Kuşhamafe Şöleni

0
518

Bursa, M.Kemalpaşa ilçesi Güvem, Soğucak ve Karanlıkdere köylerinin ortak organizasyonu ile gerçekleşen Kuşhamafe Şöleni, Çerkes kültürünün yaşatılması ve geleceğe taşınmasındaki kilometre taşlarından biri olmaya aday. Organizasyonun oluşumuna katkı sunan ve emek verenler, her yıl biraz daha fazla katılım bekliyor ve farklı projelerle şöleni zenginleştirmek istiyor.  


Kuşhamafe Projesi hayatımızı, ideallerimizi, umutlarımızı yansıtıyor ve bu nedenle yaşamak zorunda

2008 şöleninde “Kuşhamafe’nin Fikir Babası” olarak lanse edilip mikrofona çağrıldığımda ne düşüneceğimi bilemedim. Mahcubiyet, heyecan ve iftihar karışımı duygularla ayaklarım titredi, iki-üç cümleyi zor toparladım.

Projelerin-fikirlerin asıl ihtiyacı, emek verenlerdir. Yoksa bozuk bir saat bile günde iki kez doğruyu gösterir. Sevindiğim konu; her geçen yıl bizi anlayanlar, katkı verenler artıyor. Her birine tek tek teşekkür ediyorum. Yola samimiyetle çıktık, bunu koruduğumuz sürece sanırım bu da doğal sonuç.

Derdimiz senede bir gün toplanıp, yiyip-içip dağılmak değil, gelecek nesillere bir alışkanlık, bir aşinalık bırakmak istiyoruz. Yarının taleplerine de adapte edilebilecek, gözbebeğimiz bir proje!..

Başlangıçta ayağı yere basmayan yüzer-gezer taleplerden-temennilerden oluşan karmaşaya neşteri vuran değerli muhtarımız Sn. Necdet AK her türlü takdiri peşinen hakediyor.

Akademi mezunu, 10yıllık yurtdışı deneyimi olan, cemiyetin ve cemiyetçiliğin ne olduğunu bilen, çelik iradeli, şark kurnazlığına asla prim vermeyen muhtarımız bize en büyük cesareti vermiş, gecesini-gündüzünü bu projeye vakfetmiştir.

Derneklerimize rakip de değiliz, alternatif de. Tam tersine ortak amaçları tabana yayma ve sevdirme amacını taşıyoruz. Örneğin Karaorman köyü muhtarı Sn.Ramazan BEYSİ, aynı zamanda Kaf-Der M.Kemalpaşa Şube Başkanı’dır.

Bir politikacı olarak değil, bir büyüğümüz olarak bir dönem önceki Bursa Milletvekilimiz Opr. Dr. Sn. Şerif BİRİNÇ, en başından beri aramızda bulunmuş, bizleri cesaretlendirmiştir.

Geçen yıl da bu yıl da katılım yaklaşık 3000 kişi civarında oldu. Seneye hedef en az 5000 kişilik katılım.

Araştırmacı – Yazarımız Nuh AÇIN, şölende sunduğu seminerle her zaman olduğu gibi yine dikkatleri üzerinde topladı.

Beçhan AYDEMİR’in 1940-1960 yılları arasındaki ‘Çerkes Sosyal Yaşantısı’nı derleyen kişisel – nostaljik fotoğraflar derlemesini bizlerle paylaşması büyük incelikti. Referans niteliğindeki bu fotoğraflar bize çok şey anlatıyor. Daha doğrusu bizim insanlara anlatmaya çalıştığımızı onlar doğrudan gösteriyor. Dahası herkesi kıyıda kenarda unutulmuş kıymeti bilinmeyen fotoğrafları günışığına çıkarma sorumluluğuna çağırıyor.

Programın akış ve sunum sorumlusu Önder BALTA, umut veren sunuculuk performansları ile Gülçin YEBEN ve Mesut CAN’a teşekkür etmeden geçmemeli.

