Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Türkiye, Seçimler ve Çerkesler

Türkiye zor bir eşikten geçiyor. Yaşanan sürecin önemli sonuçları olacaktır. AKP-Cemaat/Hizmet arasındaki egemen/muktedir olma mücadelesinin sosyal, ekonomik ve siyasi sonuçlarının yanı sıra bir de önce yerel, sonra cumhurbaşkanlığı ve ardından genel seçimler var.

Aynı ideolojiden beslenen, birbirlerini İslâmi referanslarla suçlayan ve hakaret eden, aynı tabandan destek alan –bu nedenle olmalı başbakan Cemaat’in yöneticilerini hedef aldığını ifade edip destekçilerine kardeşlerim göndermesi yapıyor- AKP-Cemaat çatışması şimdiden önemli bir sonuç doğurdu. Lira yaklaşık %30 değer yitirdi. Özellikle dar gelirli milyonlar açısından vahim bir sonuçtur ki devalüasyondan beslenebilen çok sınırlı bir kesim dışında herkesi olumsuz etkileyecektir.

Gezi protestoları ile başbakanın net politikası haline gelen vatandaşları kutuplaştırma, oy gücünü tahkim etme, her muhalefeti bastırma-sindirme ve vatan hainliği ile eş tutma ve de kendinden olmayanı aşağılama ve hakaret daha da artan bir ivme ile sürdürülmekte, yolsuzluk iddiaları örtbas edilmekte, muktedir kalabilme adına hukuk ayaklar altında çiğnenmekte.

Gezi protestosu faiz lobisine, Cemaat ile kavga uluslararası lobiye, patates fiyatının yükselmesi kaos lobisine bağlanmakta, 12 yıllık iktidarın vatandaşı derinden etkileyen olumsuzluklarının faturası bir yerlere ihale edilmekte, başbakanın ağzından muhtemelen ilk kez çıkan ‘hata yaptık’ denilen HSYK konusu demokrasinin olmazsa olmazı kuvvetler ayrılığına darbe indirmenin önünü açmanın gerekçesi olmakta, hükümete ve başbakana yönelik eleştiriler Türkiye’nin önünü kesen girişimler olarak sunulmakta.

İktidar partisinin Türkiye’yi getirdiği eşik, yerel seçimler arefesinde muhalefet partilerinin çok işine gelir bir durum olmalı. Ancak bunun işaretleri de görünmüyor. CHP; yolsuzluk iddiaları nedeniyle partiden ihraç ettiği Sarıgül’ü, yerel seçimlerin kazanılması durumunda genel seçimleri etkileyebilecek, 85 milletvekili çıkaracak İstanbul’dan aday göstermekte, 30 milletvekili çıkaracak Ankara’da umutları MHP kökenli adayda aramakta. İki ilin vekilleri, toplam vekil sayısının % 21’dir, CHP’nin umut bağladığı adaylara bakın, politikasını ve genel seçimleri okuyun. MHP; başlıbaşına kimlik sorunu nedeniyle açık ara mesafeli durmamız gereken bir parti. BDP; çözüm süreci yani özelde Kürt halkının hakları konusunda alındığı söylenen mesafenin geri gideceği endişesiyle muhalefetine sınır koymuş ve Türkiye partisi olamamış durumda, İmralı muktedir olma kavgasında iktidara destek sunmakta. HDP; yeni bir parti, özellikle çeşitli halklardan belediye başkanı ve belediye meclisi adayları oluşturma çabası ile olumlu bir görüntü vermekte, örgütlülüğü ölçeğinde etkili olabilecek, hemen her anlamda mağdurların umudu olabilmesi için yerel seçimler bir ölçü olabilir mi, göreceğiz.

Çerkesler hemen her sosyal tabakaya mensup ve Türkiye’nin farklı politik tercihleri olan -aslında bir partiye oy vermek anlamında tercih demeliyim- bölgelerinde/kentlerinde yaşıyor. Bugüne kadar Çerkes kimliği ile bir partiden aday-adayı olan, ya da tersine bir partinin Çerkes kimliği ile davet ettiği bir aday hatırlamıyorum. Deyim yerindeyse “Çerkes asıllı” adaylar söz konusu oldu hep. Bunlar Çerkes derneklerini özellikle ziyaret ederek, muhtemelen partilerinin tüzüğünde yazılanları dahi bilmeden destek isterler Çerkesler’den. Parti tüzüğü Türk’ten başka etnik kimlik tanımaz, partinin yetkili ağızları bütün demeçlerinde bunu vurgular, hatta “ne mozaiği ulan” der, ama o partiden bir “Çerkes” aday olur ve Çerkesler’den oy ister. Yaman çelişkidir bu. Bugünden sonrası için umudu korumak gerek.

Son yerel seçimlerde %38, Anayasa referandumunda %50 oy almış AKP’ye kaba bir yaklaşımla %38 ve %50 Çerkes seçmeni de oy vermiştir. Önümüzdeki seçimlerde hem AKP’ye hem de diğer partilere oy verecektir Çerkesler. Kısaca blok oy söz konusu olmayacaktır. Bunun olması gerekip-gerekmediğini, olup-olamayacağını tartışmadan söylemek istediğim; Çerkeslerin özelde kimliklerine yönelik gerekçeli bir çıkış yapması gerekli, en azından kamuoyunda ses getirecek bir kesiminin.

