Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Hakan Tosun neden katledildi?

Hakan Tosun

Hakan Tosun, çevre haberleri yapan, belgeselci ve aktivist, bağımsız gazeteciydi. Doğa katliamı, kentleşme gibi işlediği konuları, toplumsal tepkileri belgesel üretimi ile halka iletmeye çalışıyordu. Bu çalışma şekli ile hassas konuları gündeme taşıması onu devamlı tehditlere ve baskılara maruz bırakıyordu.

10 Ekim’de Esenyurt’ta saldırıya uğradı. Kafasına aldığı ağır darbeler sonucu vefat etti. Beyin ölümü ile ilgili haberler 13 Ekim’de duyuruldu. Saldırı sırasında kimliğinin ve fotoğraf makinesi ile cüzdanının alınması, hastaneye getirilişi, saatlerce yoğun bakıma alınmadan bekletilmesi, tam 27 saatlik bir bekleyişten sonra hastanede kimliğinin tespiti, saldırının olduğu alandaki kamera kayıtlarının birileri tarafından alınmış olması, bazı görüntülerin de kurgulanarak basına sızdırılması bunun basit bir adli olay olmadığını göstermekte. Ailesinden yapılan açıklamada da “görmemesi gereken bir şeye tanık olduğu için” hedef alındığının söylenmesi bu kuşkuları desteklemekte. Aile avukatlarının yaptığı araştırmalarda yetkililerden sağlıklı bilgi alamadıkları açıklanmakta, 24 ve 18 yaşlarındaki katil zanlılarının arkasında mutlaka başka güçlerin olduğu kanaati uyandırmakta. Gazeteci Hakan Tosun’un çevre, doğa, kent hakları gibi konuları işlemesi, olayın organize bir eylem olacağını da ortaya koymaktadır.

Üzerinden ciddi bir zaman geçmesine rağmen yanıtsız kalan sorulara bakacak olursak:

Olayla ilgili kamera kayıtları nerede?

Bu kayıtlar nasıl ele geçirildi ve sonra kayboldu?

Savcılık, emniyet soruşturma süreçlerinde ne kadar şeffaf?

Zanlıları koruyan veya azmettirenler var mı? Varsa kimler?

Tüm bu olaylar gazetecilerin maruz kaldığı saldırıları, riskleri ve cezasızlık kavramını nasıl etkiler?

Bu soruları yanıtlayamadığımız sürece hukukun ve adaletin sonuçlarını da göremeyiz.

Türkiye’de son yıllarda çevreye, doğaya, kentlere karşı işlenen suçları ifşa eden birçok gazeteci ve aktivistin hedef alındığını biliyoruz. Hakan Tosun’un sokak ortasında uğradığı saldırı sonrası hayatını kaybetmesi bu tehlikenin en çarpıcı örneklerinden biridir. Hukuk ve adaletin bu tür olaylarda çok ağır işlediği, gereğinin yapılmadığı ve hatta suçluların birtakım güçlerce kollandığını da biliyoruz. Türkiye’de yaygın olarak eleştirilen “cezasızlık kültürü”, özellikle politik ya da hassas konularda çalışan gazetecilere yönelik saldırıların faillerinin bulunmaması veya çok hafif cezalarla kurtulması ülkeyi basın özgürlüğü açısından da “sorunlu” kategorisine atmıştır.

İktidarının varlığı süresince Türkiye topraklarının %82’si maden alanı olarak ilan edilmiş, binlerce maden arama ruhsatı verilmiş, doğa harikası ormanlarımız, meralarımız ve yaşam alanlarımız birkaç sermayedara peşkeş çekilmiştir. Kentlerimiz imar rantının arenası haline getirilmiş, yaşanması imkânsız, kimliksiz yerleşimler haline getirilmiş ve rant uğruna yok edilmiştir. Sermayeye yeni imkânlar kılan devasa projeler ile ülke ekonomisi çökertilmiş, “yap işlet devret” modeli ile ülke geleceği ipotek altına alınmıştır. Bu talanlara imkân sağlayacak yasal düzenlemeler ile soygun resmileşmiş, kamu kaynakları, ülke varlıkları yok pahasına satılmış, Cumhuriyet tarihinin en vahşi sömürüsü yaşatılmıştır. İşte tüm bunlara karşı olan ve bu konuda bağımsız gazeteci olarak çalışan Hakan Tosun bu güçlerce katledilmiştir. Azgın, vahşi ve kontrol edilemez bu gidişe son verilmelidir. Bu ülke Hakan’larla dolu hiç bitmeyecek enerjisi ile bu vahşi, vandal sömürü sistemine mutlaka son verecektir. Bu ateşte Hakan Tosun’un da var olan koru ile…

Yazarın Diğer Yazıları

HES ile gelen çevre felaketleri!

Doğu Karadeniz’de başlayan hidroelektrik santralı (HES) felaketleri hız kesmeden Batı Karadeniz’e de yöneldi. Düzce’de ilk HES uygulamaları başlarken, o dönemler yapılacak HES projesi ve...

İmar planlarına ince ayarlar

Gün geçmiyor ki Türkiye’de kanun ve yönetmelikleri aşan, plan kararlarını hiçe sayan uygulamalar olmasın. Hemen her gün paylaşımlarda “Bu da mı oldu?” dedirtecek uygulamalar...

Çerkeslerin geleceği ve kültürel anlamdaki yolu ne olmalı?

Daha önceki yazılarımda da zaman zaman işlediğim konulara ait gelişmeler çerçevesinde yeniden yazma ihtiyacını duydum. Burada konu Çerkesler, kültürel değerleri ve bu değerlerin geleceğe...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img