Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

İsrail’den Yahya Nepsev ile Eski Bir Görüşme

Ekim 1988’de İsrail’in Kfar-Kama beldesi Belediye Başkanı Yahya Nepsev, akrabası ve danışmanı Ahmed Nepsev ile birlikte Türkiye’yi ziyaret etmişti. Ben de gezi izlenimlerini yazıp, “Kafdağı” dergisine göndermiştim, ama yayınlanmamıştı. 

Şimdi, özetle o dönemde tamamını yayınlamayı uygun görmediğimiz Adıgey’e ilişkin bir haberi, yani dönemin İsrail Başbakanı Yitzak Şamir’e atfen verilen bilgiyi, gecikmiş de olsa, aktarmak istiyorum. 

Cevdet Hapi: Sizi tanıyabilir miyiz? 

Yahya Nepsev: 11 yıldan beri İsrail’in Kfar-Kama beldesi belediye başkanıyım. Daha önce bölge ve kent planlaması üzerine çalışıyordum. Gezi amacım tanışmak, Kfar-Kama’da kuracağımız Adıge Müzesi için malzeme toplamak, bu arada önemli ve sevindirici bir bilgiyi de sizlere aktarmaktır. Müze için aradığımız her türlü malzeme ve antikayı, özellikle İstanbul Kapalıçarşı’da bulduk. Daha sonra gelip gerekli olan eşyayı seçeceğiz. Bu iş için hükümetimiz de bir ödenek ayırdı. 

 

İSRAİL 

C.H.: Yaşamınıza ilişkin neler söylemek istersiniz? 

Y.N.: Köyümüz İsrail’in en güzel ve gözde turistik yerlerinden. Onarım gerektiren eski bir kalemiz bile var. Köyümüzün ve ikinci köyümüz Reyhaniye’nin etnik ve doğal yapısını korumaya özen gösteriyoruz. Müslümanız, hacca gittim, ama biz dini politikaya ve devlet işlerine karıştırmıyor, bireysel bir inanç konusu olarak görüyoruz. 

Kfar-Kama okullarında temel eğitim dili Yahudice, Reyhaniye’de ise Arapça. Her iki dil de resmi dil, okullarımızda okutuluyor. Adıgeler’in devam ettiği okulların 4-8.sınıflarında, sınıf başına haftada 2 saat Adıgece de okutuluyor. 

Köyümüzde içki içilmez, dışarıda içenlerimiz de nadirdir. Kendimizi Yahudi ve Araplarla eşit düzeyde, ama onlardan ayrı bir toplum olarak görüyoruz, herkesin etnik ve dini kimliğine saygılı ve barışçı bir toplumuz. 

 

C.H.: Kültürel nitelikli çalışmalarınızı anlatır mısınız? 

Y.N.: Hükümet, kimliğimizi ve kültürümüzü korumamız doğrultusunda bizi hep destekledi, bize haftada 15 dakika Adıgece radyo yayını olanağı da sağladı, ama bu iş için gerekli elemanlarımız olmadığından, bu işi bir türlü rayına oturtamadık. Bizde, sizdeki gibi bir dayanışma da yok. Herkes kendi işi, kendi derdi peşinde. 

 

TÜRKİYE 

C.H.: Türkiye’ye ilişkin izlenimlerinizi anlatır mısınız? 

Y.N.: Türkiye güzel bir ülke. Türk ya da değil, gördüklerim, genellikle sakin ve terbiyeli kimseler. 21 gün boyunca bazı Adıge köylerini, İstanbul, Ankara ve Düzce gibi kentleri gezdik. 

 

C.H.: Türkiyeli Adıgeler’i nasıl buldunuz? 

Y.N.: Adıgeler’den hayli yakınlık ve ilgi gördük. Bu kadar çok sayıda Adıge ile karşılaşmış olmak, küçücük bir toplum olan biz İsrailli Adıgeler için hem şaşırtıcı ve hem de sevindirici oldu. 

Bazı Adıge köylerinin durumunu ise beğenmedim. Bazı semt kahvehanelerinde Adıge inceliğini ve konukseverliğini bulamadık, ayağa kalkma ve hoşgeldin deme nezaketi bile kalmamış; selam verdiğimiz halde oyun oynamaya devam ettiler. Yadırgadım, üzüldüm ve Adıgelik adına utandım. 

Bazı kentlerdeki durumu ise iyi buldum, hele İstanbul’daki bilinçliliğe hayran kaldım, hiçbir yerde bu ölçüde bir kültürel bilinçlenme olduğunu sanmıyorum. 

 

C.H.: Daha başka neleri eleştirebilirsiniz? 

Y.N.: Adıgece ihmal ediliyor, buna çok üzüldüm. İşin daha üzücü yanı Adıgece bilenlerin bile Adıgece konuşmaması, bunu anlamak mümkün değil. 

 

C.H.: Önemli bir bilgi sunacağınızı söylemiştiniz? Nedir?.. 

Y.N.: Şamir’in partisi Likud’dan seçilmiş bir belediye başkanıyım. Likud partili belediye başkanlarının bir toplantısının bitiminde, Şamir kalmamı istedi: “Sana önemli bir haberim var” dedi, “Moskova’dan gelen bir Rus gazeteci ile görüştüm. Dağlık Karabağ sorunu için ne düşünüldüğünü sordum. Bana ‘Bütün sorunlar çözülecek. Bunun için, önce Ruslar’la bir sorunu olmayan Adıgeler’e, Adıgey’e deneme niteliğinde cumhuriyet kurdurulacak. Başarı sağlanırsa, Karabağ da dahil, diğer yerlere de cumhuriyetler kurdurularak bütün etnik sorunlar çözümlenecek’, dedi. “Gazeteci, bu arada, ‘Sizde de Adıge var mı?’ diye sordu, ben de ‘var’ dedim”. 

 

C.H.: Ankara’dan gelen birileri, herhalde sizin verdiğiniz bu bilgileri kendi algılamalarına göre yorumluyor olmalılar. Kafkasya’daki Adıgey, Çerkes ve Kabartay bölgelerinin birleştirilmesiyle yeni bir büyük “Adıge Cumhuriyeti” kurulacağını söylüyorlar. Ne dersiniz? 

Y.N.: Cumhuriyet olacak olan yer Adıgey’dir, başka türlü bir bilgiden haberdar değilim… 

 

C.H.: Teşekkür ederim. 

 

Sayı : 2007 06 

Yazarın Diğer Yazıları

Aidiyet yolculuğu ve ikilemler

Papirüs Yayınevi’nin “2 ağaç arasında...” kitabının yazarı Can Karakaş için düzenlediği tanıtım etkinliği 19 Ekim’de Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı’nda gerçekleştirildi. Atalarının kökenini ileri yaşlarında...

Judoda gümüş madalya

19-20 Ekim’de Kosova’da yapılan U23 Balkan Judo Şampiyonası’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) adına mücadele eden Çkippa Gökçe Güneş, gümüş madalyanın sahibi oldu. Sakarya Mesudiye Köyü’nden...

Sevda Alankuş’a Medya Araştırmaları Ödülü

Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği’nin (BAMAD) 10-13 Ekim tarihleri arasında düzenlediği 2. İzmir Basın Kampı’nın son gününde Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları ödülleri...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img