Bir yılı aşkın süredir devam eden çözüm süreci görüşmelerinde önemli bir eşik daha aşıldı. TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan oluşan heyet 24 Ekim’de İmralı Adası’na giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü.
CHP katılmadı
CHP ile DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin Meclis’te kurduğu Yeniyol Partisi grubu ise İmralı ziyareti için üye vermeme kararı aldı. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Milletten gizli yürütülen, sadece beş vekille sınırlı bir İmralı ziyaretini değil; Meclis çatısı altında, şeffaf ve toplumsal uzlaşıyla yürütülen bir süreci savunuyoruz” dedi. İmralı’ya üye göndermese de CHP, komisyonda kalma kararıyla sürece desteğini sürdüreceğini açıkladı.
Neler görüşüldü?
Görüşme sonrası TBMM Başkanlığı’ndan “Bölgesel perspektife yönelik sürecin pozitif ilerletilmesi açısından olumlu sonuçlar alınmıştır” açıklaması geldi.
DEM Parti Meclis Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, görüşme sonrası Meclis Genel Kurulu’nda konuştu. Komisyonun İmralı ziyaretine değinen Koçyiğit, “Bu görüşme, Türkiye’nin barış ve demokrasi yolculuğunda yeni bir alan açacak kapsayıcı ve umut verici bir adım niteliğindedir. Uzun yıllardır beklenen barış ve kardeşlik kapısını aralayan, tarihi önemde bir gelişme olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir. Toplantı, halklarımızın ortak geleceğini inşa edecek bir diyalog zemini yaratma potansiyeline sahiptir” dedi.
Koçyiğit, Abdullah Öcalan’ın görüşmede dikkat çektiği hususları şöyle aktardı: “Sayın Öcalan’ın, görüşmemizde de başta Türk-Kürt halklarının olmak üzere tüm bölge halklarının barış içinde eşitçe, özgürce ve bir arada yaşam iradesini bir kez daha açık ve net biçimde ortaya koyduğunu vurgulamak isterim. Komisyonun tamamının İmralı’ya gitmesini isterdik, ancak bu gerçekleşmedi. Bu durumu eleştirel bir yaklaşımla değerlendirdik. Yine de şunu belirtmek gerekir ki bu görüşmenin Türkiye’ye ve halklarımıza sağlayacağı katkı, herhangi bir zarar değil, tam tersine büyük bir kazançtır. Bir kez daha altını çiziyoruz: Kürt meselesi, güncel siyasetin sınırları içine hapsedilemeyecek bir konudur; hiçbir siyasi partinin kendi kısa vadeli çıkarları için kullanabileceği bir araç değildir. Türkiye’de demokrasinin önünde duran temel engellerden biridir ve çözülmek zorundadır.
Türkiye ve bölge, barışa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Herkes bu perspektifi esas almalı, buna uygun politikalar ve pratikler geliştirmelidir. DEM Parti olarak, sürecin başarıya ulaşması için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Ancak iktidar, muhalefet ve devlet kurumlarının da bu konuda ciddi sorumlulukları vardır. Barış yolunun ilerleyebilmesi için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin gecikmeden hayata geçirilmesi şarttır. Barış, tek bir tarafın çabasıyla değil, toplumun ortak iradesiyle inşa edilebilir.”







