Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Аланты Хъæлæс -Osetlerin Sesi – Mayıs 2018

RF ve Kuzey Osetya-Alanya’daki yolsuzluklar

Rusya Federasyonu’nda (RF) yolsuzluklar Çarlık düzeninden Sovyet düzenine miras kalmıştı, Prestroyka sonrası vahşi kapitalizm döneminde ise yeni sermaye, kriminal gruplarla eklemlenerek, ülkenin sahibi olmuştu ve yolsuzluk da ülkenin baş belası. Putin de bu yolsuzluklarla, elitlerin kendine olan sadakatlerini sağlamak amacıyla, ciddi bir savaş yapmamıştı. 2010 yılında yolsuzluğa karşı açtığı ilk savaşta amaç milli gelirin %16’sına ulaşmış yolsuzluğu bitirmekten ziyade kendine tam bağlı olmayan elitleri bitirmek olmuştu. RF hali hazırda G-20 ülkeleri yolsuzluk sıralamasının en altında (20. / 20) ve dünya sıralamasında bile en altlarda (135. / 180, Putin ikinci kez göreve geldiğinde RF, 90. sıradaydı) yeralıyor. RF’de Putin döneminin ikinci “yolsuzlukla savaşı” 2014 yılında ilan edildi, kimileri bu savaşı sadece yolsuzluğun tekelleşmesi olarak görse ve başarı şansını “bürokratik dayanışma” dolayısıyla az görse de geçen sonbahardaki protestolar ardından bu yıl yeniden aktive edilecek belli ki. K. Kafkasya Federal Bölgesi’de ilkin Dağıstan’da 16 Ocak’ta başlayıp Başbakan’a kadar uzanan ve federal destekle gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonlarının, yöneticilerinin ülkelerindeki yaşam standartları düşer ve işsizlik artarken ülke olanaklarının ve konumlarının çok üzerinde zenginleştiği, tüm KKFB’ne yayılması bekleniyordu, bu anlamda ilk operasyonlar İnguşetya’da yapılmıştı.
KO-A’da 1998 yılında, o zamanki devlet başkanı Alexander Dzasokhov’un, yolsuzluğa karşı olmasa da, kriminal çetelere karşı başlattığı savaş sonrasında ülke elitleri yolsuzluk tekelini ele geçirmişlerdi. Taymuraz Mamşurov’un devri de yolsuzluk ve kayırmacılığın kanıksandığı bir dönemdi ve belki de Putin’in müdahalesi ile başkanlığı bırakmak zorunda kalmasının en önemli nedeni bu olmuştu. Tamerlan Aguzarov’un kısa süren başkanlık döneminde başlayan yolsuzluklarla savaşı halkta büyük bir umut doğurmuş, Aguzarov’un yardımcısı iken onun ani ölümü üzerine önce vekâleten sonra da asaleten atanan Vyacheslav Bitarov da bu konuda herkesi yardıma çağırmış, hatta yeni Bakanlar Kurulu’na göreve başlamadan önce kutsal Hetæg Korusu’nda yolsuzluğa bulaşmayacaklarına dair yemin ettirmiş ve ümit tazelemişti.
Bitarov başarılı bir işadamıydı kendinden önceki devlet başkanlarının aksine yüksek diplomalarla ve prestijli görevlerden ( diplomatlık, rektörlük, parti genel başkanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı) gelmedi bu makama dolayısıyla da Cumhuriyetin elitleri tarafından benimsenmedi, diğer zengin işadamları (Khadartsev, Fazayev, Koçiev) tarafından da kolayca eleştirildi. Halk ise sadece yapıp ettikleri ile değerlendirdi Onu ve otoriteryan yönetimi ile kayrımcılığı dolayısıyla eleştiri konusu oldu. İki yılın ardından Bitarov’a yönelen eleştirilerin başında ülke yönetimini şahsi işlerinden ayıramaması, başkanlığı süresinde bira firmasının bir holdinge dönüşmesi, firmasındaki yöneticileri bakanlıklara ataması, sosyal sorunları önemsememesi ve yaptığı, kendine sadakat kriterli, atamalara rağmen bürokrasiye hakim olamaması geliyor. Devleti bir ticarethane gibi yönettiği için eleştirilen Putin’e benzer şekilde işi ile devlet görevini karıştırdığı için eleştirilen Bitarov’un restaurantı Bavaria’da yönetici olan İrina Azimova’yı Eğitim ve Bilim Bakanı yapması son zamanların tartışma konusu oldu. Vladikavkas’ın eski Belediye Başkanı Sergei Dzantiev hakkında pek çok dosya var ancak halen kaçak durumunda olduğu için onun hakkında bir dava açılamadı. Yine yakın zamanlarda KO-A Federal Mülkler Dairesi Başkanı Alan Tsabiev ile eski Endüstri Bakanı Valentine Bazrovathat hakkında devlet mülkleri üzerinden haksız zenginleşme amaçlı çete kurma suçlaması ile soruşturma açıldı. Yine Alagir Emeklilik Fonları yöneticisi Zalina Acheova hakkında devleti 350 milyon Ruble zarara uğratma suçlamasıyla soruşturma açıldı.
Başbakan Taymuraz Tuskayev sadece yolsuzlukların değil kaynakların verimli kullanılmalarının da sıkı denetlenip yaratılacak kaynaklarla maaşların iyileştirileceği sözünü verdi. KO-A’da önümüzdeki yıl gerçekleştirilecek toplam 50 proje için, 8.2 milyar Ruble Federal destek alındı. Gerçekleştirilecek sağlık alanındaki 20 projeye 2.8 milyar, eğitim kurumları için 3.9 milyar, 600 kişilik sosyal konutlar için se 1.1 milyar Ruble harcanacak ki tüm bunlar KO-A’ya federal desteğin bu yıl % 30 artması anlamına geliyor. Geçen yıl tüm planlanan işlerin zamanında bitirilmesinin ve ayrılan tüm fonların kullanılmış olmasının bu artışda etkili olduğu bildirildi. Umarız bu Federal destek hükümetin son iki yıldaki en büyük başarısı olan, en zayıf sosyal tabakalar, eğitim ve sağlık için ayrılan kaynaklardan keserek gerçekleştirilebilen, bütçe hedeflerinden şaşmamanın verdiği sosyal zararı dengeleyebilir.


