Gökyüzünde sırra kadem basmış yıldız,
Dağların künyesinden düşmüş kıvılcım,
İçimizde hayatın hep kısa geldiği sanısı,
Bırakıp onu öylece, ölecek miyiz?
Çiçekleriyle gelip çattı bahar,
Doğa giyindi mi yeşil kostümünü,
Ey şarkıyla övüp okşadığım aşk,
Bırakıp seni öylece, ölecek miyiz?
İyiyle ya da kötüyle karşılaşsa da,
Her koşulda aramadık mı dostumuzu,
Onunla vedalaşma fırsatı bulamaksızın,
Bırakıp onu öylece, ölecek miyiz?
Sonbaharla çekip giderken turnalar,
Yağmur kamçılamaz mı kanatlarını,
Uğruna gözyaşı akıtılan altınsı dünya ey,
Bırakıp seni öylece, ölecek miyiz?
Yollarım bunca açmazla doluyken,
Ulaşılamaz bir uzaklıkta mıdır,
Yaşamın sonsuzluğa uzanan yolları,
Tanımaksızın onları öylece, ölecek miyiz?
İçimizde hayatın hep kısa geldiği sanısı,
Bırakıp onu öylece, ölecek miyiz?
Abdul Xamid Xatuyev
Çeçenceden çeviri: A. Kadir Polat