Adige masalı
Üç kişi altın dolu bir testi bulmuş. Nasıl bölüşeceklerini düşünmeye başlamışlar ama bir türlü anlaşamamışlar. Bir tanesi şunu demiş:
-Bizim köyde dürüst ve adil bir adam var. Ona gidip nasıl bölüşeceğimizi soralım.
Yaşlı adama gidip sormuşlar.
-Sen dürüst bir insansın, altını aramızda bölüştür.
-Pekala, altını paylaşmanıza yardımcı olmak mutluluk verir bana ama adilce mi yoksa tanrısal (ilahi) şekilde mi?
-Tanrısal şekilde.
Yaşlı adam testideki altınları almış, birine çok, diğerine daha az ve üçüncü adama da en az olacak şekilde bölüştürmüş.
Bu bölüştürme adamları mutsuz etmiş.
-Yanlış bölüştürdün, diye haykırmışlar.
-Neden yanlış olsun ki, siz tanrısal şekilde bölüştürmemi istediniz. Tanrı birine çok, bir diğerine daha az verir ve bir başkasına neredeyse hiçbir şey vermez. Öyle değil mi? Ben de bu şekilde paylaştırdım.
Adamlar adilce paylaştırmasını istemişler ve yaşlı adam da altınları üç eşit parçaya bölerek paylaştırmış. (hobbitaniya.ru)
Abaza Masalı
Bir avcının eşeği varmış. Eşek sık sık ormana kaçarmış. Bir gün ormanda eşeğe kurt saldırmış. Sonunun geleceğini anlayan eşek ormanın dışına doğru kaçmaya başlamış. Ormanın çıkışında, avcının vahşi hayvanlar için kazdığı derin bir çukurdan oluşan tuzak varmış. Korku içinde koşan eşek çukurun üzerinden atlamış ama kurt perendeler atarak deliğe düşmüş.
Eşek kaçıp uzaklaşmış. Tuzağa düşen kurt ulumaya, homurdanmaya ve öfkeden ağlamaya başlamış. Bir süre sonra oralardan geçen yabani bir tavşanın kokusunu almış ve seslenmiş.
-Sevgili kardeşim, postun ne kadar güzel. Kısacık kuyruğun var ama uzun arka bacakların yukarı tırmanma konusunda seni usta kılıyor. Buradan çıkmama yardımcı olursan ömür boyunca asla sana dokunmam.
-Hayır, asla. Sözlerine inanmam. Deliğe düşmen iyi olmuş. Olduğun yerde kal.
Tavşan zıplayıp gitmiş.
Kurt yine ulumaya ve homurdanmaya başlamış. Tam o anda bir tilki oradan geçiyormuş. Tilkiye seslenmiş kurt.
-Hey, gözlerimin ışığı sevgili kardeşim. Bu ormanda senden daha akıllı bir hayvan daha yok. Kuyruğuna tutunup çıkmama yardım et. Bunun karşılığında ne istersin?
-Benim için neler yapabilirsin?, diye merakla sormuş tilki.
-Tavuklar, kazlar, hindiler getiririm sana köyden. Sen bir prenses gibi uzanıp keyfine bakarsın.
-Sen ne zaman bu kadar iyi huylu olabildin? Hayır, ne tavuk isterim ne de hindi. Oturduğun yerde kal, demiş ve kuyruğunu sallayarak oradan uzaklaşmış.
Boğuk boğuk uluyan kurt delikten çıkmak için zıplamaya başlamış. Bir eşek görmüş. Biraz önce ondan kurtulan eşekmiş bu. Sahibinin evine ulaşmaya çalışıyormuş ama ormanda yolunu bir türlü bulamıyormuş.. Kurt hemen ona seslenmiş.
-Benim en gözde kardeşim. Ne kadar güzelsin. Tavşan gibi kulakların, at gibi toynakların, boğa gibi kuyruğun var. Beş boğa gelse senin gücüne yetişemez. Ya zekan? Hayvanların arasında senden daha akıllısı yok. Beni bu kahrolası delikten çıkarırsan ne istersen yaparım.
-Mesela ne yaparsın?
-Dağlardaki otlaklar benim alanım. En güzel çimenleri veririm sana. Orada at sinekleri yok, yemyeşil otlar ve tertemiz sular var. Orada özgür olursun, sahibin oranın yolunu bulamaz. Sıkıntı çekmekten bıkmadın mı?
Bu tatlı sözleri duyan eşeğin aklı başından gitmiş, düşmanlıklarını unutmuş. Deliğin kenarına diz çökmüş ve kafasını deliğe uzatmış. Kurt zıplayarak dişlerini eşeğin uzun kulaklarına geçirmiş.
Acı duyan eşek ayağa kalkınca kulaklarına diş geçiren kurt da tuzaktan kurtulmuş.
-Kulaklarımı bırak, diye bağırmış eşek.
Kurt, kurtarıcısının üzerine saldırmış ve onu yemiş. Karnı iyice doyunca oracığa uzanmış ve horlamaya başlamış.
Tuzağa herhangi bir hayvanın düşüp düşmediğini kontrol etmek için deliğin yanına gelen avcı, uyuyan kurdu görünce ateş edip öldürmüş ve derisini yüzmüş. (mirckazok.ru)
Çeviri: Serap Canbek