Osetlerde Davet Yemeği Gelenek ve Kuralları (2. Bölüm)

Yemek resmi olarak başlıyor
Xiştær, Huıtsaw’a (Tanrı) ve Osetler tarafından inanılan kutsal yardımcılarına (“Zuar”lara/“Jæt”lere) sesli olarak dua eder ve üç wælibæx’ı kutsar. (“Ærtæ kærzını barştkuıvd wæt!” diyerek) Yaşlı tarafından söylenen her cümleden sonra konuklar “Amen Huıtsaw!” (Amin Tanrım) ünlemi ile eşlik ederler, dua bitene kadar. Daha sonra, genç konuklardan biri üstteki wælibæx’in ucundan bir parça ağzına alır simgesel olarak, (“atsahodın”) ve bira kabı ile “bajıg”’ı büyüğün elinden alır. Osetya’nın birçok köyünde, önce biraz bira içmek ve daha sonra wælibæx’ten bir parça almak önemlidir. Hayvanın “bajıg” (omuz eklemi) güç, güven ve dayanıklılığı simgelediğinden, genç misafirlere “bajıg” ın verilmesi sembolik bir jesttir. Üstteki wælibæx’ın da gençlere verilmesi adettendir bunu eleştirmek bize düşmez. Dolayısıyla büyüğün önünde iki wælibæx kaldığından ve duaların üç wælibæx üzerine yapılması gerektiğinden, mutfaktan bir wælibæx daha istenip alınan wælibæx’ın yerine konulur ki yeniden üçe tamamlanmış olsun. Bu şekilde duanın gereklerinin bozulmaması sağlanmış olur. Büyük duasını tamamlayıncaya kadar önünde bozulmamış üç wælibæx olması sağlanmış olur. Büyük, Huıtsaw’a duasını tamamlamadan, O’nun şerefine “kadeh kaldırmadan” ve Huıtsaw’ın adıyla bu wælibæx’leri kesmezden evvel önündeki wælibæxler değiştirilemez ve alınamaz.
Sonra Tanrı adına dua sırası ikinci xiştære geçer. Bu kişinin duası, İlkinden daha uzun olamaz. Bu kişinin duasındaki ve ardından gelecek dualarda her cümleye masadakiler “Amen Huıtsaw!” ile cavap verirler. Duasının sonunda O da elindeki kadehi ve üç kaburgayı sağındaki daha genç bir konuğa ya da ayakta duran gençlerden birine verir. Üçüncü xiştær de benzer şekilde Tanrı’ya dualarını dile getirir ve elindeki kadehi ve şişi solundaki daha genç birine ya da ayakta duran gençlerden birine verir. Büyüklerden bu yiyecek ve içecekleri “Kuvinægtæ”leri alanlar, birkaç kelimeyle teşekkür ederler, Huıtsaw’ı över ve kadehi içerler ya da birer yudum alırlar. Bundan sonra, hizmet edenlerden “wırdıglæwwæg” bardakları tekrar doldurmalarını isterler ve onları sırasıyla üç büyüğe geri verirler. Gençlere kadeh yerine waşamonga verilmişse, elden ele geçirilerek bu kap boşalana kadar hepsi birer yudum alırlar.

