Türkiye’de orman varlığı son 20 yıl içinde, ormanları korumakla yükümlü yasalardaki değişiklikler ve bu değişikliklere göre düzenlenen yeni yönetmelikler çerçevesinde hızla yok ediliyor.
Türkiye’deki toplam orman alanı 23 milyon hektarın üzerinde. Bu, ülke genel alanının % 29.8’ine tekabül ediyor. Türkiye orman fakiri bir ülke olmakla kalmayıp hızla da çölleşmektedir. 2012 ile 2022 yılları arasında Türkiye’nin orman alanlarına yönelik büyük felaket, 410 bin hektarı aşan alan üzerinde madencilik, enerji ve diğer kullanımlar için verilen izinler ile yaşanmıştır. O dönem Türkiye en çok iş makinesi ithal eden ve en çok çimento-beton tüketen ülke olmuştur. Çevre katliamlarına 49 yıllığına özel şirketlere verilen su kaynakları ile devam edilmiş, zeytinlikler yazlık konut ve otel alanlarına dönüşmüş, tarım alanları imara açılmıştır.
19 Nisan 2018 tarihinde, 7139 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesi ve bu kanuna ek 16. madde tamamen orman varlığı için bir tehdit olmuştur. Ek maddenin yürürlüğe girdiği zamandan bu yana 2.600 hektar yeşil alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Orman dışına çıkarılan alanların, Orman Genel Müdürlüğü’ne iki katı kadar alanın ağaçlandırılmasına ait tahsisi ile ilgili hüküm Resmi Gazete’de yayımlanmış olmasına rağmen bu tahsisin yapılıp yapılmadığı henüz belirsiz. Her yaz sezonunda yanan yüzlerce hektarlık orman alanının akıbeti, yetkililerin güncel söylemleriyle geçiştirilip unutturulurken, bir süre sonra da bu alanlar üzerinde otel yapılarının yükseldiği görülmüştür.
5 Ekim 2024 tarihinde çıkarılan yeni bir düzenleme ile orman yağmasının yolu “Orman parkları” düzenlemesi ile iyice açılmıştır. Bunun gerekçesi, Türkiye’ye giren turist sayısının konaklama ve tesisler ile ilgili açığının kapatılması adına kitlesel turizmin oluşturduğu talebin gereği olarak ifade edilmiştir. Bu düzenlemelerle kamuya ait arazilerin, ormanların “kamu yararı” adı altında birtakım kişi ve şirketlere peşkeş çekilmesi sağlanmıştır. Mayıs 2022’de çıkarılan Orman Parkları Yönetmeliği’nde orman alanlarının konaklamalı ve konaklamasız olarak kiraya verilmesi öngörülmüştür. Yönetmeliğin “6- (1) Orman parklarında idareci ve ziyaretçilerin zaruri ihtiyaçlarını karşılayacak olan, taban alanı 250 metrekareyi ve kat adedi bir bodrum, kat ve çatı arası hariç, iki katı geçmeyecek şekilde yapılacak yapı ve tesisler Genel Müdürlükçe belirlenen esaslara göre gelişim ve yönetim planlarına uygun olarak yapılır. Bu alanlar için imar planı şartı aranmaz” maddesi ile yürürlüğe giren uygulamada, kiralama süreleri 20 yıl olup, sahilde olmayan yerlerde de plan şartı aranmaksızın bu alanlar yapılaşmaya açılmaktadır. Bu, 100 ile 400 yataklı bir otel kompleksini içine alacak boyutlardadır. Konaklamalı Orman Parkı adı altında, hiçbir altyapısı (yolu, suyu, elektriği, kanalizasyonu vs.) olmayan yerde yoğunluklu yapıların inşa edilmesinin de önü açılmaktadır.
Orman Parkları Yönetmeliği’nin 18. maddesi, bu alanların Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsisini düzenliyor. Bölgenin turistik olup olmadığına bakılmaksızın denize kıyısı var ise bu düzenlemeden yararlanması için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bildirmesi halinde bakanlığın en geç 60 gün içinde vereceği karara istinaden tahsisi yapılıyor. Aynı maddenin 3. fıkrasında da konu o kadar garantiye bağlanmış ki; “Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsisen verilen orman parkları alanları hiçbir şekilde imar uygulamalarına konu edilemez” deniyor.
Türkiye’de 2023 verilerine göre 1.857 adet orman parkı vardır. Bunların toplam yüzölçümü 32 bin hektarlık alanı kaplamaktadır ve 250 adedi konaklamalı alandır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı üzerinden onlarca yıldır devam eden rant ilişkileri bu kez de Kültür ve Turizm Bakanlığı üzerinden farklı yollar ile sürdürülmektedir. Burada kiralama süreleri ve işletmenin her daim bu alan üzerinde oluşturacağı mülkiyet kullanım hakkını da düşünecek olursak, kiralamanın resmen sahiplendirme olduğu da aşikârdır. Bu soyguna “Halkın doğa ile buluşması, rekreasyon ihtiyacı” gibi kılıflar uydurularak orman alanları talan edilmektedir. Bununla beraber Orman Kanunu’nda yapılan değişiklikler ve yönetmelikler çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı kararları ile bir gecede 493 bin metrekarelik alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır. 20 yıl önce Artvin Şavşat’ta yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılmış kaçak yapıların tamamının cezalandırılması gerekirken meşrulaştırılmış ve 1 hektar alan orman alanı dışına çıkarılmıştır. Artvin’de 9 bin, Bitlis’te 17 bin, İstanbul Beykoz’da 9 mahalledeki toplam 181 bin metrekare, Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile orman alanından çıkarılmıştır. İzmir’de de 286 bin metrekarelik alan orman sınırları dışına çıkarılmıştır, bu alanın bakanlık tarafından sanayi bölgesi olarak imara açılacağı söylenmektedir.
Bütün bu kanun ve yönetmelik değişiklikleri ve orman parkları adı altında yürütülen düzenlemeler, Cumhurbaşkanlığı kararları Türkiye’deki orman varlığının yok oluşunun sebepleridir. Ülke yönetimleri, iktidarları gelir, geçer. Ülkenin tabiat varlıkları hep var olmalıdır. Bu varlığın korunması da ülkeyi yönetenlerin görevidir. Kentlere ihanet, orman varlıklarına ihanet, ülkeye ihanettir.
Mimar Osman Güdü
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şb.
Anadolu 2. Bölge Temsilcilik Başkanı