BTC’nin Arkasında Yatan Karanlık Hesaplar  

0
486

Bakü – Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı Açıldı

BOP’un önemli bir ayağı da enerji sisteminin tek elden Amerika tarafından kontrol edilmesidir. Bunu kontrol edebilmek için de yardımcı güç İsrail’dir.  

 

British Petrol (BP) ile Türkiye arasındaki anlaşma bir sömürge anlaşmasıdır. Türkiye’yi yönetenler “biz bizzat stratejik ortağıyız” dedikleri BOP çerçevesinde bu anlaşmayı imzalayarak ve başta BP olmak üzere çok ululu tekelci şirketlere inanılmaz haklar tanıyarak yalnızca Türkiye’yi değil, Kafkasya’yı da emperyalizme daha bağımlı hale getirmiştir. Bunun sonuçları gelecekte daha da net bir şekilde ortaya çıkacaktır.  

Türkiye’yi, sözde dünyanın enerji koridoru haline getirecek olan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı’nın açılış töreni için birçok ülkenin liderleri ve bakanları Ceyhan’da buluşturdu. Uzun yıllar TPOA’da çalışmış Jeoloji Mühendisi Tufan Erdoğan’ın bu konuda söyledikleri ise tüyler ürpertici! Erdoğan’a göre ekonomik açıdan Türkiye’nin sömürgeleşmesinde yeni bir adım olan BTC boru hattı karşılığında alacağı varil başına sadece iki dolar. Eğer bir milyon varil hedefine ulaşılırsa. BTC’nin ülkeye kat6kısı yılda yedi yüz milyon dolar eder. Oysa Türkiye, şu anda bile öngörülen maliyeti çoktan aşmış durumda. Bazı kaynaklara göre yapılan sahtekarlıklarla ahlaksızlıklarla öngörülen maliyet bir buçuk milyar doları aşmış durumda ve bu parayı Türkiye ödemek zorunda çünkü Türkiye “1.2 milyar doların üstüne çıkarsa ben geri kalanını kendim ödeyeceğim” diye söz vermiştir.  

BTV tüm yasaların üstünde  

Bu sömürgeleştirme projesi dahilinde inşa edilen boru hattı gerek bugün geçerli olan, gerekse ileride çıkacak olan tüm kanunlardan muaf tutulmuştur.  

Anlaşmaya göre bu konsorsiyum Türk güvenlik güçlerinden de sınırsız koruma sağlayabilecek. Gerektiğinde hat boyuca kendi paramiliter gruplarını bile oluşturabilecekler. Yöre halkının gereksinimlerini umursamaksızın dilediği kadar suyu da kullanma hakkına sahipler.  

Ayrıca BP, antlaşmayı her istediği an iptal edebiliyor; ama Türkiye bu hakka ancak çok olağandışı durumlar için sahip. Yani anlaşmayı iptal etme hakkını bile Türkiye’ye vermiyor. Hükümetin halkı koruyacak ek maddeler talep etme ya da bunları karşılıklı görüşme hakkı bile yok.  

Herhangi bir karşılık vermeden köylerin coğrafi gelişimini önleme hakkına da sahipler. Köylüler yeraltına gömülüm boru hattı boyunca bina bile yapamayacak, ağaç dikemeyecek. Buna karşı konsorsiyum insanların ve hayvanların geçişine engel oluştursa dahi hat üzerine istediği inşaatı yapabilecek. Dolayısıyla bu boru hattı sayesinde bölünen tarlalar, bölünen şehirler, bölünen köyler ortaya çıkacak.  

Anlaşmazlık halinde yetki de İngiliz mahkemelerinde. Ayrıca kişisel başvuru hakkı yok. Ancak devlet mahkemeye gidebilir. Yani köylülere bir haksızlık edildiğinde mahkemeye gidemezsiniz, sadece devlete sıkıntını arz edersiniz. Devlet uygun görürse BP ile mahkemeye gider.  

 

Ortada bu kadar petrol var mı?  

BTC boru hattına pompalanması düşünülen petrol ise sözde Azerbaycan’dan gelecek. Oysa Azerbaycan’da bir süre sonra günde 1 milyon varil taşıyacak olan bu boru hattına verebilecek petrol olmayacak. Şu anda günde otuzdört bin varil petrol dolduruluyor. 2010 yılında 225 bin varile çıkacaĞı düşünülüyor. İktidar ise, “Kazakistan’dan getiririz” diyor.  

Kazakistan’da Nazarbayev açıklama yapıyor: “Günde en fazla verebileceğim miktar 150 bin varildir.” Rusya, “onu da verebilecek durumda değilim” diye sıkıştırıyor.  