Gençler kemiği etten ayırarak “bajıg”’ı alırlar. Kesilen hayvan bir koç ise, kemik elden ele gençlere geçer ta ki birisi herhangi bir alet yardımı olmaksızın çıplak elle bunu kırana kadar. Nadiren hiçbiri onu kıracak kadar güçlü olmadığında büyükler genç nesile nazikçe ve dostça takılırlar. Bununla birlikte, “bajıg’ı kıracak olan kişi, yaşlılardan bir onurlandırma kadehi kazanır. Bu gencin güç kazanmaya devam etmesini ve her zaman sadece ailesi için değil bütün Osetya’ya yardım etmek için her durumda birinci olmasını diler xiştær. Fakat bütün bunlar daha sonra,”xiştær” ilk birkaç dua ve temennisini yaptıktan sonra gerçekleşir.

Xiştærlerin bardakları tekrar doldurdurulduktan sonra “xiştær” Tek, Kutsal ve Büyük Tanrı için (“Yunæg Kadcın ‘Ştır Huıtsaw”) bir dua edip, bardağını önce ikinci, daha sonra da üçüncü yaşlıyla tokuşturur ve içkisini içip oturur. Daha sonra, sofradakiler büyükten küçüğe, dualarını edip, iki bardakla tokuşturup içer ve oturlar. Osetya’da dua edilmeden içki içilmesi normal değildir. Herkes sıradaki dua/temenni üzerine, uzun bir konuşmadan bir iki kelimeye kadar ama mutlaka bir şeyler söyleyecek ve biri karşısındaki biri de yanındaki (toplam ÜÇ kişi olarak) iki kişiyle de tokuşturduktan sonra içkisini içip oturacaktır. Genellikle elinde kadehi tutan sadece üç kişi ya da nadiren beş kişi olur. Sadece cenaze törenlerinde, insanlar çift sayılarda tokuştururlar kadehlerini: sadece karşında oturanla yani, yine de yanlarında onlarla beraber kadehini kaldırmış biri daha vardır ve toplamda yine üç kişidirler.

Bu şekilde dua/temenni ve içki içmeler sofranın sonuna kadar devam eder. Sofranın diğer ucuna doğru kadehlerdeki içki giderek azalır: gençlerin kadehlerine büyüklerden daha az içki konulur.

Benim fikrime göre bu kadeh tokuşturma nispeten yeni bir adettir ve muhtemelen Çarlık ordusunda görev alan subaylar tarafından bize aktarılmıştır. Atalarımız sofrada otururken dua ederler ve içkilerini boğa boynuzundan içerlerdi. Bu şekilde üç boynuz sofranın başından sonuna elden ele geçerdi bunların tokuşturulmaları da zor olsa gerek.

Xiştær, üç geleneksel wælibæx’ı kutsadıktan (Şidt) sonra sunucu veya gençlerden birisi, wælibæxleri masanın ortasına getirir ve onları merkezden sekiz parçaya keser. Bunu yaparken tabağı çeviremez. Gençin ısırdığı üst pastanın parçası şimdi ona aittir.

