Misketin kendisini kıracağını bilmezmiş taştan çocuk…
Elimde ne kadar çok olursa o kadar iyi diye uğraşır dururmuş…
…
…
Bırakın ikinciyi, üçüncüyü, bir misket tanesi bile taştan çocuğu kırabilirmiş…
Amaç oyunsa taştan, amaç oyunsa camdan…
Kırılacakmış elimizdekiler, kırılmadan olmazmış…
Bir tane misket, taştan heykeli kırabilirmiş…
Cam kumdan geldiğini bilse, taşı incitmek istemezmiş…
…
Kemikten de oynanırmış oyun…
Et kemikten ayrıldıktan sonra oynanırmış…
…
Oyun bitince geride bir şey kalmazmış…
Kırılmayan büyüyenlerin oyunları devam edermiş…