Bu fotoğrafa biz Çerkesler çok iyi bakmalıyız. Bu fotoğraf bizler için derslerle dolu. Fotoğrafta el sıkışanlardan birisi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, diğeri ise DTP milletvekili Sırrı Sakık. Arka planda el sıkışanlardan birisi MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, diğeri ise DTP milletvekili ve bu partinin eski eşbaşkanı Aysel Tuğluk. Biraz ileride ise, az önce Bahçeli ile el sıkışan DTP Genel Başkanı Ahmet Türk milletvekili koltuğuna oturmak için ilerliyor. DTP ve MHP’liler kendilerinden kavga bekleyenlerin beklentilerini boşa çıkartmış, daha ilk günden el sıkışıyorlar ve gündeme damgalarını vuruyorlar. Peki biz Çerkesler ne yapıyoruz?
Biz Çerkesler ne yazık ki bu tablonun çok dışındayız. Biz meclisteki fotoğraf karelerinde yokuz. Sadece nüfusumuz Türk ve Kürtler’e nazaran az olduğu için değil. Haklarımızı almak için siyasallaşamadığımız için, asimilasyonla hızla yok oluşumuzu bilince çıkartamadığımız için, bireysel girişimlerimize karşın toplu halde hak arama söz konusu olduğunda sınıfta kalıp kurtuluşu sadece kraldan çok kralcılıkta aradığımız için, daha da ötesi bir atasözümüzde de ifadesini bulduğu gibi “kimin arabasına binersek onun türküsünü söylediğimiz” (Arap, Türk, Rus, …) için…
Artık silkinip kendimize gelmemiz gerektiği çok açık değil mi? Abhazya Devlet Başkanı Bagapş’a resmi bir temas olanağı dahi sunmayan, Çeçenya’daki drama tamamen kayıtsız kalan devletli birilerine yaranacağız diye Çerkes halkının yok oluşuna dur diyebilme gücünü ortaya çıkartmaya çalışanlara kara çalmanın, onların çabalarını küçümsemenin bir yana bırakılmasının vakti geldi de geçmedi mi? Baskın Oran başta olmak üzere, Çerkes halkının yanında olma, onun sorunları ile ilgilenme sözü veren, bizi kimliğimizle tanıyan, farklılığımıza saygı duyan bağımsız adaylara omuz veren kurum ve kişilere birilerinin özür borcu yok mu?
Türkiye çok farklı, çok kritik bir sürece giriyor. Biz Çerkesler bu sürecin mağduru değil, kazananı olmak istiyorsak, kendi çıkarlarımızı doğru olarak tespit etmeli ve bu doğrultuda hızla siyasallaşmalıyız. Unutmayalım ki, tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz. Bu süreç sonuçlanırken Çerkesliğin adının sadece yemek kitaplarında kalmasını istemiyorsak yapmamız gereken çok iş var.
Sayı : 2007 08