Sadece Huıtsaw adına yapılan ilk dualar bittikten sonra yemek yemeye izin verilir, bundan önce içki içilmez veya yemek yenmez. Xiştær Tanrı’ya dua edip üç wælibæx’in kutsanması bitene kadar çocuklar bile yiyeceklere dokunamaz. Bir xiştær kadeh kaldırıp konuşmaya başlarsa, yemek yemeyi durdurmanın yanısıra konuşmayı durdurmak ve büyüğü dikkatle dinlemek şarttır. Her zaman Osetler, ziyafetlerde ve diğer yemekler sırasında çok mütevazıydılar. Bir deyim vardır: “Ziyafete giderken tok, ayrıldığınızda aç olun”. Bu atasözü oburluğun çok utanç verici olduğu gerçeğini vurgular ve son derece acıkmış olsanız bile (eski zamanlarda yeterince yiyecek olmadığı da göz önüne alınırsa), iştahınızı göstermeden yavaş yavaş yemeniz gerektiğini belirtir. Bu kural sadece misafirlikte değil kendi evinizde yemek yerken de geçerliydi.

Osetya’da xiştærlerin her bir dua/söylevinden herhangi bir şeyin atılmasına izin verilmiyor, ancak duanın anlamını gereği bazı şeyleri eklemelerine izin veriliyor. Dua masadaki son kişiye ulaştığında ayağa kalkıp yüksek sesle: “Sevgili Xiştærler! dua’nız bize kadar ulaştı” der. Bu, Xiştære artık bir sonraki duaya uygun gördüğü bir zaman geçebileceğini belirtir.
Oset geleneksel masasındaki ikinci dua her zaman erkeklerin, savaşçıların, gezginlerin ve eşiklerin koruyucusu olan Waştırci’nin onuruna yapılır. Osetya’da Hıristiyanlığın gelişiyle birlikte, Hristiyanlığı benimseyen Osetler Waştırci’yi Aziz George’un görüntüsüne benzer bir şekilde resmetmeye başladılarsa da esasen Waştırci Geleneksel Oset Dininin (İrondin/Ætsægdin/Waşdin) bir figürüdür. Waştırci, tüm Oset kutsal varlıklarının en saygın üyesidir.

Onun için de yapılan dualar ve içilen içkilerin ayakta yapılması gerekir. İnsanlar, Waştırci’den Osetya’nın şanslı, mutlu ve sadık arkadaşları olan gerçek erkeklerle dolu olmasını; Osetya’nın barış ve bolluk içinde zorluklardan azade bir biçimde var olmasını; ve, vatanlarını koruma konusunda genç nesile güç, cesaret ve kararlılık gücü vermesini dilerler. Bu dua da, bundan sonrakiler de aynen ilk dua gibi xiştær tarafından telaffuz edildikten sonra masada başından ucuna doğru ilerler.

Üçüncü dua bu kutlama yemeği sebebiyle (kutlamanın yapıldığı Zuar için, genç çiftin mutlu evliliği için, askerlik hizmetinden sağlıkla dönüş için, yeni doğan oğullar için vb.) yapılır. Bu dua da ayakta iken söylenir (aileye, yaşlılara ve vesilenin kaynağına duyulan saygı gereği). Herhangi bir kutlamada, dua ayakta iken yapılırsa, içkiyi de ayakta dururken içmek gerekir.

Bununla birlikte, cenaze töreninde, kişi ayakta dururken bir dua yapmış olsa bile, önce oturup sonra içkiyi içmelidir.

Üçüncü duadan sonra xiştær, demokratik ilkeler ya da katılımcılara saygı gereği, ilk konuşmayı ikinci xiştærin yapmasına izin verebilir. Birçok durumda genellikle bu kişi etkinliğe ev sahipliği yapan ailenin temsilcisidir ve bu nedenle çoğunluk bu konuşma misafirler hakkında olur ve kutlamalarında onları varlıklarıyla onurlandırdıkları için misafirlere teşekkür edilir. Ev sahibinin veya yaşlıların adına, tüm konuklara özel bardak veya kadehlerle içki verebilir. Osetya’daki bu kadeh, özel saygı ve saymanın bir işaretidir.

Bu teklifi reddetmek gerçekten alınganlık yaratabilir. Çok içtiğini ve artık içmek istemediğini söylemek adet ve görenekleri saymamak anlamına gelir. Bununla birlikte, bu bir bardak dolusu votka içmek zorunda olduğunuz anlamına da gelmez.

