Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi (SAMER), “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Diyarbakır’daki Kadın Kurumlarının Rolü” başlıklı saha araştırması raporunu yayımladı.
SAMER’in hazırladığı raporda, eylül ayında Diyarbakır’da kadına yönelik şiddet üzerine çalışan Rosa Kadın Derneği, Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DAKAHDER), Barış İçin Kültürel Araştırmalar Derneği (BAKAD), Sosyal Hizmetler Uzmanı Derneği Diyarbakır Şubesi (SHUDER), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Kadın Meclisi, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, İnsan hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, Eğitim Sen Kadın Meclisi ve Diyarbakır Tabipler Odası’yla görüşüldüğü kaydedildi.
Çoklu şiddet türleri
Raporda, “Kadına yönelik şiddetle mücadele amacıyla faaliyet yürüten kurumların önemli kısmının kadına yönelik gerçekleşen şiddet türünü tekil ele almaktan ziyade çoklu şiddet biçimlerini birlikte tarifledikleri, kadına yönelik bir şiddet halinin çoklu şiddet türlerini içinde barındırdığını savladıkları görülmüştür” denildi.
Yine fiziksel şiddete karşı kurumların mücadelede yetersiz kaldığına yer verilen raporda, kayyım polikalarına da işaret edilerek kadın kurumlarının kayyımlar tarafından hedef alındığının altı çizildi.
“Kurumlar yetersiz”
“Görüşülen kurum temsilcilerine göre, 2016 yılından sonra gelen kayyımların kadın yaşam merkezlerini kapatmaları ve mevcut olan kadın sığınma evlerinin de kadınların ihtiyacını karşılayacak yeterlilikte olmaması çözümü güçleştirmektedir. Ağustos ayı araştırmamıza göre kadınların yüzde 76’sı Diyarbakır’da faaliyet yürüten kadın ve hak temelli çalışan kurumlardan bihaberdir” denen raporda, “Kamu kurumlarına (karakol, adliye) güvenmeyen kadınlar, gidecek başka da bir alternatifleri olmadığından şiddet gördükleri failleri ile aynı alanda yaşamak zorunda kaldılar ve kalmaktadırlar” ifadelerine yer verildi.
Devletin yetersizliği
Yine raporun detayında, Diyarbakır’da görüşülen kadınların yüzde 94,2’sinin devletin kadınlara yönelik şiddeti önlemede yetersiz kaldığını dile getirdikleri belirtildi. Raporda, “Kadın ve hak temelli kurumlar temsilcileri, ortaya çıkan istatistiki veriyle paralel olarak kadınların devlete olan güvensizliğinin Kürt kadınlar özelinde tarihsel bir süreç olduğunu ifade ederken; Türkiye’de yaşayan kadınlar nezdinde ise son 22 yıldır yürütülen homojen ve muhafazakâr atmosferin etkili olduğunu dile getirdiler” dendi.
En çok başvuru Diyarbakır’dan
Raporun detaylarında kurumların en fazla fiziksel şiddet başvurusu aldıklarına da dikkat çekilirken, bunun yanı sıra “Diyarbakır ili dışında başka illerden şiddete yönelik başvuru alıyor musunuz?” sorusuna “BAKAD, İHD ve Rosa Kadın Derneği ise Şırnak, Batman ve Mardin gibi yakın illerden başvuru aldıklarında o illerde bulunan mekanizmaları hareketlendirdiklerini ve onlarla ortak çalıştıklarını ifade etmişlerdir” yanıtları alındığı belirtildi. (Yeni Yaşam)