Şölenin yapıldığı alan; Zekeriyabey Korusu, köyle iç içe harika bir meşe ormanı. Köy zaten orman köyü ama oranın ayrı bir özelliği var. Koruya ismini veren kişi (rahmetle anıyoruz) Zekeriya Efendi, köye (Güvem) ilk yerleşenlerden ve ileri gelenlerinden.

O dönemde beden gücüyle karşılanan ufak tefek yakacak vs. odun ihtiyaçları için bugünkü koru cazip, çünkü yakın ve zahmetsiz. Ama Zekeriya Efendi öyle düşünmüyor, bugünleri görüyor, oraya balta girmesini kesinlikle yasaklıyor. O kadar kesin bir yasak ki, es kaza çiğnenirse o akşam zanlıları baltalarıyla beraber topluyor, olay yeri incelemesi yapıyor. Baltanın ağız ölçüsüyle kesilen ya da yaralanan ağacın kesik ölçülerini karşılaştırıyor. Bir çeşit otopsi yani. O günlerde çok uç ve delilik gibi görünen bu kararlılığından hiç taviz vermiyor ama bu sayede koru bugününe ulaşıyor.

Şölen alanını seneye daha da güzelleştirip doğal bir anfi-tiyatro fonksiyonuna kavuşturmayı düşünüyoruz.

Tarihimiz de standart zaten; her yıl Ağustos ayının ilk Pazar günü, yani sıradaki 4. Geleneksel Kuşhamafe Şöleni 2 Ağustos 2009 Pazar günü.

Uzun vadede hedeflerimizden biri, Kuşhamafe Şöleni’ni “Çerkes Müzikleri Platformu”na dönüştürmek. Yani ucundan kıyısından bir akordeoncu olarak, bu kültürün müziğine emek verenleri baş tacı edecek bir platform. Konuyla ilgili ilk harcı koyanları anmadan olmaz; İzmir’den NESIJ Müzik Grubu, Güvemli Şınaho Betül BİLGİN ve BLANE Grubu. Gerek enstrümantal müzik yapanlar, gerek iki kişilik amatör gruplar, gerekse kişi ve grup bazında çok değerli çalışmalara imza atmış veya bu kapasitedeki herkesin gönül huzuruyla gelip yarışma formatı olmaksızın Çerkes Müziği cümbüşüne katılabileceği bu ziyafette, tabiri caizse servis masasının istediği bölümünde yer alabileceği bir ortamı sağlamak istiyoruz.

Bu dileğimiz aynı zamanda bu yazıları okuyan herkesten ilgililere iletmesini isteyeceğimiz bir davet olsun.

8-10 yaşlarındaki çocuklarımızın zihnindeki Kuşhamafe İzdüşümünü gözlüyorum, bunu çok ama çok önemsiyorum. Onlar samimiyetimizin, umutlarımızın ve gayretimizin en şaşmaz jürisi çünkü. Biz asıl cemiyetçilik sınavımızı onlara veriyoruz.

EOZDEMIR@coskunoz.com.tr

 

Köylerimiz 

Güvem,Bursa Merkez’e 120 ve M.Kemalpaşa ilçesine yaklaşık 40km. uzaklıkta. Abzeh köyü. 100 hane civarı yerleşik.

Soğucak, Bursa Merkez’e 125 ve M.Kemalpaşa ilçesine 45 km. uzaklıkta. Abzeh köyü. 40 hane civarı yerleşik.

Karanlıkdere, idari olarak Soğucak köyünün mahallesi ama aralarında 4km. mesafe var. Abzeh.

Sülaleler; Şınaho, Gute, Hakuç, Mıhoş, Baj, Ğış, Habraç’u, Yelıyeko, Şhaguj, Awul’, Apeph, Hatko, vd.

Karanlıkdere’nin durumu çok farklı, anılmaya değer. Tek sülale; Leserıko. Yerleşim, en kalabalık zamanında belki 15 haneydi ama gerçekten “hane”. Şu an aktif üç hane var.

Karanlıkdere dendiği zaman, kişisel nefreti en üst düzeyde olanlar – örneğin oradan kız alamamışlar(!) – dahil, herkesin aklına Çerkes standartlarını da zorlayan misafirperverlik gelir.

