Altın Gerdanlık

0
448

Küçük bir kuş, Bey’in çöplüğünde eşelenirken küçük bir altın gerdanlık bulmuş. Bey’in avlusundaki bir ağaca kona­rak: 

Beyde olmayan bende var, hanımında olmayan bende var, diye ötmeye başlamış. 

Bey: 

Bende olmayıp da o küçük kuşta olan neymiş bakalım, gidin de öğrenin, diye adamlarına emir vermiş. Adamları, öğrenip dönmüşler: 

-Sende olmayıp da onda olan, altın bir gerdanlık, beyim, demişler. 

Kuş ötmesini sürdürmüş: 

-Beyde olmayan bende var. Hanımda olmayan bende var.  

Bey bu kez: 

-Gidin alın o şımarıktan altın gerdanlığı, diye emir ver­miş. 

Adamları koşarak gitmişler, gerdanlığı kuştan alıp getir­mişler. Biraz sonra kuşun sesi tekrar duyulmuş: 

-Kıskandılar da aldılar, çekemediler de aldılar.  

-Gidin geri verin şu gerdanlığı, demiş Bey.  

Altın gerdanlığı götürüp kuşa geri vermişler. Kuş gene ötmeye başlamış: 

-Korkuttum da aldım, kandırdım da geri aldım. 

Bey kızıp bağırmış: 

-Şu kendini bilmez kuşu yakalayıp kesin bakalım, demiş. 

Beyin adamları, küçük kuşu yakalayıp kesmeye başla­mışlar. Kuş o anda: 

-Burnum kanıyor, burnum kanıyor, diye alay etmeye başlamış.  

Bey: 

-Tüylerini yolun da kızartın şunu, demiş. 

Kuş tüyleri yolunurken: 

-Tüy değiştiriyorum, tüy değiştiriyorum, diye alaya de­vam etmiş. 

Şişe geçirip kızartmaya başlamışlar. Kuş yine ötmüş: 

-Sırtımı ateşte ısıtıyorum, sırtımı ateşte ısıtıyorum.  

Bey, kuşu yedikten sonra, kuş içerden şöyle seslenmiş: 

-Bey’in karnında yuva yapıyorum, Bey’in karnında yuva yapıyorum. 

Bey, kuşu yedikten sonra ishal olmuş. Eliyle karnını bas­tırarak ibriği kaptığı gibi tuvalete koşmuş. Bey, oturur otur­maz kuş onun aşağısından pırrr diye fırlayıp kaçmış. 

Kuş kaçarken Bey, kuşu öldürmek için kamasını çıkartıp sallayınca kendi bacağını kesip koparmış. 

Durumu gören kuş, yine dalda ötmeye başlamış: 

-Tek bacaklı Bey, tek bacaklı Bey… 

Ondan sonra uçup gitmiş. 

 

Çerkes Masalları – Okyanus Yayınları 

Çerkesçe’den çeviren: Yaşar Bağ 

  

Sayı : 2009 06