Nartlardan Günümüze Kafkaslarda Sanat

0
477

Toplumları anlama, olayları kavrama kültürü sanatı doğurmuştu. Dünyayı değiştirmek onu mevcut durumuyla tanımak sanattı.

Çerkesler varlıklarını en somut biçimde sanatla anlatmışlar. Onların ilk çağdan günümüze oluşturdukları sanat, Kafkas alt boylarına aittir. Kökeni milat öncesi yıllara dayanmaktadır. O antik bir uygarlık olan Kuban sanatıdır. Antik Kuban sanat ve uygarlığına ait; tüm kale, tapınak, mezar tümsekleri, yeraltı mezarları açılmış; içlerindeki eserler, kilden ve seramikten eşyalar ve duvar resimleri incelenmiştir. Dolmen tipi mezarlarla birlikte, höyüklerdeki eserlerin Nart Mitolojilerindeki anlamları, elde edilen buluntularla birbirlerini tamamlamaktadır. Altın ve gümüşten yapılmış kanatlı at görünümündeki kupa en ünlü olanıdır. Buradaki kanatlı at motifi, mitolojide Pegasus’u simgelemektedir. Büyük deniz yaratığı (Balina) Keto’nun kızlarından Medusa’nın kafası Persus tarafından kesilince, akan kandan doğan kanatlı ata Pegasus denir. Medusa, savaşçı Gorgo kız kardeşlerden birisidir ve o Amazon’dur. Amazonlar, İronya’dan, Kafkasya’ya yerleşen Sirakis, Sarmat, Alan toplulukları olan ve İronca ‘baş belası’ anlamına gelen Sarmat savaşçı kadınlarıdır. Amazonlar, Grek kültürüne Kafkasya coğrafyasından götürülmüş bir mirastır. Kanatlı At motifi ise Nart sanatında, boynuzdan yapılan ve tanrıların içki kabı olarak kullanılan kupadır.
İlk çağ Kafkas sanatının yansıtıldığı bir başka seramik kaptaki resmin Nart mitolojisindeki anlamı ise; Nartların erkek kahramanlarından Wuerzemeiko’ya, Demirciler Tanrısı Tlepş bir ok yapar. Bu okun özelliği; sahibi kimleri öldürmek istiyorsa, isimlerini sayarak Tlepş’in yaptığı oku havaya atar. Atılan ok atıldığı yöne değil de isimleri sayılarak öldürülmek istenilen kişilerin bulunduğu tarafa gider. Üç düşmandan ikisi bu okla ölür, üçüncü kişi Sosrıkua önceden haber alır, kendini toprağa yatırır. Ok toprağa düşünce tılsımını yitirir. Sosrıkua ölümden kurtulur.

Mitolojide anlatılan bu öyküyü işleyen seramik kap, Maykop kazılarında bulunmuştur. O, Kuban uygarlığını yaşayan Meotların sanatıdır. Meotlar antik Greklerin çağdaşlarıydılar.
Nart mitolojilerinden kaynaklanan ve Meot sanat ile anlatılan bu seramik kabın üzerinde bir avcı resmi görülmektedir. Avcı, tuttuğu yayın arkasında ve ters yönde seramiğe işlenmiştir. Dünya mitolojilerinde anlatımların bu bulgularla açıklanması, seramiklerle resmedilmesi pek az ve ender görülebilen özelliklerdir.

Yine Nart mitolojilerinde, Hayvancılık ve Tarım Takvimine dayalı; bayram, şenlik ve yortularda Ceğafe (keçi ayaklı) totemiyle halkı eğlendiren, güldüren, dramatize edilmiş eğlenceler vardı. Ceğafe olayını anlatan kil tabletler üzerine işlenmiş seramik buluntular Kuban sanat yapıtları arasındadır.

Nart yaşamı ve inancı her alanda Kafkas sanatına dönüşmüştür. Nart mitolojilerinden kaynaklı Thağale (Bereket Tanrısı), Mezıthe (Orman Tanrısı), Şıble (Yıldırım Tanrısı) gibi daha pek çok tanrı-tanrıça inançları ve tasvirleri sanata yansıtılmıştır. İlk çağ Kafkas toplumu, doğa olaylarının verdiği korku ve panik karşısında; tanrılara yakarı -dua- anlamına gelen, bir tür süslü söz söylemi olan Huaho geleneğini başlatmıştı. Sanatın tarihsel açıdan kökenini inceldiğimizde dine ve büyüye dayandığını görürüz. Nart sanatı da başlangıçta inançlara dayanıyordu. Kafkas sanatının niteliği, Çerkeslerin çok tanrılı dinler zamanında başlattıkları yakarı ve temenni, istek ve dilek söylemi Huaho geleneğiydi. Bu gelenek toplumda Huaho sanatını ve sanatçılarını doğurmuştu. Sanatın oluşması yalnız geleneksel ustalıklar ile değilhalkın yaşamı ve inançları ile kalıcılaşmıştır. Kafkas toplumu, çok tanrılı dinlerle başlayan efsaneleri, öyküleri, görsel ve imgesel inançları günümüze sanatla taşımıştır hep.

Sanatçılar zengin yorumlarla nesnelerin köklerini araştırmış öyle sanat yapmışlar. Onlar yaşadıkları toplumsal yapıyı açıklamak için inançların nasıl oluştuğunu, hangi uzlaşma ya da zıtlık içerisinde olduğunu merak etmiş, merakla sanatı birleştirmişler. Sevgi, nefret, öfke, korku, ölüm tüm bunlar sanatın, sanatçıların öğrenme merakıydı. Kafkas kültüründe; inancın Nart mitolojilerindeki imgesel ve görsel tanrılara karşı insan merakları ile doğa olayları karşısındaki, korku, şiddet ve panikleri sanata yansıtılmıştır. Toplumsal değişikliklerle, toplumların yaşama ve inanca karşı anlayışları evrimleşme göstermiştir. Kafkas eski inançları da çok tanrılı dinlerden tek tanrılı semavi dinlere dönüşünce, Kafkas sanatı da değişim göstermiştir.

Başlangıçta Nart tanrılarının tasvirleri sıklıkla sanata yansıtılmıştır. Totem ve doğa olaylarından kaynaklanan simgeler ve animizm egemen olunca bu defa da Kafkas sanatında yaygın olarak; koç, geyik, yaban öküzü, dağ keçisi başları ve boynuzları stilize edilmiştir. Semavi dinlerle Hıristiyan inancı kabul edildiğinde ise İsa ve Meryem, resme, tasvirlere dönüştürülmüştür. İslamiyet Kafkasya’ya girdiğinde ise, İslamiyet ve Müslümanlıktaki gibi Kafkas sanatı da; desen, stilize yaprak, ağaç oymacılığı üzerinden bir çizgi izlemiştir.
Sonuç olarak Kafkas sanatı çok tanrılı dinsel dizgelerle, Hıristiyan, Müslüman ve Ateist inançları iç içe birlikte yaşayan toplum farklılaşmalarını ustalıkla yansıtmış, en uzak dokuya dokunulmamış, eski inançlarla yeni inançlar yan yana ve iç içe olmuştur.

 

Sayı : 2009 02