Çerkezfındıcak yok olmasın!

0
1329

Tüm Türkiye Abhaz, Adige, Çeçen ve Oset Diasporası ile Tüm Sivil Toplum Kuruluşlarına Çağrı

Fındıcak Abhaz Derneği olarak 26.06.2020 tarihinde Verusa Holding A.Ş tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformunda yayınlanan resmi bildirim ile köyümüz Çerkezfındıcak ve Adige köyü olan Kozlu topraklarında bulunan antik Gümüşlük madeninde sondaj çalışmalarına başlanıldığını öğrendik. Yaptığımız araştırmalara göre şirket siyanürle altın, sülfirik asit ile bakır ayrıştırmak için maden ruhsatı alarak çalışmalarına başlamıştır. Ülkenin birçok yerinde bu tür maden işletmelerinin insan ve doğaya ölüme neden olan zehirler verdiği ortadadır.
Altın madeni kurulması halinde sadece köyümüzü değil, Tokat’ın Kozlu, Tanoba, Akça, Değirmenli, Hacıpazarı, Koçak, Meydandüzü, Benli, İverönü, Kartosman, Hacıeli, Gölönü, Sokutaş, Keçeci, Ezebağı, Kargın, Erenli, Kuytul köylerini; Amasya’nın Bayat, Çatalçam, Sarayözü, Yuvaköy, Ümük Ardıçönü, Hüsnüoğlu, Çakırsu, Kumluca, Tatlıpınar, Demre, Ballıdere, Belevi, Geydoğan, Güngörmüş, Kızgüldüren, Hacıbey, Güvenlik, Dutluk, Tekpınar, Beldağı, Altınlı köylerini maden sahası alanı bakımından doğrudan etkileyecek olup saçacağı zehir ile Samsun Çarşamba Ovası dahil çevrede yer alan tüm verimli topraklara zarar verecektir.

Çerkezfındıcak Köyü olarak içerisinde bulunduğumuz insan, hayvan ve doğa yaşamını tamamen yok edecek maden ile ilgili köy halkı olarak projeden haberdar olur olmaz yüz yüze ve online görüşmeler yaptık. Yapılan görüşmelerde madeni kesinlikle istemediğimize karar verdik. Bizler yüzyıllarca Çarlık Rusya ile savaşmış hiçbir zaman tutsak olmamış, hiçbir zaman mücadeleyi terk etmemiş Kafkasya’nın otokton halklarındanız, Çarlık Rusya ile yok olma pahasına sürdürülen fiili savaş ne yazık ki Çarlık Rusya tarafından halkımıza soykırım yapılarak sonlandırıldı. Halkımız için bir dönüm noktası olan 1864 yılı tarihsel soykırım yılı olarak netleşmiş olsa da öncesinde ve sonrasında zulüm, soykırım ve sürgün devam etti. Çarlık Rusya tarafından zorla anavatanımızdan koparıldık. Anne, baba, çocuklar ayrı ayrı pusulasız gemilere bindirilerek Karadeniz’in azgın ve soğuk sularında kaderimize terkedildik. Çok azımız sağ olarak Osmanlı’nın Karadeniz kıyılarına ulaşabildi, ulaşanlarımızın çoğu salgın hastalıklardan telef oldu. Osmanlı tarafından yerleştirildiğimiz bölgelerde sürekli yaşam savaşı verdik. Bir yönümüz her zaman Kafkasya’ya dönük oldu misafir olarak geldiğimizi ve bir gün geri döneceğimizi hayal ederek yaşama tutunduk, ancak soykırımdan geriye kalanlar olarak geldiğimiz bu topraklar Çarlık Rusya tarafından tehlikeye atıldığında daha Türkçe konuşmayı bile bilmezken Osmanlı-Rus Harbinde Ruslara karşı savaşa katıldık, şehitler verdik. Yine Kurtuluş Savaşında en ön saflarda yer aldık, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele dönemindeki en yakın silah arkadaşları olduk, şehitler verdik ama hiçbir zaman bu memlekete sırtımızı dönmedik vatan bildik. Yine yakın tarihlerde köyümüzü de içine alan terör olaylarında askerimizin yanında yer aldık. Bu mücadelemiz sonunda şehitlerimiz oldu bugüne kadar köyümüzün mezarlığında huzur içinde yattılar. Yaşadığımız bu coğrafya kaderimiz oldu, Erbaa depreminde yine bu memleketin kadim insanları ile aynı kaderi paylaştık, çok yara aldık, köyümüzün yeri değişti ama yine pes etmedik. Yılmadık, yıkılmadık bu memleket için çalışmaya, üretmeye devam ettik.