Gazetede daha önceki seçimlerde mesajlarımız olmuştu.

İki manşet hatırlatması yapayım;

“Kültürleri Yok Sayanlara, Darbe Çığırtkanlarına, Din Bezirganlarına Çerkeslerin Verecek Oyu Yok!

Artık Gözümüz Açıldı!”

Ve diğeri;

“Bu Kez Taleplerimiz Olsun!”

Mesajın, diyelim çağrının içini doldurmaya da çalışmıştık, bunun için de birbirine benzer üç örnek;

“Seçimden seçime bizi hatırlayan, bizi yalnız oy pusulası olarak görenlere karşı, kimliğimize saygı duyacak, taleplerimizi dillendirebilecek, hak ve özgürlüklerimizi hatırlatabilecek, vicdanın sesi olacak adaylara destek verelim. Bir tek kez, bu kez,  kendimiz için oy kullanalım. Yıllardır bizi sömüren, kandıran, korkutup boyun eğdirenlere karşı bir çıkış gösterelim ve bizden birini Meclis’e gönderelim.”

“Bir Çerkes olarak; demokrasi, daha fazla demokrasi talebinde bulunan, bütün kimliklere yaşam hakkı tanırken Çerkesler’i de unutmayan, özgürlük-eşitlik ve adaletin gerçekleşmesinin önündeki engel her ne ise, yasa-anayasa değişimini zorlayacak adaylara oy verelim. Kültürümüzü, insanlığın ortak kültür mirasına katmak için anavatanımızla çok sıcak ilişkilere gereksinmemiz var, çifte vatandaşlık hakkımız olmalı, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıkları tanınmalı ve özellikle Abhazya’ya uygulanan ambargo kaldırılmalı. Soykırım ve 1864 Sürgünü’nün Çerkesler açısından yarattığı tarihsel travmanın hatırlanmasını sağlayacak resmi bir adımın atılması –örneğin özel gündemli bir meclis oturumu ve neticesinde bir bildiri- gibi konular Çerkesler için açık açık bir oy verip vermeme parametresi haline gelmelidir. Yerel seçimlerde bu gündemlere ilişkin olumlu açılımı olan partilerle ve adaylara destek vermek daha doğru olacaktır.”

“Demokrasinin hiç ayıp olmayan kurallarından biri oy verenlerin, tercihlerini kullanırken belli taleplerini karşılama sözü verenlere öncelik vermesidir. Büyük bir sürgün felaketi yaşayan biz Çerkesler’in bugüne kadar milyonlarla ifade edilen oya sahip oldukları Türkiye’de bu tür bir etkili yaklaşımı geliştirebilmenin olanaklarını yaratması gerekmektedir.”

“Halklar layık oldukları sistemlerle yönetilir”miş. Layığımızın ne olduğunu bir kez daha göreceğiz/anlayacağız.

 

Sayı: 2014 02
Yayınlanma Tarihi: 2014-02-20 00:00:00

Yaşar Güven
Yaşar Güven
1958’de, Düzce Köprübaşı Ömer Efendi Köyü’nde doğdu. 1980 yılında İTÜ Gemi İnşaat ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu. Üyesi olduğu Gemi Mühendisleri Odası’nın (GMO) 50. yıl ve İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin (İKKD) 60. yıl Andaç çalışmalarının editörlüğünü yaptı. Her iki kurumun yönetim kurullarında görev aldı. Kurucusu olduğu firmada iş yaşamı devam ediyor. 2005 yılı aralık ayında yayın hayatına başlayan Jıneps gazetesinin kurulduğu tarihten itibaren yayın kurulu üyesi.

Yazarın Diğer Yazıları

Чэркэсхэм…

Дэ щэрыщэу зы гугъэ дыхуэныкъуэщ. Хэхэс, Iэпхъуэн, хэкугъэ бгынэ, лъэпкъ гъэкIуэд... Хэкум гъэзэжын, ЗэхъуэкIыныгъэшхуэ, Кавказ зэгуэт... ДэдэIуащ, деджащ, дыхэтащ/дыпсэуащ, къыдгурыIуащ... Lуэхухэр зыпымыIуу уокIуэкIэ, екIуэкIынущ. «Чэркэсхэм щэрыщэу зы гугъэ дыхуэныкъуэщ» псалъэ...

Çerkeslere…

Bize yeni bir hedef gerekli. Muhaceret, göç, sürgün, soykırım… Dönüş, Devrim, Birleşik Kafkasya… Dinledik, okuduk, içinde olduk/yaşadık, anladık… Süreçler halen devam ediyor, edecek. “Çerkeslere yeni bir hedef gerekli” cümlesinden kasıt,...

KAFFED Genel Başkanı Ünal Uluçay’a itirazımdır

Nisan (2024) sayımızda yaptığımız söyleşide, sorduğumuz sorulardan birine verdiği yanıt nedeniyle Ünal Uluçay’a itirazım var. Soru ve yanıtı hatırlatayım: Jineps: Programınızda; “Siyasete katılımı destekleyen KAFFED; Yerel...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img