Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nin düzenlediği “Akademi Söyleşileri” dizisinin ilk oturumunda, Çerkes halkının 19. yüzyılda yaşadığı zorunlu göç ve soykırım süreci çok yönlü bir bakış açısıyla ele alındı.
15 Nisan’da Fakülte Dekanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen ve yoğun katılımın gözlemlendiği söyleşide, Kafkas Dilleri ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fehmi Altın sunum yaptı. “Bir Soykırım Öyküsü: Çerkes Sürgünü” başlıklı etkinlikte, yalnızca sürgün değil, Çerkes toplumunun tarihsel ve kültürel dokusu da akademik bir yaklaşımla incelendi.
Tarihsel hafıza ve akademik sorumluluk buluştu
Dr. Altın sunumunda, Çerkeslerin tarihsel yaşam alanlarını, Karadeniz’in doğusundan Kafkas Dağları’nın eteklerine uzanan coğrafi yerleşim yerlerini, akarsuların ve dağların sosyo-kültürel hayattaki önemini detaylandırdı. Ayrıca Çerkes ve Adige isimlerinin kökeni üzerinde durularak, etnonimlerin tarihsel bağlamda taşıdığı anlamlara dikkat çekildi.
Rus-Kafkas ve özellikle Rus-Çerkes (Adige) savaşları çerçevesinde Çerkeslerin verdiği büyük kayıplar, uğradıkları kültürel yıkım ve kitlesel zorunlu göç süreci “soykırım” kavramı kapsamında değerlendirildi.
Söyleşide, Çerkes toplumunun sosyokültürel yaşamının nasıl şekillendiği, Adige Xabze (Habze) olarak bilinen yaşam felsefesinin bireyden topluma uzanan kurucu ilkeleri aktarıldı. Doğuştan ölüme uzanan yaşam döngüsü içindeki gelenekler, ritüeller ve Xabze’nin gündelik hayattaki yeri örneklerle anlatıldı.
Toplumun, tarih boyunca bu kuralları nasıl yaşattığı ve bugün hâlâ nasıl sürdürmeye çalıştığı da söyleşinin dikkat çeken başlıkları arasında yer aldı.
Sunumda Çerkez Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mira Khachemizova da anavatanda yaşayan çağdaş yazar Meşbaşe İshak’ın 95. doğum yılı kapsamında eserleri hakkında konuşma yaptı.
Söyleşi serisi devam edecek
Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nin bu programla başlattığı “Akademi Söyleşileri” dizisinin, farklı disiplinlerden konularla önümüzdeki dönemlerde de devam edeceği bildirildi.
Bu etkinlik, üniversitenin tarihsel hafızayı güçlendirmeye, kültürel çeşitliliği akademik platformlarda tartışmaya açmaya yönelik önemli bir adımı olarak kayda geçti.
Haberin YouTube videosu için:
Haber: Elif Tokgöz
Fotoğraflar: Mine Yalçın