Dahası bir de ortada BTC yapılmadan evvel yapılmış dünya kadar boru hattı var. Azerbaycan daha diğer iki boru hattını dolduramıyor. Kazakistan ise ürettiğinin çok üstünde hatta sahip. Peki, BTC’ye nasıl gönderecek? Hem de en fazla beş bin varil taşıyan teknelerle. İktidar, “oraya da boru hattı yapacağız” diyor.  

 

BTC’nin patronu ABD, taşeronu İsrail, hamalı da Türkiye’dir  

BTC’nin en büyük destekçisi hiç şüphesiz Amerika’dır.  

Bunun sebebi nedir? Petrolün akış yönlerini çeşitlendirmek ve Orta Asya ülkelerini Rusya’ya bağımlılıktan kurtarmak!  

Oysa bu büyük bir yalan…  

Çünkü ABD dünya petrol rezervlerinin çoğunluğunu kontrol ettiği için bu boru hattının dedikleri yoldan dolmayacağını ve boru hatlarına neyin girip çıkacağını gayet iyi biliyor.  

Ama Amerika ısrarla “boru hattı yapılacak” dedi ve BP’yi en sert şekilde uyararak BTC’nin yapılmasını sağladı.  

 

O halde asıl neden ne?  

İşte bu noktada BOP devreye giriyor.  

BOP’un önemli bir ayağı da enerji sisteminin tek elden Amerika tarafından kontrol edilmesidir. Bunu kontrol edebilmek için de yardımcı güç İsrail’dir çünkü Ortadoğu’da Amerikan politikaları için çalışan, ABD’nin vurucu gücüdür İsrail.  

Türkiye’yi yönetenlerin İsrail ve Rusya ile birlikte ön anlaşmaları imzaladıkları bu proje çerçevesinde BTC’den gelen petroller, Ceyhan’da durmadan ya sualtı boru hattı ile ya da tankerlerle İsrail’in Aşkelon şehrine taşınacak.  

Eskiden İran’ın Kızıldeniz’e petrol çıkarmak için Filistin’e yaptığı bir boru hattı vardı. Kızıldeniz’deki Eylat limanından Aşkelon’a boru hattı çekmişlerdi. Böylece Süveyş’i dolaşmadan direk Kızıldeniz’e, oradan da Aşkelon’dan Akdeniz’e açılıyorlardır. Bu anlaşmalar olmadan bir yıl önce İsrail bu boru hattını tersine çevirdi ve ne ilginçtir   kapasitesini üç milyon varile çıkardır. Şimdi boru hattı Aşkelon’dan Kızıldeniz’deki Eylat’a çalışıyor. Yani Samsun-Ceyhan ve BTC’den gelen üç milyon varil petrol önce Aşkeon’a, oradan da bu hatla Kızıldeniz’e götürtülecek. Rus petrolleri de ilk defa doğu denizlerine açılacak. Amerika da hem Süveyş kanalının canına okumuş olacak, hem de Arap ülkelerinin tekelini kıracak.  

Bir de İsrailliler, Aşkelon’dan Hayfa’ya bir petrol boru hattı yaptılar. O kadar güzel bir kontrol mekanizması kurdular ki, kızdıkları zaman Ruslara “Aşkelon-Eylat hattıyla göndereceğiz.” Diyebiliyorlar. Oradan da ancak Akdeniz’e çıkış var. Dolayısıyla istedikleri zaman Rus petrolünün doğuya akmasını da engelleyecekler.  

Sonuçta İsrail muhteşem bir boru hattı ülkesi haline gelmiş durumda. Şimdi Rus ve Hazar petrollerini tek bir yerde, Aşkelon’da kontrol altına almış oldular.  

İşte BOP’un en büyük esprisi de budur.  

Ayrıca bölgede çok eski boru hatları da var. Bunlardan biri de Kerkük-Musul-Hayfa boru hattı. Biraz tamirat ve biraz kapasite artırımıyla, günde beş milyon varil kapasiteye çıkartılabilecek durumda. ABD ve İsrail şu an onunla meşgul. Eskiden Suudi Arabistan’dan da Hayfa’ya bağlanan bir petrol boru hattı vardı. İsrail Arap sorunu yüzünden kapatılmış olan bu hat da şimdi yeniden canlandırılıyor.  

Irak’ın güneyini de o hatta bağlıyorlar. Yani Ortadoğu petrolünün çok büyük bir kısmı Hayfa’da toplanıyor, Rus ve Hazar petrolleri de Aşkelon’da  

BTC’nin yapılmasının asıl şifresi işte budur….  

 

Sayı : 2006 08