Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Kayalar Reşitbey Köyü

Kayalar Reşitbey Köyü, Adapazarı merkeze 15 km. uzaklıkta, Sakarya nehrinin doğusunda bir Abhaz köyüdür. 

Köy 1864 yılında, büyük sürgün sırasında Kafkasya’dan gelen Abhazlar tarafından kurulmuştur. O yıllarda çok az olan hane sayısı yıllar geçtikçe artarak günümüzde100 haneye kadar ulaşmıştır. 2000 yılı nüfus sayımına göre köyde750 kişi yaşamaktadır. Köyün Abhazca adı Lıkhaa’ dır. Köydeki sülaleler Alayba, Açışba, Agumba, Ajunba, Apsüha, Atırşba, Bijnoa, Çala, Fönua, Kabba, Logara, Maan, Otra, Palba’ dır. 

Yeşilin her tonunu görebileceğiniz ve temiz havasını girer girmez hissedeceğiniz güzel bir köydür. Kayalar Reşitbey köyü, özellikle yaz ayları güzelliğine güzellik katar. Bu köyün, bahçe içerisindeki evler ve düzenli bir bahçe tasarımıyla hemen bir Abhaz köyüne geldiğinizi anlarsınız. Bu köyün insanları da oldukça misafirperver olup Abhazlığın köklerinden gelen misafirperverliği bu köyde görebilirsiniz. Bir eve misafirliğe gittiğinizde hemen sofralar hazırlanır, pasta (abısta) suyu konur ve abısta yapılır, yanında da Abhazlar’ ın olmazsa olmaz yemeklerinden olan agudırşışı, Abhaz peyniri, ahulçapa ve Çerkes tavuğundan ve daha birçok yöresel yemekten oluşan mükellef bir sofra kurulur. Asimilasyona karşı da oldukça dirençli duran bu köyde Abhazlar’ ın sosyal hayatında büyük önem taşıyan örf ve adetler hala unutulmamakla birlikte olabildiğince yaşanmaya ve yaşatılmaya çalışılmaktadır. 

Basit eğlencelerin bile törensel bir havası vardır ve bütün törenler kadın erkek birlikte yapılır. 

Günümüzde düğünler her ne kadar düğün salonlarında yapılsa da bir gün önce mutlaka köyde geleneklere uygun bir tören düzenlenir ve bu törende akordeon eşliğinde Abaza oyunları oynanır, misafirlere yemek ikram edilir. 

İnsanlar arasındaki ilişkilerde ”yaş” her türü kariyerin önündedir ve belirleyicidir. “Büyüğe Saygı” ilişkilerin özüdür. Aile içi ilişkilerde de bu kural esas alınır. 

Çiftler aile büyüklerinin yanında birlikte bulunmazlar. Gelinler eşlerinin aile büyükleriyle -onlar özel bir törenle bu durumu değiştirmeden önce- konuşamazlar. 

Köyde orta yaşın üstündekilerin hepsi, Abhazca’ yı gayet muntazam bilirler ve konuşurlar. Orta yaş altındakiler ve gençlerde Abhazca bilme oranı oldukça yüksek olup %70-80 lerdedir. 

1999 yılında yaşanan talihsiz Adapazarı depreminden sonra dedelerden kalan evlerin zarar görmesiyle köydeki evlerin tamamına yakınının yenilenmesiyle geçmişi insanlara hissettiren o tarihi dokunun kaybolması bir yana, köy yepyeni çehresiyle daha nice tarihler ve yaşantıların süreceği yeni bir tarihe yelken açmiştır. Köyde bir ilköğretim okulu, bir cami bulunmaktadır, köyün meydanında köy halkının akşamları buluşma noktası olan bir kaç kahvehane ıÜü vardır. Köyde şehir merkezine ulaşım, köy meydanından kalkan minibüsler ve özel araçlarla yapılır. 

Geçim kaynağı; hayvancılık ve ona dayalı mısır, yem bitkileri tarımı ve fındıktır. Şehir merkezine yakınlığı dolayısı ile orta yaş grubu ve gençler Adapazarı merkezde çeşitli sahalarda iş hayatlarını şekillendirmişlerdir. 

Köy Anadolu’ dan batıya ve çevre illere göçlerin yaşandığı geçmişte ve günümüzde de göç vermemiş ve hatta göç almış bir köydür. Kuruluşunun ilk yıllarında sadece Abhaz kökenlilerin yaşadığı bir köy iken, ilerleyen yıllarda Karadeniz’ den aldığı göçlerle birlikte Lazlar’ın da köye yerleşmesi ile bugünkü mozayiğini oluşturmuştur. 

Yaşamın içinde asimilasyona karşı direnen bu köye geldiğinizde, kendinizi burada Abhazya’da hissedebileceğiniz tüm değerlerimizi korumaya çalıştık. Olmazsa olmazımız ve yaşam tarzımızı ve bizi biz yapan değerlerimiziıÜü her nesile aktarmaya çalıştık. Sanırım yazılı kanunları olmayan ve nesilden nesile birebir yaşanarak öğrenilen bu olay Dünya’daki halkların durumlarını analiz ettiğimizde bir şans ve ardından bizim bağlılığımızın bir göstergesi olsa gerek. Sürgün ve sonrasında yaşanan süreci değerlendirirsek sanırım yaşanan acılar bizi daha bir dört elle sarılır kıldı, kaybedecek çok lüksümüz yok elimizde … 

Bu anlamda baktığımızda, dilin burada en önemli unsur olduğunu görüyoruz. “Dilsiz ulus ölüdür “ tezinden de yola çıkarak 50, 100 yıla kadar bütün halkların dillerini unutacağını savunan bilim adamlarının tezlerine inat Kayalar Reşitbey köyünde bir halkın diline sahip çıktığını görebilirsiz… 

Hazırlayan: Murat Ilgaz 

 

Sayı : 2007 03 

Yazarın Diğer Yazıları

Aidiyet yolculuğu ve ikilemler

Papirüs Yayınevi’nin “2 ağaç arasında...” kitabının yazarı Can Karakaş için düzenlediği tanıtım etkinliği 19 Ekim’de Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı’nda gerçekleştirildi. Atalarının kökenini ileri yaşlarında...

Judoda gümüş madalya

19-20 Ekim’de Kosova’da yapılan U23 Balkan Judo Şampiyonası’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) adına mücadele eden Çkippa Gökçe Güneş, gümüş madalyanın sahibi oldu. Sakarya Mesudiye Köyü’nden...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img