkı verdi.
Görüşmelerde süreç ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Sürece ilişkin gündeme getirilen görüş, öneri, endişe ve beklentiler komisyon üyeleri ile paylaşıldı. Dil, kültür ve kimliğe ilişkin demokratik talepler dile getirildi.
KAFFED heyeti, 2011’de anayasa sürecinde hazırlanan demokratik talepler metninin güncellenerek yeniden Meclis’e sunulmasına karar verildiğini belirtti. Federasyon, metnin sadece kendi dernekleriyle sınırlı kalmayıp tüm Kuzey Kafkas sivil toplum kuruluşlarının ortak imzasına açılacağını açıkladı. İmzaya açılan metnin demokratik taleplerinin ana çerçevesini yansıttığı belirtildi.
KAFFED’in “TBMM Demokratik Taleplerimize Duyarlı Olmalıdır” başlığıyla imzaya açtığı metinde şu ifadeler yer alıyor: “Tarihin en eski dönemlerinden beri yaşadıkları Kafkasya’da eşsiz bir dil ve kültür geliştiren Çerkesler, 19. yüzyılda karşı karşıya kaldıkları soykırım ve sürgün ile anayurtlarından koparılmışlardır. Büyük bir trajedi sonucu vatanlarından koparılan Kafkas halklarına mensup 6 milyona yakın Çerkes, Abhaz, Oset, Karaçay-Balkar, Çeçen-İnguş ve Dağıstanlı, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ülkemizde yaşamaktadır.
Bizler, yeryüzündeki tüm toplumlar gibi, ülkemizde kültürümüzü yaşatmak ve kimliklerimizi korumak istiyoruz. Toplumumuzun ve kültürümüzün Türkiye kültürüne önemli katkıları olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir. Kimliği ve kültürü korunan, Kafkasya ile ilişkilerini devam ettirebilen halklarımızın varlığının, Türkiye’nin ekonomik, toplumsal ve siyasi gelişimine önemli katkıları olacağı açıktır. Ayrıca, kimlik ve kültürün yaşatılmasının demokrasi ve insan haklarının bir gereği ve bunun sağlanmasının da devletin vatandaşlarına karşı bir görevi olduğuna inanıyoruz. Komisyonun varlık nedeni olan “Milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi” de bu adımlarla daha da güçlenecektir.
Bu metne imza veren sivil toplum kuruluşları olarak; kimlik ve kültürlerimizin yaşatılabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm siyasi yapılanmalardan ve TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ndan 8 başlıkta özetlenen taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz:
1. İnsana saygılı yeni bir anayasa hazırlanmalı: Hak ve özgürlükleri temel alan, evrensel normlara uygun, sivil, çağdaş bir anayasa hazırlanmalı, yurttaşların dillerini, dinlerini ve kültürlerini istedikleri gibi yaşamalarını engelleyen tüm yasaklar kaldırılmalı, insan hakları ile dil ve kültürel hakların geliştirilmesini güvence altına alan tüm uluslararası sözleşmeler hiçbir çekince konulmadan onaylanmalı ve uygulanmalıdır.
2. Kimlik ve kültürel haklar güvence altına alınmalı: Kimliğimizin ifadesi ve yaşatılmasına ilişkin her türlü engel ortadan kaldırılmalı, bir toplum ve kültür olarak varlığımız kabul edilmelidir. Çocuklarımıza ve yaşadığımız yerleşim birimlerine anadilimizde isim koyabilmeliyiz, kendi soyadlarımızı kullanabilmeliyiz. Köylerimize eski isimleri resmi olarak geri verilmelidir. Ayrımcılık ve her türlü ırkçılık ile aktif bir şekilde mücadele edilmeli, özellikle ders kitaplarından dil, din ve etnisite temelinde ayrımcılığı ve nefreti körükleyen tüm ifadeler çıkarılmalıdır. Ayrımcılık karşıtı yapılarda toplumlarımız temsil edilmelidir. Eşit yurttaşlık kültürünü destekleyici düzenlemeler yapılmalıdır.
3. Anadili eğitimi yaşama geçmeli: Devlet, yurttaşların dillerini ve kültürlerini korumaları için sadece izin veren değil, destekleyen bir konumda olmalıdır. Bu kapsamda anaokulundan yükseköğretime kadar anadili dersleri yaşama geçirilmeli, özel sektör eğitim kuruluşlarında ve derneklerde anadili öğretiminin önünde engel olan tüm kısıtlamalar kaldırılmalı, halk eğitim merkezleri ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile anadili kursları açılmalı, anadili öğretmenleri yetiştirilmeli, üniversitelerde talep edilen tüm dillerde akademik çalışmalara imkân tanınmalı, lisans ve lisansüstü programlar açılmalı, enstitüler kurulmalıdır.
4. Anadillerimizde TV ve radyo yayınları yapılmalı: Çerkesçe, Abhazca, Osetçe, Çeçence, İnguşça, Dağıstan dillerinde ve Karaçay-Balkar lehçesinde kamusal radyo ve televizyon yayını yapılmalı, anadillerimizde yayın yapan özel basın/yayın organları desteklenmelidir.
5. Kültürel ve toplumsal çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları desteklenmeli: Kültürümüzün korunması ve geliştirilmesine yönelik toplumsal çalışmalar yapan tüm sivil toplum kuruluşlarımıza destek sağlanmalıdır.
6. Dönüş hakkı tanınmalı: 21 Mayıs, Çerkeslerin soykırım ve sürgününün simgesel tarihi olarak kabul edilmeli ve bu tarihsel gerçek tanınmalıdır. Çerkesler ve diğer Kuzey Kafkas halkları anayurtlarından zorla çıkarıldıkları için, tarihsel olarak anayurtlarına dönüş hakkına sahiptir. Rusya ile çifte vatandaşlık anlaşması yapılarak halklarımızın anayurtları ile olan bağları yasal olarak da kurulmalıdır. Kafkasya’ya dönerek yerleşmek isteyenler için sosyal hakların transferi sağlanmalı, bunun için Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında gerekli anlaşmalar yapılmalıdır.
7. Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri ile ilişkiler güçlendirilmeli: Türkiye’de yaşayan Çerkesler, Abhazlar, Osetler, Çeçen-İnguşlar, Karaçay Balkarlar ve Dağıstanlıların akrabalarının bulunduğu Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri ile ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler geliştirmeleri desteklenmeli, Kuzey Kafkasya’ya yerleşen veya iş kuran vatandaşlarımız desteklenmeli, buradaki üniversitelerde okuyan öğrencilere kredi ve burs verilmelidir.
8. Abhazya ve Güney Osetya tanınmalı: Abhazya ve Güney Osetya egemen devletler olarak tanınmalı, Abhazya ve Güney Osetya’ya yönelik izolasyonlar kaldırılmalı, Trabzon-Sohum arasında gemi ve İstanbul-Sohum arasında uçak seferleri acilen yeniden başlatılmalı, Gürcistan’a yapılan askeri yardımlar durdurulmalı, Abhazya/Güney Osetya ve Türkiye’deki kurum ve kuruluşlar arasında ekonomik, kültürel, sosyal, sportif ve eğitsel alanlarda iş birliği geliştirilmelidir.”