Yeşil örtüsü, tarım arazileri, denizi ve ormanıyla Türkiye’nin cenneti Güney Ege’nin köylüleri, kendilerini ‘zorunlu göç’ten, arazilerini de ‘katliam yasası’ndan kurtarmanın çaresini arıyor.
TBMM’de kabul edilen “Zeytin Yasası” sonrası Muğla’nın Milas ve Yatağan ilçelerine bağlı 49 köy, acele kamulaştırma kapsamına alındı. Kamuoyunda uzunca süre tartışılan, “süper izin”le zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açacak 7554 sayılı torba yasa teklifi, geçen ay Meclis’te kabul edilerek yürürlüğe girdi. Kanunun 11. maddesi, Milas ve Yatağan’da yüzlerce yıllık zeytinliklerle tarım arazilerini kömür madeni sahalarınadönüştürmeye imkân tanıdı. Buna göre; belirlenen koordinatlar içinde kalan 49 köy, acele kamulaştırma kapsamına alındı.
Tepkilere rağmen Meclis’ten geçen zeytinlik, orman ve meraları enerji ve maden faaliyetlerine açan yasa, Milas ve Yatağan için ‘ölüm fermanı’ niteliğinde. 49 köyü yok edip, 33 bin köylüyü zorunlu göçe mahkûm edecek yasada yer alan ‘acele kamulaştırma’ yöntemiyle zeytinlikler ve zeytin alanları kömür madeni sahalarına dönüştürülebilecek.
“Köyler sonsuza dek yok olacak”
Milas ve Yatağan’da daha önce genişleyen kömür sahaları nedeniyle pek çok köyün haritadan silindiğini hatırlatan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Üyesi Halime Şaman, “Muğla’nın hafızasında bu konu çok taze. Yeniden aynı şeyleri yaşamak istemiyorlar” diyerek 1984’te yaşananları şöyle anlattı: “Termik santralin kömür ihtiyacı nedeniyle bazı köyler taşındı. Mezarlıkları bile kazıldı. Hatta mezarlıklardan çıkan kemikler köylülere verildi, insanlar evlerinde bu kemiklerle yaşadılar bir süre.”
Son düzenlemeyi “tarihte görülmemiş bir adrese teslim yasa” şeklinde niteleyen Şaman, “Üç termik santralin kömür ihtiyacı için Muğla’da toplam 49 köy, Büyükşehir Belediyesi’ne göre ise, 57 köy feda edilecek. 33 bin 400 kişi zorunlu göçe mecbur bırakılacak. Kömür madenlerinin ömrü yalnızca dört yıl. Bu kadar kısa süreli bir faaliyet için köyler yok edilecek. İnsanlar savaş dönemlerinde yaşanan türden bir zorunlu göç yaşayacak” ifadelerini kullandı.
Anayasa’ya aykırı hükümler içeren yasanın iptali amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını aktaran Şaman şöyle devam etti: “Yürütmenin durdurulması talebiyle başlatılacak hukuki süreç, telafisi mümkün olmayan bir yıkımı önlemenin tek çaresi. Düzenleme, ortak yaşamı hedef alan bir saldırı. Birlikte hareket etmekten başka çaremiz yok. İmece mantığıyla adli süreci yöneteceğiz. Köy köy, kasaba kasaba gezerek insanlara anlatıyoruz. Tepkiler çok sert; konuyu duyunca fenalaşan insanlar oldu. Düşünsenize, yaşamdaki güvenceniz, çocuğunuza bırakacağınız tapunuz bu yasa ile değersiz bir kâğıt parçasına dönüşüyor.
“Avukatlar para istemiyor”
MUÇEP üyelerinden Neşe Tuncer, amaçlarının mümkün olduğunca çok davacıya ulaşmak olduğunu belirterek “Tek başına dava açmak yorucu ve masraflı. İş makineleri kapımıza gelmeden harekete geçmemiz şart. Yönetmelikte ‘Acele kamulaştırma tapu yerine geçer’ hükmü var. Kendi zeytinliğinizdeki haklarınız tamamen elinizden alınabilir. Bu, daha önce Hatay’da ve başka köylerde de yapıldı; ilk kez uygulanmıyor. ‘Hayır’ deme hakkımız kullanacağız. CHP de konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımaya hazırlanıyor. Gönüllü avukatlar ücret talep etmeyecek” bilgisini paylaştı.
Yasa kapsamına giren köyler
Kuzyaka, Kısırlar, Söğütçük, Çiftlikköy, Karacahisar, Pınarağası, Çamköy, Karacaağaç, Bağdamları, Sekköy, Bayırköy, Akçakaya, Fesleğen, Hasanlar, Çakıralan, Gürceğiz, Türkevleri, Yoğunoluk, Dereköy, Pınarköy, Hüsamlar, Çamlıca, Kalem, Alatepe, Kultak, Çaybükü, Gökpınar, Bozüyük, Bağyaka, Kapabağ, Eskihisar, Bencik, Köklük, Kafaca, Akçaova, Salihpaşalar, Bayır, Bahçeyaka, Hisarardı, Hacıbayramlar, Yeniköy, Şahinler, Yeşilbağcılar, Kırık, Gökgedikköyü, Yayla, Yava. (Ekoloji Birliği)