Abhazya’ya “sahte bayrak”* operasyonu mu hazırlanıyor?

0
468

Seth Ferris**

Güney Kafkasya’nın, ABD Savunma Departmanı ile hayret verici bağlantıları var. Gürcistan’la ABD’nin birbirine ne kadar uzak bölgelerde yer aldığı göz önüne alındığında, bu bağlantılar çok şüphe uyandırıyor. Her ne kadar bizler yapılanların içyüzünü olaylar olduktan anlasak da, şu anda en azından bir taraf, olası yeni sahte bayrak saldırısı için aktörler arasında rol taksimi yapıyor.
1990’ların başında Gürcistan’dan kanlı bir çatışma sonucunda Gürcistan’dan ayrılan Abhazya sınırlarının çevresinde açıkça bir şeyler oluyor. ABD Mobius Endüstri Şirketi, ABD Ordusu’nun Ortak Hazırlık Eğitim Merkezi Programı’na destek sunmak için Gürcüce konuşan Kültür Danışmanlarını (kriz aktörleri) işe alıyor.
Mobius, her zaman farklı kültürlerden insanları işe aldığını iddia ediyor ama tercih ettikleri kültür ve diller listesinde Gürcülerden hiç bahsedilmiyor. Bu liste 2012’de hazırlandığına göre, Gürcüce portföye yeni eklenmiş.

Aktörler ve sahne

“Ne olmuş yani?” diyebilirsiniz. Mobius tarafından işe alınan “kriz aktörleri” gerçeğe uygun bir kasaba, köy ya da ABD’deki bir askeri eğitim tesisindeki odada senaryolar canlandırırlar. Kendilerine sıradan köylü, resmi görevli, isyancı, polis veya tercüman süsü verirler. Amaçları; ilgili toplulukta var olan siyasi, dini, kültürel ve ekonomik ilişkileri ikna edici bir biçimde yeniden yapılandırmaktır. ABD ordusunun, kriz aktörleri çalıştırmasını destekleyen birçok akademik tez var. Bu uygulamanın komutanların liderlik vasıflarını geliştirdiği söyleniyor.
Kriz aktörleri “muvafakat üretmek” için kullanılıyor, diğer bir deyişle halkı ve siyasetçileri, askeri müdahalenin haklılığına ikna eden uydurma haber öyküleri ya da sahnelenmiş olaylar üretiyorlar. Bu öyküler CNN etkisi** yaratıyor. Bu yapının marifetlerine Suriye çatışmasında da rastlandı. ABD’nin doğrudan müdahalesi inkar edilse de çatışmalarda kullanılan “terörist silahları”nın neredeyse tamamı ABD kontrollü kaçakçılık güzergahları yoluyla ABD’li üreticiler tarafından tedarik edildi ve bunu kanıtlayan belgeler var.

Sahte bayrak açığa çıktı

Boston Maratonu saldırısı şu anda yeniden araştırılıyor. Suçlu oldukları iddia edilen şüphelilerden biri öldü, diğeri tutuklu. Bağımsız araştırmacıların birleştirdiği parçalar, medya tarafından halka servis edilen haberlerden çok daha farklı bir gerçeğe varıyor. Bu işin senaryosunu Mobius şirketi mi yazdı bilmiyoruz ama olayları birilerinin manipule ettiği belli.
Mesela, SWAT (Özel Silahlar ve Taktikler Birimi) ekibi üyelerinden biri CNN’deki röportajda şüphelilerden Cohar Tsarnaev’in silahla yakalandığı konusunda ısrarlıydı. Ama FBI’ya ifade veren tanıklar ve başka bir polis, Cohar’ın silahsız olduğunu ve yakalandığı teknede de silah bulunmadığını açıkça belirtmişti. FBI, tanıkların silahsız olduğunu söylediği şüpheliye neden ateş açıldığını açıklamaktan kaçındı. FBI ayrıca bir başka SWAT ekibinin tutuklamayı kendilerinin yaptıklarını neden iddia ettiğini de açıklamadı.
Olay yeri fotoğraflarıyla da oynanmıştı. Kamera görüntülerini inceleyen bir araştırmacı, CNN’nin aynı kişiyle farklı yer ve zamanlarda iki kez röportaj yaptığını fark etti. Olay yerindeki videolar ise güneş gözlüğü ile çekim yapan bir kameraman tarafından çekilmişti.
Bu çarpıklıklara resmi makamlardan henüz bir yanıt gelmedi. Buna rağmen kriz ortamlarının ABD askeri programlarında yer aldığını ve şu anda Abhazya-Gürcistan sınırında uygulanacak bir başka program hazırlandığını biliyoruz.
Boston Maratonu patlamalarının şüphelilerinin Çeçenler olduğunu da biliyoruz. Çeçenlerin Gürcistan’ın Pankisi bölgesine yerleştirilmesinin bir ABD planı olduğunu, Gürcistan hükümetinin karmaşık yapısını, tüm bunların belgelendiğini ve belgelerle ilgili bir rapor hazırlamaya çalışan İngiliz gazeteci Roddy Scott’un öldürüldüğünü de biliyoruz.

