12 Eyül 1980 / Ankara’daki çocuklar neyi başardı?

0
480

29 yıl önce eylül ayında, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze aldığı haber üzerine “Bizim çocuklar işi bitirdi” demiş ve bu mesaj ABD Başkanı Jimmy Carter’a “Ankara’daki çocuklar başardı” şeklinde iletilmişti. 

Topluma kaygı, tedirginlik ve korku yayanlar, 12 eylül 1980 sabahı “huzur getiren devlet baba” rolünü üstlendiler. Askeri darbeyi gerçekleştiren cuntacı generaller, ABD-NATO onayı ve desteği ile, her tür muhalefetin susturulduğu karanlık bir dönem başlattılar.   

Waşington icazetli cuntacı generallerin şefi “Asmayalım da besleyelim mi?” derken beklentiyi de özetliyordu aslında. Ülke bir açık cezaevi konumundaydı ve bilanço çok ağırdı; 

–3 milyon kişi soruşturmadan geçirildi, 

–650 bin kişi gözaltına alındı, çoğu işkenceden geçirildi, 

–210 bin dava açıldı, 230 bin kişi yargılandı, 123 bin kişi tutuklandı, 630 kişiye ömür boyu hapis cezası verildi, 

–30 bin kişi kamu görevinden atıldı, 

–14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 

–6.533 ölüm cezası istendi, 1.468 kişi hakkında ölüm cezası verildi, 517 kişinin idam kararı onaylandı, idamı istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi, 18 yaşından küçük Erdal Eren dahil olmak üzere 51 kişi idam edildi, 

–100’ e yakın öğretim üyesinin işine son verildi, 

–1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 

–572 kişi öldürüldü, 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi, 

–937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı, 

–23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu, 

–400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi ve 3 bin 315 yıl hapis cezası verildi, 

–39 ton gazete ve dergi yakıldı, 

–… 

 “Huzur” getirildi! 

Diyarbakır, Mamak ve Metris başta olmak üzere cezaevleri işkencehane ve mezbahaya çevrildi. Resmen 90 günlük ama uygulamada sınırsız göz altı süresiyle nice insanın canını alan nicesini sakat bırakan “12 eylül hukuku” uygulandı ve faşist bir devlet yapılanması oluşturuldu.   

12 eylül; anayasası, kurumları, siyasal, ekonomik ve toplumsal yaşamda yarattığı travmalarla etkisini halen günümüzde sürdürmektedir. Demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Anayasa hayata geçirilmedikçe bu etki sürecektir. Askeri darbeciler dünyanın her yerinde yargılandı ve hesap verdi. Yaptıkları her şey en küçük ayrıntısına kadar temizlendi. Yunanistan, Portekiz ve İspanya buna örnektir. Türkiye’de de bu gerçekleştirilmelidir. Cuntacılar yargılanmadığı sürece 12 eylülün yarattığı tahribatları aşmak mümkün olmayacaktır. 

Halkların iç dinamikleri ile özgürce gelişmesinin önündeki en büyük engeller; 

Anti-Demokratik Yönetim Biçimleridir… 

Savaştır..  

Soykırımdır..  

Sürgündür..  

Bağımsızlık, Demokrasi, Özgürlük ve Birlik için, 

JINEPS 

 

Sayı : 2009 09