Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

14 Mart Adige Dili Günü

14 Mart 1953, Bersey Vumar tarafından yazılmış ilk Adige alfabesinin Tiflis’te yayımlanış tarihidir. Adigey Cumhuriyeti tarafından 147 yıl sonra, 2000 yılında ADİGE DİLİ VE YAZISI GÜNÜ olarak her yıl kutlanmasına karar verilmiştir; resmi ve sivil toplum kuruluşları tarafından her yıl kutlanmaktadır.

21 Şubat 1952 tarihi de; Pakistan’ın Urdu dilini Bangladeş halkına resmi dil olarak dayatması sonucu, Dakka Üniversitesi öğrencilerinin buna itiraz ettikleri ve itirazcıların Pakistan polisi tarafından katledildiği gündür.

Bu tarihten 47 yıl sonra UNESCO tarafından 21 Şubat, Dünya Uluslararası Anadili Günü olarak ilan edilmiştir.

Bu tarihsel süreç, uğruna insanların öldüğü bir konunun doğruluğunun ve ölenlerin haklılığının ne kadar geç anlaşıldığını ortaya koyuyor.

ANADİLİ: İnsanın insan olma özelliklerinin başında gelen DUYGUNUN;

Türkçe: Seni seviyorum

İngilizce: I love you

Rusça: Тебя люблю

Adigece: ШIу усэлъэгъу

şeklinde seslendirilmesinden ibaret değildir.

Bir kullanım eşyası gibi: “Şu renk olmazsa bu renk olur”, “Bu marka yoksa şu marka olur” denecek bir şey de değildir.

Anadilinden koparılan bireyin o dildeki tarihsel her türlü birikimi sıfırlanmaktadır

ANADİLİ: Sahibi olan milletin, konuşulmaya başladığı andan bu ana kadar;

Birikmiş, gelişmiş dünya görüşüdür,

Yaşam tarzının tercümanıdır,

İnsanlık anlayışının seslendiricisidir,

Kültürünün taşıyıcısıdır,

Tarihinin andacıdır,

Deneme yanılma sözlüğüdür,

Hayat memat yargısıdır,

İlkel modern zinciridir.

Oluşum-evrim yolculuğunun tanığıdır,

Bekasının, geleceğinin temelidir,

Kişiliğinin materyalidir, datalarının hafızasıdır, atalarından kalan bilgilerin bankasıdır…

Anadilinden koparılan bir bireyin o dildeki tarihsel her türlü birikimi sıfırlanmaktadır.

Anadilini kaybeden bir kişinin, yeni edindiği dilde bir altyapı oluşturması için 10 kuşak, yani

500 yıl geçmesi gerekir. (John C. Maxwell)

Kendi dilimizde espriler, atasözleri, şiirler, şarkılar söyleyelim

Dünya tarihinde kaybolduktan sonra tekrar kullanıma getirilebilmiş bir dil bulunmamaktadır.

Her insan ecdadından kalan dilini okusun, konuşsun, yazsın. Edebiyatını zenginleştirecek eserler versin. Anadiline katkıda bulunsun ki o dil yaşamaya devam etsin.

Dil çok hassas ve önemli bir varlıktır. Canınızı koruduğunuz gibi korumazsanız yaşamaz.

Canınızı kaybetmeniz sizi etkiler, anadilinizi kaybetmeniz bütün geleceğinizi, torunlarınızı etkiler. Bazı varlıklarınızın, bedelini ödeyerek parayla başkaları tarafından korunmasını sağlayabilirsiniz. Anadilinizin korunması, yaşatılması için böyle bir çare yoktur. O anadilin sahibi olan bireylerin kendileri bu dili yaşatacaklardır. Aynı dili konuşanlardan başka kimseden yardım alamazsınız. Her birey kendi anadilini konuşarak, yazarak, okuyarak yaşatacaktır.

“Dilimi biliyorum” diyenlere soruyorum: “Okuyup yazabiliyor musunuz, ezberinizde bir kuple şarkı sözü, bir dörtlük şiir var mı?” Yoksa çok ACI, diliniz sizden davacı.

DİL günlerini daha kalabalık, daha renkli, zevkli, ilgi çekici, yeni bir şeyler öğrenecek şekilde kutlayalım. Kendi dilimizde espriler, atasözleri, şiirler, şarkılar söyleyelim.

Adige dilinin kaybolmakta olan diller arasında sayıldığını unutmayalım.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Yazarın Diğer Yazıları

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img