21 Mayıs 1864; anavatanları Kafkasya’da yaşamlarını sürdürürken, yazılı olmayan anayasaları ile yaşamlarının her evresinde her soruna çözüm üretebilen vedoğa ile barışık yaşamlarında insanlığın ortak kültür mirasına katacakları güzel sosyal ilişkiler geliştiren masalların Kaf Dağı’ nın kadim halkı Çerkesler’in dönüm noktasıdır. Çarlık Rusyası ile yaptıkları özgürlük savaşını yitiren ve dönemin Osmanlı İmparatorluğu topraklarının dört bir tarafına dağıtılan, şimdi dünyada 40’ın üzerinde ülkede, en kalabalık yaşadıkları (anavatanları Kafkasya’dan da kalabalık) Türkiye diyasporasında 900 ün üzerinde yerleşim biriminde yaşayan Çerkesler için sürgünün anıldığı gündür.
Çerkesler 21 Mayıs’ı, Türkiye’de ve yaşamın sürdüğü her ülkede ve anavatan Kafkasya’da; tarihin trajik ve büyük sürgün yaşamış halklarından biri olduğunu yani bir insanlık suçunu hatırlatma günü olarak andığı gibi, Çerkes kimliğine dair taleplerin dile getirilmesi günü olarak da görüyor ve 1993 yılından beri 21 Mayıs’ı dört duvar arasında değil kamu alanına çıkarak anıyor.
Her 21 Mayıs; özgürce yaşamak, kültürlerini geleceğe taşımak ve insanlığın ortak kültürüne katmak hakları tehdit edilen Çerkesler’in yaşadıkları sürgünü daha iyi anlamalarına neden olurken, Türkiye’nin ve Dünya’nın da Çerkes gerçeğini biraz daha iyi anlamasını sağlıyor.
Yaşanan olumsuzluklara karşın; 21 Mayıs’ı tarihi düşmanlıkları diriltme anlamı yüklemeden anar Çerkesler. 145 yıl önce olanları belgeleri ile ortaya koyarak gerçekleri insanlığın bilgisine sunarken, 21 Mayıs’ın birinci dereceden sorumlusu saldırgan Çarlık Rusyası ideolojisini mahkum eder ve benzer anlayışları uygulamış olan ve uygulama peşinde olan yönetimlerin mahkum edilmesi gereğini dile getirirler. Sürgünü yaşatanlara lanetleri geçmişe yöneliktir, nefreti bugüne taşımazlar.
Bugün Kafkasya’da acıyı yaşayan ve yaşatanların nesilleri bir arada yaşıyor. Egemen, başat, kalabalık ya da az nüfuslu olmanın önemli olmadığı bir ortamda geçmişin acıları hafifletilebilecektir. Sürgünün bir insanlık ayıbı olduğu ve telafisi için gerekenlerin yapılması gereği konuşulacaktır. Yaşanan olumsuzluklar yeni nefretlere taşınmadan, yeni egemenlik paylaşımında kaynayan kazanKafkasya’nın halkları maşa edilmeden, tarafların özgür iradeleri ile, yüzleşerek sorunun çözümünde adımlar atılacaktır.
‘Büyük Çerkes Sürgünü’ nü ve sürgünde yitirdiklerini anıyor Çerkesler. Yas tutmaya da zamanları var, kimliklerini geleceğe taşıma adına yaşadıkları her coğrafyada demokrasi, daha fazla demokrasi talep etmeye ve bu uğurda mücadele etmeye de. Zorluklar ve acılar yaşandı ama umutlar hiç tükenmedi.
Çerkesler dünyayı renklendirmek, Dünya kültür mozaiği içinde yerini almak istiyor; diğer halklar kadar, ne eksik, ne fazla!
Jıneps Yayın Kurulu
Mayıs 2009
Büyük Çerkes Sürgünü – 21 Mayıs
Sayı : 2009 05