Bize yeni bir hedef gerekli.
Muhaceret, göç, sürgün, soykırım…
Dönüş,
Devrim,
Birleşik Kafkasya…
Dinledik, okuduk, içinde olduk/yaşadık, anladık… Süreçler halen devam ediyor, edecek.
“Çerkeslere yeni bir hedef gerekli” cümlesinden kasıt, tek bir sözcükle ifade etmek gerekirse “siyasallaşmaktır”. Bunun için bir “Çerkes Kongresi”nin toplanmasını hedeflemektir…
Oluşumunda başından itibaren bütün toplumsal kesimlerin yer alabileceği, yani toplumun kahir ekseriyetinin benimseyebileceği bir kongre…
Mevcut dernek, federasyon, platform, vakıf… yani kurumların/oluşumların hiçbirini yadsımayan, onların yanı sıra bu kurumlarda/oluşumlarda yer almayan ama siyaseten katkı sunabileceklerin de katıldığı bir kongre. Toplumu ileriye taşıyacak olan “farklı düşüncelerin çatışması”ndan vazgeçmeden, tektipleşmeden, mevcutlar varlığını, işlevini korurken yeni bir yol açabiliriz.
Siyasetin bilinçli ve aktif öznesi konumuna gelebilmek, kısıtlar olmadan siyasal kararlar alabilmek, kendi geleceğimize karar verebilmek… için. En geniş katılımla, en geniş sahiplenmeyle, en geniş ait hissetmeyle…
Kimlik mensupları olarak bizlerin kendi geleceğimizle ilgili kararları başkalarına hatta birbirimize bırakmamamız, seyirci olmaktan çıkıp siyasallaşmamız; bu anlamda her birimizin siyasetin bilinçli ve aktif öznesi olmamızı sağlayacak bir açılım. ‘Her birimiz’ çok iddialı gelebilir, sakıncası yok, yukarıda yazdım, ‘kahir ekseriyet’ için bu anlayışla başlamak iyi olabilir.
Yeni hedefin bugüne kadar yapılandan farkı da budur ki, yaşadığımız coğrafyada Kürtler ve Aleviler örneklerinden hareketle önemsenecek bir farklılıktır.
Ne kadar çok demokrasi o kadar çok kimlik, kültür, anadili… Nüfustan, mekândan bağımsız, her şart altında eşitlik temelinde değerlendirilmesi gereken kimlik sorununda, kültürel-demokratik haklar olmadan özgürlükten söz edilemeyeceğini biliyoruz. Gökten zembille inmeyecek bu haklar için mücadele etmek gerek. Bugüne kadar bir şekilde mücadele etmiş olabiliriz. ‘Aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç alamayacağımızdan’ hareketle farklı bir şey yapmayı öneriyorum.
Birbirinin içinde iki ayaklı bir mücadele veriyoruz. XIX. yüzyıla dair adalet (UNPO kararları), diasporada ve anavatanda daha fazla demokrasi. Buna denk düşen siyaset ve örgütlenme, kimlik mücadelesinde karşılığını bulabilir. Ve Türkiye diasporasına; diaspora genelinde yeni bir davranış geliştirebilme olasılığında özel bir önem atfedilebiliriz.
Çerkes sorununun çözümüne dair, ezici çoğunluğumuzun üzerinde uzlaştığı bir reçetemiz yok. Ortak aklın yol göstericiliğinde birlikte üretilebileceğimiz reçete, bir irade bekliyor.
Önerim yeni değil. Ve evet, yineleyip duruyorum…
“Böyle bir oluşum olabilir” diyenlerin üzerine konuşacağı çok şey var elbette. Buna inananlar çoğalırsa herkese anlatmak, ikna etmek, görüş alışverişi yapmak, üzerine koymak için birlikte yollara düşebiliriz. Sabırla, inançla, çoğalma hayaliyle Çerkes Kongresi hedefiyle…
Yazdıklarım başlayabilmek içindir.