Tsitsekun anma programları

0
435

KAFFED

Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED), Çerkes Sürgün ve Soykırımı’nın (Tsitsekun) 159. yıldönümü nedeniyle Ankara’daki Anıtpark’ta anma programı düzenledi. 21 Mayıs’ta Beşevler metro istasyonu önünde buluşan Çerkesler, Anıtpark’a kadar sessiz yürüyüş yaptı. Yürüyüşte, “Bunun adı soykırım”, “İntikam değil adalet istiyoruz”, “Karadeniz en çok Çerkeslere kara” yazılı pankartlar açıldı.

KAFFED Genel Başkanı Ümit Dinçer’in konuşmasında şu ifadeler yer aldı: “Bizim yaşadığımız soykırımdır. Birleşmiş Milletler’in 1948 tarihli Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne göre, bir eylemin soykırım olarak nitelendirilebilmesi için, belirli bir insan topluluğunun milliyeti, ırkı, etnik kökeni veya dini dolayısıyla tümünün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetinin bulunması gerekir. 1951 yılından beri yürürlükte olan ve ülkemizin de taraf olduğu sözleşmenin ‘soykırım’ olarak tanınması için gereken her türlü şart, atalarımıza uygulanmıştır. Fazlası vardır, eksiği yoktur. Zira bu sözleşmenin koyduğu kriterlerin, suç olarak saydığı eylemlerin tamamı Kafkas-Rus savaşları esnasında, sonrasında Çerkes halkına uygulanmıştır.

Bugün, 1864’ün üzerinden 159 yıl geçti, lakin Çerkes Sürgün ve Soykırımı nihayete ermiş değil. Soykırım ve sürgün günümüzde de devam ediyor. Üzülerek belirtmeliyiz ki Rusya, soykırım mağdurlarının torunlarına anavatanı ile bağ kurulmasını zorlaştırıyor ve yer yer engel oluyor. Bir ulusu niteleyen ve kimlik kazandıran en bariz unsur olan dil üzerindeki baskı politikaları, Çerkesçe başta olmak üzere tüm Kuzey Kafkasya halklarının dillerini erozyona uğratmakta, hatta yok oluşuna zemin hazırlanmaktadır. Bu baskıcı uygulamalara, şunun şurasında 10 yıl evvel resmi devlet dili olan Çerkes dilinin, zorunlu sınıf geçme dersi olarak okullarda okutulan anadilimizin dilekçe ile seçmeli dil haline getirilmesi örnek verilebilir. Rusya Federasyonu’nun kurucusu ve federe devlet statüsünde olan cumhuriyetlerimizin statülerinin her geçen gün zayıflatılması, ekonomik alanda yalnızlaştırılması, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kaldırılması gibi pek çok örnek verilebilir. 159 yıl evvel anavatanlarından sürülmüş olan halkın çocukları, bugün anavatanları ile ilişkilenmek noktasında hiçbir avantaja sahip değillerdir.

159 yıl evvel yaşanan soykırım ve sürgün bize çok şey kaybettirdi. Vatan kaybettik; dilimizi, kültürümüzü, sosyal dokumuzu ve uluslaşma sürecimizi kaybettik. Yıllarca sürüldüğümüzü, soykırıma uğradığımızı söylemekten adeta kaçındık toplum olarak. 21 Mayıslar, anma ve yas günlerimiz oldu bir dönem. Kendi içimize ağladık; atalarımıza, kayıplarımıza ağıtlar yaktık. Artık 21 Mayısları bir yas günü olmaktan çıkarma vaktinin geldiğine inanıyoruz. Artık sadece geçmişimize ağlayarak var olamayacağımızın idrakindeyiz. Artık 21 Mayısların üzerinden bakabilmek ve bir gelecek tasavvuru yapabilmek, bizim çıkış noktamız olmalıdır. Bu sebeple 21 Mayıs, salt bir yas ve anma günü değildir. 21 Mayıs, mücadele kararlılığının, güç birliğinin, dirilişin, direnişin, hak aramanın ve ‘Biz kırılmadık, buradayız ve bir gün geri döneceğiz’ demenin günüdür artık.”