Neden şimdi?

Gürcü kriz aktörlerinin bir şirket tarafından işe alınmasının, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 68. toplantısının ardından 5 Haziran’da yayınlanan karar açıklamasıyla ilgisi olabilir. Bu açıklamada, savaş sırasında Abhazya ve Güney Osetya’da yerinden edilmiş kişilerin evlerine geri dönme hakkı tanındığı belirtiliyordu. Gürcistan’ın lehine olan bu karar, Cenevre görüşmelerine de katılan ABD’nin, yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünün sağlanmasında ordusuna bir rol vereceği ihtimalini ortaya çıkarıyor. Bu kararın daha önce değil de şimdi alınması çok ilginç. Görünürde bu kadar değerli olan bu program çok daha önceden uygulanmış olmalıydı. Yapılmadı çünkü Gürcistan ile Abhazya ve Güney Osetya arasındaki çatışmalar dondurulmuştu, taraflar birbirinin görüşlerini kabul etmeyecekti. Çatışmaların dondurulması ise yerinden edilmiş kişilerin Abhazya’dan çıkarılmasının ve ABD’Yİ Gürcistan’da tutmanın önkoşuluydu.
ABD neden bunu yapmak ister? Bunu, çeşitli düşünce kuruluşlarına özellikle de Tiflis merkezli olanlara sorabiliriz belki. Yerel seçimlerde, ABD silahlarının ve kaçakçılığın ana merkezi olan Batı Gürcistan’da Saakaşvili yandaşlarının kazandığını, hem iktidar hem muhalefet listelerinde neden bolca yer aldıklarını da sorabiliriz. Bu kişiler Hudson ve Potomac Enstitüleriyle, düşünce kuruluşlarıyla ve çeşitli suç çeteleriyle ilişkisi var. Ukrayna’da yaşananlar ışığında ilginç bir tesadüf ise Abhazya’ya sınırı olan Batı Gürcistan’ın askeri bütçesinin ABD tarafından yükseltilecek olması.

Sonuç

Kriz aktörlerinin neler yapabileceğini gördük. Suriye ve Boston’da gördük. Eğer ordunun iddia ettiği gibi etkin çalışmalar yapsalardı, ABD Suriye’de kaybetmez, başarılı olurdu. Kafkasya’da İslamcı teröristler olmazdı, Maidan Meydanı’nda ateş eden ve sonrasında alelacele Gürcistan pasaportları verilen İslamcı teröristlerin benzerleri Kafkasya’da olmazdı.
Kriz aktörlerinin çalışmaları, meşruiyet üreterek çatışma çıkarmayı hedefler. Bir ABD şirketi, ABD savunma programı çerçevesinde Karadeniz kıyısındaki Poti limanında görevlendirmek üzere böylesi aktörleri işe alıyor.
Abhazya’da bir çatışma patlak verirse Rusya, uluslararası topluluk tarafından suçlanacak. Mobius şirketi, Gürcülerden çok daha önce Rus kriz aktörlerini işe almıştı. Uyarmadı demeyin.
*İstihbarat jargonunda önemli bir yere sahip “sahte bayrak (false flag) operasyonu”, kamuoyunu yanıltmak için tasarlanmış, arkasında başka güçlerin olduğu terör olaylarının yine o güçler tarafından başkalarına mal edilmesi demek. Askeri bir kavramdan türetilen, fakat sadece savaşlarda değil, “barış” dönemlerinde de kullanılan, günümüzde ise istihbarat birimleri tarafından sıklıkla başvurulan bir yöntem.
**Araştırmacı gazeteci siyasi analist, Ortadoğu konusunda uzman.
***CNN Effect Theory olarak ortaya konulmuş kuramdır. Haber medyasının çoğunlukla toplumda çeşitli hisler uyandırmaya yönelik, acı çeken insan görüntülerine yer vererek dış politikayı etkileme gücüne sahip olduğunu ileri süren teoridir. (journal-neo.org)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz