Güçlü diaspora ve üst kurum meselesi
Bir zamanlar, yeryüzünün en ileri medeniyet ve uygarlıklarını üretmiş, bireysel kahramanlıklarda efsaneler yaratmış olan Çerkes halkı, toplumsal mücadeleler konusunda hep geriye düşmüş, hep mağlup olmuş ve sürekli mağdur olmuştur. Vatan savunmasında da durum aynı. Maruz kaldığımız soykırım ve sürgün felaketleri sonucu dünyanın dört bir tarafına dağılmış halimizle, anadili, kültürü ve kimliği ile yok olma süreci yaşanmaktadır.
Biz Çerkesler ve Kuzey Kafkasya’nın kadim halkları, bu durumu kaderimiz deyip kabullenmek ve sineye çekmek zorunda değiliz. Artık yeter deyip, geçmişte yaşanmış ve halen yaşanmakta olan haksızlıklara ve mağduriyetlere karşı önlem alma, hak arama ve çözüm üretmeye odaklanmak zorundayız. Gittikçe azgınlaşan asimilasyon ve çağın ters rüzgârlarına rağmen, varlığımızı geleceğe taşıma sorumluluğumuz vardır.
Bu nedenle örgütlü ve güçlü olmamız gerekiyor. Mevcut koşullar çerçevesinde, genelde kişisel gayret ve fedakârlıklarla ayakta duran STK’larımızın başarmakta olduğu sosyal ve kültürel çalışmalar çok değerli. Ancak toplumsal hak ve çıkarlarımızı talep etme, varlığımızı geleceğe taşıma konusunda yeterli değil. Muhatap olmamız gereken Rusya Federasyonu, Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük devletler ve uluslararası kurumlar karşısında ve siyasi platformlarda mücadele edebilme şartlarına uygun yapılanmamız gerekiyor.
Bu mücadele, yeryüzünde dağınık da olsa nüfusu milyonlarla ifade edilen Çerkesler ve Kuzey Kafkasya diasporasının potansiyel gücüne dayalı ve bu gücü temsil eden, başka güçleri de yanına alabilen, her taraf ile diyalog kurup konuşabilen, güçlü ve donanımlı bir kurumsal yapı ile mümkündür.
Davaya hizmette iddialı olmanın olmazsa olmaz şartı, öncelikle Türkiye diasporamızda mevcut kurumsal yapılar ve grupların ortak iradesi ile bu anlamda ortak bir üst yapı TKDB’nin (Türkiye Kafkas Diasporası Birliği, isim farklı olabilir) gerçekleştirilmesidir. Daha sonra, diğer ülkelerdeki diaspora örgütleri ve grupları ile işbirliği sonucu DKDB (Dünya Kafkas Diasporası Birliği) oluşabilir. Aksi halde, dağınık ve çok parçalı, kısır çekişmeler ve karşılıklı suçlamalar ortamındaki güçsüz ve aciz halimiz ortada. Bu hal bizi yok sayan ve yok etmek isteyen güçlerin istediği ve planladığı bir durumdur.
Ulusal BEKA meselesi olan bu durumun farkında olup, sorumluluk duygusu ile düşünen, bilinçli ve duyarlı insanlarımız az değil. Ancak, aralarında diyalog, uzlaşı ve işbirliği anlayışı zayıf olduğu için, BİRLİKTEYSEK GÜÇLÜYÜZ sloganı ve ORTAK AKIL, ORTAK İRADE kavramları boşlukta kalıyor. Milyonlarla ifade edilen Kuzey Kafkasya diasporasının var olan potansiyel gücünde siyaseten birleşmek ve GÜÇLÜ DİASPORA iradesini sahneye koymak gerekiyor.
Başarılı mücadele için dayanacağımız büyük güç; coğrafya, kültür, inanç ve kader birliği içinde olduğumuz Kafkas/Çerkes diasporasının var olan potansiyel gücüne dayalı, GÜÇLÜ DİASPORA örgütüdür. Aksine, güçlü halk desteğinden yoksun, üstelik birbirleri ile kavga ve rekabet içinde olan farklı ve dağınık örgütlü yapıların, Türkiye, Rusya gibi büyük devletler ve uluslararası kurumlar karşısında toplumsal hak davası gütme imkânı ve şansı yoktur.
Peki, diasporamızın tümü veya ağırlıklı çoğunluğunu temsil edebilecek bir üst yapının oluşumu nasıl gerçekleşebilir? Kuşkusuz, hücresel anlamda tüm toplumun ve STK’ların onayını almak mümkün değildir. Mutlaka farklı sesler ve itirazlar çıkacaktır. Bence, XABZE gereği, kurumsal yapılarımız ve toplumun her cenahında söz sahibi ve ağırlığı olan, birikimli ve donanımlı kanaat önderlerinin inisiyatifinin devreye girmesi gerekiyor. İstişare grubumuzun tabanda kamuoyu yaratma çabaları sonrası, yapılacak lobi çalışması ile böyle bir grubun oluşturulması mümkündür.
Bu durumda, Türkiye diasporasında, toplumun her cenahından söz sahibi kanaat önderlerinin bir araya gelip, bir DURUM MUHAKEMESİ yaparak eski bagajlara, AMA, FAKAT, LAKİN engellerine takılmadan, ilk adım olarak mevcut kurumsal yapılarımızın ortak çatısı anlamında bir KURUCU MECLİS oluşturulabilir. Söz konusu kurucu meclis, ortak ÜST KURUMUN inşasını gerçekleştirir
Bu konuda, aşağıda 4 bölüm halinde ifade edilen, NE DURUMDAYIZ, NE İSTİYORUZ, ÖNÜMÜZDEKİ ZORLUKLAR ve NE YAPMALIYIZ başlıklarının altını doldurarak, kalıcı üst kurumsal yapının yol haritası belirlenebilir.
Konjonktürel olarak böyle bir girişimin tam zamanıdır. Örnek: 40 yıllık düşman terör örgütü PKK ve TC Devleti bile bu feraseti gösterdiler.
MEVCUT DAĞINIK, UYUMSUZ ve UZLAŞMAZ GRUPLAR HALİNDEKİ DİASPORAMIZ, BİZİ YOK SAYAN VE YOK ETMEYE ÇALIŞAN GÜÇLERİN TAM DA İSTEDİĞİ ORTAMDIR.
SÖZ KONUSU ULUSAL BEKA İSE, ÇIKIŞ YOLU ÇÖZÜLÜP DAĞILMAK DEĞİL, TOPLANIP GÜÇLENMEKTİR.