Şimdi ise tamamen sermaye odaklı olan, devletin gelirinden çok düşük bir pay aldığı maden işletmesi ile kanlarımızla suladığımız, şehitlerimizin düştüğü topraklarımız zehirlenmesin, tahrip edilmesin Çerkezfındıcak Köyü yok olmasın diye yasal çerçevede mücadele etme kararı aldık.

Maden sahası tamamen köyümüzü kapsayacağı için köyümüzün yerinden kaldırılması evlerimizin, yuvalarımızın yıkılması, anılarımızın silinmesi endişesi taşıyoruz.
Köyümüz yerinde kalsa bile maden nedeni ile yaşanamayacak hale gelecek, siyanür ve sülfirik asit ile zehirleneceğiz, insanlarımız, hayvanlarımız, bitki örtümüz, doğamız katledilecek, köyün ana geçim kaynağı olan orman yok edilecek. Yüzyıllardır yaşam mücadelesi veren Çerkezfındıcak Köyü içerisinde yaşayan insanları, hayvanları, bitkileri, ağaçları, anıları, gelecekleri ile birlikte sermaye uğruna yok edilecek.
Sonuna kadar yasal haklarımızı savunacağız, insan yaşamının kutsal olduğunu ve bu hakkın elimizden alınmasına müsaade etmeyeceğimizi hukuki olarak her alanda dile getireceğiz. İnsani ve kutsal olan tüm değerlerimizi altın ve para uğruna sermaye sahiplerinin keyfiyetine terk etmeyeceğiz.

Bir kere sürgün olup Çerkezfındıcak Köyü’nü kurduk, büyük Erbaa depremi köyümüzü yerle bir etti, bu nedenle köyümüzün yeri değiştirildiğinde yine göç etmek zorunda kaldık ve şimdi bulunulan yerde Çerkezfındıcak Köyü’nü tekrar kurduk. Biri yüzyıllar süren onurlu mücadelemizin sonunda soykırım ile biten sürgünümüzdü, diğeri doğal afet nedeni ile zorunlu göçtü ama bu sefer tamamen sermaye daha fazla kazansın diye bizlere dayatılan yaşam biçimine zorlanıyoruz. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir.

BİR KEZ DAHA SÜRGÜN EDİLMEK İSTEMİYORUZ.
BİR KEZ DAHA YA GİDERSİNİZ YA DA SİYANÜRLE ZEHİRLENİRSİNİZ DİYEREK YA ÖLÜM YA SÜRGÜN DAYATMASINA MARUZ KALMAK İSTEMİYORUZ.

2872 Sayılı Çevre Kanunu ve Anayasamızdan kaynaklı haklarımız kapsamında resmi olarak bir çok kurum ve kuruluşa başvurularımızı yaptık. Dernek olarak kurumsal kimliğimizle, bireysel olarak da derneğimiz üyeleri ve köyümüz sakinleriyle hem kitlesel hem bireysel başvurularımız devam etmektedir.

ÇERKEZFINDICAK YOK OLMASIN diye FINDICAK ABHAZ DERNEĞİ olarak tüm Türkiye Abhaz, Adige, Çeçen ve Oset Diasporasına anılarımız, geleceğimiz ve çocuklarımızın yarınları için mücadeleye başladığımızı ve desteklerini beklediğimizi bildiriyoruz. 22.11.2020
ÇERKEZFINDICAK YOK OLMASIN!

Online imza kampanyamız: https://www.change.org/ÇERKEZFINDICAK-ALTIN-İÇİN-SİYANÜRLE-ZEHİRLENİYORKÖYÜMÜZEDOKUNMAYIN-ÇERKEZFINDICAK-SAHİPSİZDEĞİLDİR

Fındıcak Abhaz Derneği

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz