Üç yıllık tadilattan sonra Abhazya Devlet Müzesi, kapılarını açtı. Sohum merkezinde bulunan eski binaya tarzı bozulmadan üçüncü kat eklendi. Bu yeni kat sayesinde koleksiyon sayısının artışı sağlandı.
Ziyaretçileri tarihin derinliklerine götüren MÖ 3. yy’a yapılmış dolmen (taş gömüt), müzenin girişinde duruyor. Müzenin giriş katında Abhazya’nın jeoloji haritası, iklim haritası, Karadeniz’in tarihi ile ilgili koleksiyonlar, Abhazya’nın hayvan ve bitki koleksiyonları yer alıyor.
“Abhazya’nın taş kronikleri”, Abhazya’nın alt sahil bölgesinde zengin bitkilerin yetişmesi için çok uygun nemli subtropikal iklimin olduğundan bahsediyor. İnsanların emeği ve ilgisi sayesinde korunmuş ve zenginleştirilmiş çağdaş subtropikal bölgeler, o dönemin mirasıdır.
İlkçağ tarihi ve ortaçağ tarihi bölümü çok popüler. Bölümün birinci salonunda, taş devri, bakır çağı ile ilgili koleksiyonlar var. Burada insanoğlunun en eski el yapımı taş aletlerinden biri de yer alıyor. Dolmen kültürü ile ilgili çok güzel koleksiyonda M.Ö. IV.yüzyılında yapılmış dolmen baltası da görülebilir.
İkinci salonda ise bakır çağına ait büyük bir zevkle ve incelikle yapılmış güzel süslemelerle silahlar göze çarpıyor. Özellikle ucunda hayvan figürleri (köpek, öküz, kuş, koyun) olan süslemeler, süslü kabartmalı bakır baltalar, desenli kemer tokaları, ritüel kılıcı ve diğer değerli eşyalar, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
İlkçağ tarihi salonunda, denizden çıkarılmış mermer dikilitaş ile eski Yunanistan’ın vazo ustalarından birinin yaptığı siyah desenli amfora (çömlek) bulunuyor. Amforada, at arabasının üstünde yarışmaya hazırlanan sporcuların figürleri var. Uzun elbisesi olan hocaları, elinde uzun bastonla onların hazırlıklarını inceliyor. Hatta bir sporcunun adı –Nikon- amforanın üstünde yazılı. Amforanın diğer tarafında şarap tanrısı Dionysos’un figürü, yanlarında ise şarap tanrısının arkadaşları olan uzun sakallı Silenus ile periler var. Figürlerin arasındaki alan üzüm asması ile dolu.
Ortaçağ salonunda, 8.yüzyılın Abhazya haritası, ülkenin tarihinde önemli yer alan Leon çarı, uzun mesafelere denize açılmak için kullanılan sekiz kürekli sandal, lahit ve diğer ortaçağ dönemine ait ilginç eşyalar sergileniyor.
Etnoloji bölümüne iki büyük salon ayrıldı. Birinci salonda demirci ocağının yanısıra avcılık, balıkçılık, arıcılık ve çömlekçilikle ilgili eşyalar var. Salonun merkezinde bulunan Abhazya evinin maketi, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. İkinci salonun vitrinlerinde dokumacılık eşyaları, tekstil, müzik çalgıları ve “alabaşya” bastonları (Abhaz yaşlılarının, gezginlerin ve avcıların kullandıkları bastonlar) yer alıyor.
Yeni ve çağdaş tarih bölümünde 4 salon var. Birincisi, 1992-93 yıllarının Gürcistan-Abhazya savaşının tarihini anlatıyor. Burada müzenin iki çalışanı dahil olmak üzere, bilim ve kültür alanlarında çalışan ve savaşta hayatlarını kaybedenlerle ilgili bir stand var. Rusya ve Kuzey Kafkasya gönüllülerinin cesur gözleri fotoğraflardan bize bakıyor. Ayrıca Türkiye, Suriye, Ürdün ve diğer Yakın Doğu ülkelerinde ikamet eden Abhazların fotoğrafları var. Bu fotoğraflar, Abhaz diasporasının yerleşim yerlerini gösteriyor. İkinci Dünya Savaşı salonunda olduğu gibi bu salonda da savaşa gidip dönemeyenlerin fotoğrafları büyük bir acı hissettiriyor. (alashara.org)
Diana Ahba
“Abazaların Ülkesi” için özel