Öncelikle, iyi konaklar misafirleri sarhoş olmaktan korurlar ve onların işini kolaylaştırmaya çalışırlar. İkincisi, bu özel bardakların sunulmasıyla, bu güzel geleneğin saygı ve şükran sözlerinin edilmesi geleneğinin devamına verilen önem gösterilir yoksa sarhoş olunması veya içeceğin miktarı önemli değildir. Bunu anlamayanlar Oset sosyal hayatının kurallar bütünü olan “Æğdaw”’a şiddetle ters düşen insanlar oluyor. Daha az alkollü bir içki içmek veya daha az miktarda içki içmek sorun değil. Kişi gerçekten iyi nedenlerden dolayı içki alamazsa ya da hiç içmiyorsa, sadece simgesel küçük bir yudum alıp, mazeretini bildirip içmeyebilir de, doğru olmak kaydıyla, hiç içki içmediğini ya da araba kullanacağını söylemesi yeterlidir. * Bu özel kadehleri alan herkes, onurlandırma amaçlı şükran sözlerini “arfæ” telaffuz ederek ev sahiplerine mutluluk, şans ve refah diler ve aynı zamanda bu gibi pek çok kutlama vesilesi olup bu özel kadehleri sunmalarını diler. İnsanlar masada en son kişiye ulaşıncaya kadar yine üçlü düzende içerler.

Bu özel kadehleri / bardakları sunan ikinci xiştær, en genç konuk içkisini bitirene kadar ayakta beklemelidir. Bundan sonra, temennilerini daha kısa bir şekilde tekrarlar ve ilk xiştære konuşma sırasını verir, çünkü ondan önce içmesine izin yoktur. Xiştær ayağa kalkıp bu iyi ve güzel arfesi için ikinci xiştære teşekkür eder. Kutlamanın konuklara da teşekkür eder ve kendi iyi dileklerini söyleyip içkisini içer. Daha sonra bu temenniler masanın ucuna doğru yeniden aynı şekilde ilerler, ancak bu kez misafirler sadece ev sahiplerinin ve tüm katılımcıların sağlığı için içki içerler.

Erkekler ve kadınlar aynı masada oturmadığında, yalnızca bir standart kurallar seti vardı. Zamanla, gençler kendi demokratik ve özgür standartlarını oluşturdu. Genellikle iki kısma ayrılır: zorunlu ve daha serbest kısımlar. Törenin başındaki ilk 3-5 dua / temenni ve sonundaki 2-3’ü zorunlu kısmı oluşturuyor. Bunların arasında, masadaki insanlar genel konuşma yeteneklerine ve dünya görüşlerine dayanarak, genellikle doğaçlamalı temennilerini dile getiriyorlar.

Tören, orta yaşlı insanlardan oluşuyorsa, yemek organizasyonu yüz yıl öncesi ile hemen hemen aynıdır. İlk 3-4 duadan sonra, xiştær arka-arkaya şu şekilde “arfe”ler yapar:

– “Binati hitsau” (Evin koruyucusu), böylece ev sahibinin evini ve ahalisini her türlü sıkıntıdan korur. Katılanların evlerinin de kötülükten uzak olmasına dua edilir.
– Ev halkının sağlığı ve bolluğu refahı “farn” için.
– “Horı Watsilla”, “Fosı Fælværa” (Hasatların Koruyucusu Watsilla’nın ve Evcil Hayvanların Koruyucusu Fælværa), “Madı Mæyræm”’a ise genellikle kadınların masalarında dua edilir ve kadınların sağlığı ve mutluluğu ile çocuklarını sağlık, mutluluk içinde büyütebilmelerini sağlaması dilenir.

Osetya’nın değişik yerlerinde insanlar o bölgenin yerel “Zuar”larını da içtenlikle hatırlarlar: Xætæcı Waştırci, Tutır, Rekomı Zuar, Nışanı Waştırci, Tarancelos, Şærı Zuar, Alardi, Zıvğişı Zuar, Mıkalgabırtæ ve diğer Zuarlar için. Eskiden, bayramlar ve kutlamalar uzun sürerdi, genellikle birkaç gün sürerdi ve masada birçok dua / Temenni edilirdi. Bununla birlikte, bu kutlamalarda kimse sarhoş olmazdı, çünkü sarhoş bir kişi kendisine unutulmayacak bir utanç verebilir. Bu ayıp ölmekten bile kötü sayılırdı.