Büyük köyler dağıldığında, hem dağılanlar bölük-pörçük yerleştiğinden, hem geriye kalanlar gitmeyenlerden değil, gidemeyenlerden oluştuğundan iki grubun da tadı tuzu olmadı. Ama Karanlıkdere’den ayrılanlar aşağı-yukarı blok halde Karacabey ilçesine yerleştiklerinden kimliklerini ve özellikle efsanevi misafirperverliklerini daha yoğun yaşatabilmekteler.

Ticari tarıma elverişli arazi yok, merkeze uzak orman köyleri söz konusu. Çok geniş orman arazileri var. Arazi meyveciliğe uygun. 1960’larda kağnılarla Bandırma Limanı’na ihracata özel kasalarla elma sevkiyatı yapılırdı.

Hayvancılık için de şartlar uygun. Ancak kalifiye insan isteyen bir iş ve köyde kalanların ağırlıklı kısmı hayvancılığın zahmetini kaldıramayacak yaş ve konumda.

Mermer sektörünün son 20 yıldaki köşebaşı adreslerinden köylerimiz. Güvem – Soğucak arasındaki mermer işletmeleri, Kemalpaşa Beyazı tabir edilen zengin mermer yataklarını işlemeye devam ediyor. Mermer Organize Sanayi Bölgesi kuruluşu son aşamalarda. Güvem’e 12km. kala Devecikonağı Nahiyesi’nde. Bu işletmelerde çalışan, nakliyesi ile ilgili faaliyette bulunan, hatta işletmesi olan bir kısım hemşehrimiz var.

Ancak bu sektörün getirisinden çok götürdükleri var. Ticari, ekonomik, “milli” gerekçelerle örtbas edilen ciddi bir çevre ve orman tahribatı var. Yolların tahribatı, su kaynaklarının tükenmesi, yeni yeni farkedilen solunum yolları hastalıkları, gelecek konusunda endişe oluşturuyor.

“Sektörden yeteri kadar nemalanamamak” herkesin ortak şikayeti ama bu talebin gerçekleşmesi bile ancak “zarardan kar” olarak değerlendirilebilir.

Hayat hakkı herşeyden önde ve kutsaldır. Milli ve ekonomik menfaatler de hayat hakkından sonra gelir. En az zarar, en çok yarar formülünü yaşama geçirmek gerek.

Düğünlerimiz

Çerkeslikle ilgili doğruların, hedeflerin, faaliyetlerin icrasında çok basit, çok muhteşem bir modelimiz var aslında; düğünlerimiz...

Düğün dediğiniz zaman salt eğlence değil, misafir olma, alma, kalma adabından tutun da yeteri kadar ciddiye alırsanız bütün insani (=Çerkes) değerleri kapsamış olursunuz. Minicik görünen katkılardan biri eksik olsa düğün eksik kalır.

Ag’u olmadan olmaz

Dejuw olmadan olmaz

Pşınawo olmadan başlayamazsınız

Vasat oyuncular çok önemlidir

“Süper” oyuncularımızı neyle kıyaslayacağız yoksa..

E bütün bunları takdir edecek iç ve dış katılımcılarımız olacak

Misafirlerle kim ilgilenecek?

Mutfakta birileri olacak sessiz-sedasız asla alkış beklemeyen…

Adil bir hatyak’o lazım herkesin gönlünü yapacak

Ben bu saydığım ve sayamadığım unsurların toplamdaki değerinin farkındayım hasbelkader. Bu farkındalığı yaymaya çalışıyorum, çalışıyoruz, çalışmalıyız.

Bunu yayarken, malum bizde güneşin üzerimize doğmasına vesile olan ötüşleriyle irili ufaklı horozlarımızın korosunu da dinleyeceğiz mecburen.

“Yıkılası hanede evlad-ü iyal var” çünkü..

Erol Özdemir

Fotoğraf:  / Soldan: Güvem Köyü Muhtarı Necdet AK, Kuşhamafe Koordinatörü Erol ÖZDEMİR, Soğucak Köyü Muhtarı İsmail ŞAHİN

Sayı : 2008 09

Yayınlanma Tarihi: 2008-09-01 00:00:00