Ankara Çerkes Derneği Başkanı Bislan Jalouqa, ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi: “Bugün Kafkas Dernekleri Federasyonu olarak tüm dünyaya Çerkeslerin yaşamış olduğu soykırımı ve sürgünü duyurmak için burada toplandık. Bildiğiniz gibi Çerkes Soykırımı ve Sürgünü, Çarlık Rusya’sı tarafından Çerkeslere uygulanan bir soykırımdır. Biz de Çerkesler olarak bugün, Çarlık Rusyası’nın vârisi olan Rusya Federasyonu’ndan soykırımı kabul etmesini, bundan doğacak olan tüm hakları tazmin etmesi ve anavatana koşulsuz dönüş hakkının tanınmasını talep ediyoruz. Bunları talep ederken biz, tabii ki Rusya ile barış içinde yaşamayı hedefliyoruz, amaçlıyoruz. Bu anlamda Rusya Federasyonu’muza ve Türkiye Cumhuriyeti’mize çağrımız budur; Çerkes Soykırımı ve Sürgünü tanınmalı. Çerkes hakları da aynı şekilde tanınmalı. Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin anadil ve kültür sorunları var. Bu anlamda devlet kurumlarının çok daha ciddi adımlarla bizim, Çerkeslerin kültürel sorunlarını çözmesini bekliyoruz.

Ankara Çerkes Derneği, Türkiye’nin en büyük Çerkes derneklerinden bir tanesi. Özellikle 21 Mayıslarda bizim aslında en büyük amacımız çocuklarımızı, gençlerimizi kültür etrafında büyütmek, yaşatmak. Biz, bu anlamda kültürümüzü yaşatmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. En belirgin sorunumuz; ortaokullarda Adigece seçmeli anadil olarak seçilebiliyor. Bu, devletimiz tarafından verilmiş bir hak. Son derece olumlu buluyoruz. Fakat onun önünde çok ciddi fiziki engellerimiz var. Bu engellerin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bertaraf edilmesini beklediğimizi de söyleyebilirim.”

Anma programı, Maze Müzik Grubu’nun dinletisiyle sona erdi.


KEFKEN

21 Mayıs Çerkes Soykırım ve Sürgünü’nün üzerinden 159 yıl geçerken Çerkesler 21 Mayıs’ta bir kez daha “Bunun Adı Soykırım” diyerek Kocaeli’nin Kefken sahilinde buluştu. Karadeniz’in Kefken kıyısı Çerkeslerin sürgün edildiği ilk duraklardan biri olarak sembolik bir anlam taşıyor.

Kocaeli Belediyesi’nin ana organizatörlüğünü üstlendiği “Kafkas Sürgünü Anma ve Kültür Alanı Tanıtım” programı ilk olarak Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki tarihi Karaağaç mezarlığında başladı. Soykırım ve sürgünde kaybedilenler için Kur’an-ı Kerim okundu ve dua edildi. Ardından Babalı Sahili’ne toplu yürüyüş gerçekleşti.

Tören konuşmaları başlamadan önce denize siyah çelenk bırakıldı. Sürgün Anıtı’nın açılışının yapıldığı anma törenine Babalı Kültür Alanı’nın düzenlenmesinde katkıları olan Kandıra Belediye Başkanı Adnan Turan, sürgün anıtının heykeltıraşı Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Konak, projenin tarihçisi Doç. Dr. Oğuz Polat ve Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk katıldı. Abhaz Dernekleri Federasyonu ve Kafkas Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu üyelerinin de yer aldığı törende Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Çerkes Sürgünü’ne dair konuşma yaptı.

Abhazya Parlamentosu’ndan anmaya katılan isimler; milletvekilleri Kan Korçiva, Alkhas Bırtsız, Aslan Lakoba, Temur Şergeliya ve Alisa Gularya oldu. Abhazya yetkili temsilcisi İbrahim Ayuzbda ve temsilci yardımcıları Kafkas Kamil Atrışba ve Cansuh Lazba, Abhazya Sohum Belediye Meclis Başkanı Dmitry Osiya ve meclis üyelerinin yanı sıra Geri Dönüş Devlet Komitesi üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, anavatandan ve Türkiye’den gazeteciler törende yer aldı.

Tören biterken sahil boyunca meşaleli sessiz yürüyüş gerçekleşti. Tören ‘Nart Ateşi’ yakılarak sona erdi.

HABER: AKANDA TAŞTEKİN


ANAVATAN

Abhazya
Adigey
Karaçay-Çerkes
Kabardey-Balkar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz