Gürcistan’ın Güney Osetya’ya saldırısı ile başlayan çatışmalar, Abhazya’yı ve Kafkasya’daki diğer cumhuriyetleri de içine alarak bölgesel bir savaşa dönüşme tehlikesi taşımaktadır. Saldırıyı şiddetle protesto ediyoruz. Gürcistan Yönetimini, derhal saldırıyı durdurmaya ve askeri birliklerini geri çekmeye çağırıyoruz.
Gürcistan Yönetimi’nin saldırgan politikaları Kafkasya’yı 15 yıl aradan sonra yeniden savaşa sürüklemektedir. Gürcistan silahlı birliklerinin Güney Osetya’yı ilhak amacıyla başlattığı saldırısı giderek büyüyen bir savaşa dönüşmüştür. Güney Osetya’ya destek olmak üzere Abhazya, Kuzey Osetya, Adigey, Kabartay-Balkar, Karaçay-Çerkes, İnguşetya ve Dağıstan’da seferberlik ilan edilmiş olması ve bu cumhuriyetlerden binlerce gönüllünün Güney Osetya’ya ulaşması, çatışmanın etki alanının ne kadar büyük olduğunu ortaya koymaktadır.
Osetya halkının ve yönetiminin haklarını gaspetmeye yönelik bu zorba saldırı kabul edilemez. Bu savaştan ve masum insanların ölümünden Gürcisitan Yönetimi kadar Gürcistan’a silah sağlayan, O’nun saldırgan politikalarına destek olan ABD’nın ve Nato ülkelerinin de sorumluluğu vardır.
Tam da tüm dünyanın ilgisinin Pekin Olimpiyatları’nın açılışında toplandığı bir günde, bir oldu bitti ile Güney Osetya’yı ilhak etmek üzere saldıran ve 1.500’ü aşkın masum insanın ölümünden sorumlu olan Gürcistan Yönetimi, “demokrasi, insan hakları” değerlerini öne sürerek uluslararası kamuoyunu kandırmaya çabalamaktadır. Oysa tüm dünya bilmektedir ki, daha önce de Abhazya’ya ve Güney Osetya’ya saldırarak binlerce masumun canına kasteden Gürcistan Yönetimi’nin “demokrasi ve insan hakları” sabıkası haylı kabarıktır.
Kafkasya’nın barışın ve istikrara kavuşması, Gürcistan’ın Abhazya ve Osetya’ya karşı yürüttüğü saldıran politikalarına son vermesine ve bu iki ülkenin haklarıne saygı göstermesine bağlıdır. Aksi halde, doğacak tüm gelişmelerden Gürcistan Yönetimi ve O’nu kışkırtan ülke yönetimleri sorumlu olacaktır.
Yaşasın Kuzey Kafkas Halklarının kardeşliği,
Yaşasın Abhazya ve G. Osetya’nın bağımsızlığı
Yaşasın özgürlük, barış ve adalet.
Sayı : 2008 08