Rusya’da ırkçı şiddet

Moskova’da ırkçı grupların yarattığı şiddet dalgasında bir Kırgız yaşamını yitirdi. Sokaklara dökülen saldırganlar, Nazi selamı vererek, tüm göçmenleri hedefleyen bir sürek avı başlattı.

Kabardey-Balkar vatandaşı Aslan Cherkesov’un, bir futbol maçı sonrasında Spartak Moskova fanatikleri tarafından gerçekleştirilen saldırıya silahla cevap vermesi, Moskova’da ırkçı grupların yarattığı bir şiddet dalgasına yol açtı. Spartak Moskova fanatiği Yekov Sviridov’un hayatını kaybettiği olayın ardından, binlerce kişi sokaklara dökülerek başta Kafkasyalılar olmak üzere tüm göçmenleri hedefleyen bir linç dalgası başlattı.

11 Aralık’ta, Rus holigan Sviridov’un ölümü üzerine Moskova’da eyleme geçen ırkçı gruplar, Nazi selamları vererek “Kuzey Kafkasyalılar bunun hesabını verecek!” ve “Rusya Ruslarındır!” gibi ırkçı sloganlar eşliğinde gösteri yaptı. Gösteri sırasında çok sayıda silah ve kesici alete polis tarafından el kondu. 800’den fazla gözaltının gerçekleştirildiği saldırılarda bir Kırgız’ın öldürüldüğü ve çok sayıda yaralının olduğu bildiriliyor.

İnsan hakları örgütleri uzun süredir Rusya’da yükselen ırkçılığa ve resmi makamlarca körüklenen “vatanseverlik” propagandasının, aşırı sağcı siyasi partilerce Kafkasyalılar üzerinden nefret söylemi yarattığına dikkat çekiyor. SOVA İnsan Hakları Örgütü, 2008 yılı bilgilerinde de ırkçı saldırılar sonucunda 115 kişinin öldürüldüğünü, 500 kişinin de yaralandığını açıklamıştı.

Putin’e “İkinci Hitler” namını kazandıran Nashi Ordusu, Neo-Nazi ve dazlak grupların merkezi olarak kabul edilirken, uzmanlar ırkçı saldırı dalgasının ardında yatan ekonomik ve sosyal problemlere işaret ediyorlar. Şiddet dalgasına yönelik Twitter’dan verdiği “sükunet” mesajlarıyla tavrını gösteren Medvedev, ülkedeki etnik nefretin devlet istikrarına karşı tehlike oluşturduğunu ve bu olayların kontrol altına alınacağını belirtti. Gözlemciler, saldırganlar karşısında hükümetin tutumunun yetersiz kaldığına işaret ederken, saldırıların tüm ülkeye yayılması ve etnik çatışmanın derinleşmesi ihtimali olduğunu belirtiyorlar.

İstanbul, İzmir ve Ankara’da 18 aralıkta yapılan protesto gösterilerinde Başta Putin’in olmak üzere Rusya Devleti’nin politikaları protesto edilerek, ortak bildiri okundu. Amerika’da yaşayan Kuzey Kafkasyalılar da New York, Times Meydanı’nda toplanarak Rusya’yı kınadılar.

İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde toplanan Kuzey Kafkasyalılar, Rusya Başkonsolosluğu önüne yürürken, İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda, Ankara’da ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi önünden Rusya Büyükelçiliği’ne yürüyerek protesto metnini okudular.

Okunan ortak bildiride; bugün halklara yönelen ırkçı saldırıların, tüm demokratik uyarılara kulaklarını tıkayan Rus yönetiminin, on yıllardır Putin ve Medvedev eliyle ektiği faşist ve ırkçı politikaların sonucu olduğu belirtildi. Medvedev ve Putin’in, Kafkasya’da her türlü halk muhalefetini baskıcı ve ırkçı anlayışlarla, faşizan yöntemlerle çözme anlayışının, ırkçı saldırılara zemin hazırladığına dikkat çekilen bildiride şu değerlendirme yapıldı: “Moskova sokaklarında polisin müsamaha gösteren tavırları, devletinizin uzun yıllardır uyguladığı politikanın açık sonucudur. Güvenlik güçlerinin yükselen faşizme karşı kayıtsızlığı ve ayrımcılığı derinleştiren tutumları, sürecin bu noktaya gelmesinin en önemli sebebidir. Ancak bu duyarsızlığın bir zaaf değil, bilinçli bir uygulamanın sonucu olduğunu hatırlatmak istiyoruz.”

Açıklamada, olaylardan Rus yönetiminin sorumlu olduğuna vurgu yapılarak, Rus demokratlarına ‘inisiyatif alma’ çağrısı yapıldı:

 “İşlenen cinayetleri örtbas etmeyi, suçluları kayırmayı tercih ettiniz. Saldırılar, artan yolsuzluklar, engellenemeyen rüşvet çarkı, mafya-polis oligarşisine dönen rejim, işsizlik ve yoksulluğun sonucudur. Çerkeslere karşı her geçen gün yükselen ve devam eden Rus saldırganlığı ve ırkçılığına dur demek için Rusya’nın demokratları daha çok inisiyatif almalıdır.” (Jineps/ kafkasyaforumu.org)