Gazeteci-Yazar Elif Şafak’a Dava
Edebiyata bile izin yok!
Gazeteci-yazar Elif Şafak hakkında, “Türklüğü ve Cumhuriyeti aşağıladığı” gerekçesiyle 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Şafak’ın yargılanmasına, 21 Eylül’de Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.
Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, “Baba ve Piç” romanının yazarı Elif Şafak’ın, kitabında Türklüğü ve Cumhuriyet’i aşağıladığı öne sürüldü.
Kitaptan bazı bölümlere yer verilen iddianamede, Elif Şafak’ın Türk Ceza Kanunu’nun “Türklüğü, Cumhuriyeti ve kurumlarını aşağılama” suçuyla ilgili 301. maddesi birinci fıkrası uyarınca, 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
Gazeteci-yazar Elif Şafak’ın yargılanmasına önümüzdeki günlerde Beyoğlu 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.
Avukat Kemal Kerinçsiz’in kitaptaki bazı ifadelerin Türklüğü aşağılar nitelikte olduğu iddiasıyla yaptığı başvuru üzerine, Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı kavuşturmaya yer olmadığı kararı vermişti. Ancak yeniden yapılan itirazı görüşen İstanbul 7. Ağır Ceza mahkemesi bu kararı kaldırmıştı.
Elif Şafak’ın davaya konu olan kitabında, Müslüman-Türk Kazancı ailesiyle, Ermeni asıllı ABD’li bir aile olan Çakmakçıyanlar’ın hikayeleri iç içe anlatılıyor.
Başbakan Kefil Ama
El Kadı’nın Girişi Yasak
Emniyet Sözcüsü Çalışkan, Erdoğan’ın, “hayırsever biri” dediği Yasin El kadı’nın Bakanlar Kurulu kararıyla teröre bağlantısı nedeniyle Türkiye’ye girişinin yasaklandığını söyledi.
El-Kadı’nın girişi yasak Emniyet Genel Müdürlüğü, Başbakan Erdoğan’ın Yasin Bey’i tanırım. Kendim kadar inanırım” dediği El Kadı’nın Türkiye’ye girişinin yasak olduğunu açıkladı. Erdoğan’ın danışmanı Zapsu ile ticari ilişkileriyle gündeme gelen El Kadı için Emniyet Sözcüsü “Yasak kararı, terörle bağlantısı nedeniyle Bakanlar Kurulu’nca alındı” dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Başbakan Erdoğan’ın “Terör örgütüne destek vermesi mümkün değil. Türkiye’yi seven, hayırsever biri” diyerek övdüğü Yasin El Kadı’nın Türkiye’ye girişinin yasak olduğunu söyledi. Çalışkan, haftalık basın bilgilendirme toplantısında soruları yanıtlarken, Yasin El Kadı’nın, 2001 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “terörü finanse eden kişi ve kurumlar listesine alındığını hatırlatarak “BM bunu, üye ülkelere gönderdi. Bu kişilerin mal varlıklarının dondurulması ve terör bağlantılarının ortaya çıkarılması doğrultusunda Türkiye de Bakanlar Kurulu kararıyla bu şahsın yurda girişini yasakladı” dedi. Danışmanı Cüneyd Zapsu ile ticari ilişkisi tartışan El Kadı için Başbakan Erdoğan “Yasin Bey’i tanıyorum. Kendime inandığım gibi inanıyorum. Terör örgütüne destek vermesi mümkün değil. Türkiye’yi seven, hayırsever olmaktan başka özelliği bunmayan bir insan” demişti.
Cezaevindeki Tecrite Karşı 5 Nisan’da Ölüm Orucuna Başlamıştı
Av. Behiç Aşçı’ya Destek Büyüyor.
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Behiç Aşçı, 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü’nde Şişli’deki evinde bir açıklama yaparak F Tipi Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak bunan müvekkillerinin maruz bırakıldıkları tecrit uygulamalarına karşı ölüm orucuna başladığı duyurmuştu. O günden bu yana çok sayıda aydın ve sanatçı Av. Behiç Aşçı’ya destek olmak üzere çeşitli etkinliklerde bulundular, destek ifade ettiler. Bu desteklere geçen temmuz ayında uluslararası bir ses daha ekendi. Yunanistan Mahkeme Çalışanları Federasyonu Temsilcisi Yanış Dımu, Yunanistan kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (ADEDY) Temsilcisi Thanasıs Patuhas ve Atina Mahkeme Çalışanları Derneği Temsilcisi Yargos Akrıs’tan oluşan üç kişilik bir heyet, tecride karşı, ölüm orucu eylemini sürdüren Avukat Behiç Aşçı’ya Şişli’deki evinde ziyaret etti.
Dayanışma görevimiz
Aşçı’yla dayanışmayı ilan etmek için Türkiye’ye geldiklerini belirten ADEDY temsilcisi Thanasıs Patuhas, “Düşünceleri yüzünden baskı ve tecrit altında olan halklarla dayanışmak her demokratın görevi olmalıdır” dedi. Patuhas, Türkiye cezaevlerinde yaşanan tecritin bir ana önce son bulması için Yunan kamuoyunu harekete geçirmeye çalışacaklarını söyledi.
Terörist ilan ediyorlar
Türkiye’nin gündemindeki en çok tartışılan konulardan olan Terörle Mücadele Yasası’na (TMY) dikkat çeken Yunanistan Mahkeme Çalışanları Federasyonu Temsilcisi Yanış Dımu, “Terörle mücadele adı altında hak arayan bütün insanlar “terörist” ilan edilmektedir. Sadece Türkiye’de değil, bütün kapitalist ülkelerde, hak ve özgürlükleri kısıtlayan baskı yasaları çıkarılmaktadır. Türkiye’deki sonucu ise F tipi hapishaneleridir. F tiplerine karşı olma, emperyalizme karşı olmaktır. Biz bu nedenle buradayız” dedi.
Adalet Bakanlığı bu sese kulak vermeli
Dünya halklarının adaletsizliğin ve savaşın karanlığına doğru hızla sürüklediği, ülkemizde anti demokratik hukukun bu karanlığın en dip noktasından asla kurtulmadığı bir süreçte, Behiç Aşçı’nın tutumu, herkes tarafından düşülmeli, sorgulanmalıdır. Bugüne kadar Av. Behiç Aşçı’nın onurlu sesine kulak vermeyen Adalet Bakanlığı’nın, F tipi cezaevlerindeki tecrite son verme yolunda somut bir adım atarak, bu değerli hukukçunun hayatını kaybetmesinin önüne geçmesi gerekmektedir.
Av. Behiç Aşçı’nın ölüm orucunu sürdürdüğü adres:
Abide-i Hürriyet Cad. Pay Ap. No:133-135 Kat:4 Daire:9 Şişi/İstanbul
Sayı : 2006 08