(Devam edecek)


Demografik Kriz

1 Ocak 2018 itibariyle, 451 bini şehirlerde 251 bini kırsalda olmak üzere, 701.940 olan Kuzey Osetya-Alanya (KOA)nüfusunun giderek azalacağı ve 2036 yılında 649 bine düşeceği tahmin ediliyor. Bu nüfus, büyük şehirlerdeki yaşam şartları ve demografik nedenlerle, azalan doğurganlık oranı ve genç nüfusun RF merkezlerine göçü dolayısıyla giderek de yaşlanmakta: emeklilerin sayısı çalışma yaşındakilerin sayısından fazla şu anda ve bu da yakında emeklilik yaşının yükseltilmesini kaçınılmaz kılıyor. Genç ailelerin desteklenmesi programları, genç çiftlere edinecekleri ilk ev için 1/3 oranında devlet desteği gibi federal programlar, kaynak yetersizliği ve yolsuzluklar nedeniyle arzulanan düzeyde etkili olamıyor.

İşsizlik, barınma, düşük gelir gibi sorunlarla boğuşan özellikle kırsal ve dağlık kesimlerde yaşayan geniş aileler için düzenli destek programları yok: sadece belli ihtiyaçları başvuru üzerine karşılanabiliyor o da sadece 4 ve üzeri çocuk sahibi aileler için. 2017 yılında bebek ölüm oranları da azaldı ve binde 9.8 olan 2015 yılındaki seviyesinden binde 2.7’ye kadar geriledi ve geçen yıl hiç bir anne gebelik ve doğuma bağlı bir nedenle ölmedi ancak bu süre zarfında doğum oranları da azaldığından nüfus artışı yaşanmadı ikinci çocuğa devlet desteği verilse bile. Başbakan Taymuraz Tuskayev Osetya’daki demografik krize bir çare olarak ilk doğan, ya da evlat edinilen, çocuk için KO-A’nın devlet yardımı yapma kararı aldığını ve bu amaçla bütçeye 83 milyon Ruble konulduğunu açıkladı.

Sovyetlerin çöküşü sürecinde 15 yıl boyunca çok az sayıda doğum olmuştu ve bugün en doğurgan yaşta olan nesil bu sayıca az olanlar. İşlevsiz ailelerin çokluğu bir yana, doğum oranlarının düşmesinde en önemli neden ülke genelinde yaşam standartlarının düşmesi olarak gösteriliyor. RF’de 2006 yılından itibaren nüfus azalmasını önleyici kimi programlar uygulanmakta bu şekilde iki milyondan fazla fazladan doğum sağlandığı tahmin ediliyor. Ölüm oranları azalsa da çok daha fazla azalan doğurganlık oranları nedeniyle toplamda 190 bin azalan RF içinde geçen yıl nüfusun net olarak arttığı tek bölge Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi (KKFB) idi. Bunda müslümanların yoğun oldukları yerlerin katkısı büyük, misal 2010 yılında, KO-A’da 1.8 olan doğurganlık oranı Çeçenya’da 3.5’in üzerindeydi.

http://gradus.pro/detospasenie/

Yazarın Diğer Yazıları

Çağdaş sanat festivali ‘Alanika 17’

Alanika Uluslararası Çağdaş Sanat Festivali, Kuzey Kafkasya’da görsel sanatlar alanındaki en önemli ve ses getiren projedir. Alanika Kültür Destek Fonu ve Puşkin Devlet Güzel...

Fatima müzikali galası

Oset klasiği Xetægkatı K’oşta’nın (Хетæгкаты Леуаны фырт Къоста/K’osta Xetagurov) aynı adlı şiirine dayanan “Fatima” müzikalinin galası Mariinsky Tiyatrosu’nun Vladikavkaz şubesinin sahnesinde gerçekleşti. Proje üzerindeki...

Oset müziği, efsanevi sanatçısı Gæjdæntı Bulat’ı yitirdi

“Milli müzik milli dil gibidir, onu bilmeniz gerekir, bunu da çocukluktan itibaren bilmeniz gerekir. Ve o olmadan yapamayız. Milli kültür olmadan diğer gelenek ve...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img