Sayın İrfan Argun Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi Başkanı

0
552

Abhazya’nın bağımsızlığı’nın tanınması için yapılan çalışmalar sürecinde, Abhazya davasına zarar verecek boyutta görüş ayrılıklarının sergilendiği suni bir bunalım ve kriz ortamının yaratılmaya çalışıldığına üzülerek şahit oluyoruz.

Hiç gereği yokken, Türkiye’de ki Kafkas kökenli vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun tasvip etmeyeceği böyle bir olayı sanal ortama çekip sanki toplumsal bir olaymış havasına sokarak toplumu germeye çalışanlar üzüntümüze mucip olmuştur.

Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi bu süreçte kendisine düşen en ağır görevleri bile başarı ile yürüttüğü ve hatta en verimli olmaya başladığı bir dönemde kendisinin böyle kısır döngülerin içine çekilmesine müsaade etmemelidir.

Kafkas Dernekleri Federasyonunun büyük bir yanılgısının sergilendiği ve içine düştüğü çelişkiyi belirtmek istiyoruz. Suni olarak yaratılan sorunun kaynağında;

  1. KADK, “Türkiye’deki en büyük örgüt” olarak niteledikleri “Kafkas Dernekleri Federasyonu ile ilişkilerini daha yapıcı bir iş birliğine dönüştürmelidir” mantığı,
  2. Diğer yandan, KADK’nın DÇB ile iş birliği halinde olması ve DÇB gibi kendisine yararı olmayan bir kuruluştan “en geniş desteği alacak” başka kuruluşların yapıcı da olsa katkılarına sırt çevirecek bir yapıya kavuşması düşüncesi yatmaktadır.

Türkiye’de var olan yüzden fazla derneğin büyük bir çoğunluğu, hatta Kafkas Dernekleri Federasyonu’nu oluşturan derneklerin mensupları bile DÇB’nin düşünce ve yapılanmasına karşı iken, DÇB’nin desteğini almak amacıyla dünyaya akredite olmuş, Rusya’nın, ABD’nin, AB’nin, Türk Dışişleri Bakanlığı’nın, Gürcistan’ın ve en önemlisi Abhazya Cumhuriyeti’nin, tanıyıp güvendiği bir lobi kuruluşunu sıradan bir dernek yapısına dönüştürüp etkisizleştirmeyi savunmak abesle iştigaldir.

Abhazya Cumhuriyeti’nin tanınma sürecinin başlangıcında Türkiye’ye yapılan 3 bilgilendirme ziyaretinin sonuçlarını tarafsız bir gözle değerlendirmeye tabi tutarsak, Abhaz Gürcü savaşının sıcak dönemi hariç Abhazya konusu hiçbir zaman bu yoğunlukta Türkiye’nin gündemine gelmemiştir. Bu başarı tamamen Kafkas Abhaz Dayanışma Komitesi’nin planlı ve programlı çalışmalarına, kamuoyunda yarattığı ilgi, güven ve desteğin sonucudur. Elbette kurumların da her zaman olduğu gibi destekleri olmuştur. Çünkü dernek, vakıf ve federasyonların varlığı o destek ve güveni sağlayan halktan soyutlanamaz, onların desteği görmezden gelinemez.

Toplumda farklı düşünen, eleştiren ve hatta yanlışı savunanların olması tabiidir. Tabii olmayan kurumların; topluma uyumda zorluk çeken, hiçbir katkı sağlamadan sadece eleştirmeyi adet edinmiş, aykırı ve zararlı fikir ve düşüncelerle davaya zarar veren birkaç kişinin destekçisi durumuna düşmeleridir. Daha etkin bir lobi desteği için ne yapmak gerektiğini somut olarak ortaya koymak KADK’nin hüsnü kabulüne mazhar olacağı gibi, her kurum ve kuruluşun da sonsuz desteğini arkasına alacaktır. Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak, her iki kuruluşumuza da bu dönemde itidal ve iş birliği düşüncesi içinde olmayı, olamayanı varmış gibi göstermekten çok kutsal dava için el birliği ve gönül birliği ile çalışmayı tavsiye ediyor, KADK’nin başarılı olan bugünkü yapısı ve vizyonu ile görevine devam etmesini, başarılarını sürdürmesini diliyoruz.

Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun desteği komiteyi oluşturan kişilere değil, Abhazya Cumhuriyeti’nin kutsal davasınadır.

Saygılarımızla

Sönmez CAN                                                   M. Ata KATI

Birleşik Kafkasya Konseyi Bşk.                    Birleşik Kafkas Dernekleri Fed. Gen.Bşk

 

Sayı : 2008 07