Hakkari’de 10 kişinin yaşamını yitirdiği patlama, daha önceki ateşkes dönemlerinde devreye konulan senaryoyu hatırlattı. 20 Eylül’de sona erecek olan eylemsizlik kararının son günlerinde Hakkari’den oldukça üzücü bir katliam haberi geldi. Hakkari’nin Durankaya Beldesi Geçitli Köyü yakınlarında bir minibüsün geçişi sırasında meydana gelen patlamada 10 kişi öldü, 4 kişi ise yaralandı.
Katliamın, Finlandiya eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari başkanlığındaki Bağımsız Türkiye Komisyonu Heyeti’nin, Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’le gerçekleştirdikleri temaslardan sonra Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşeceği güne denk gelmesi kuşkuları artırdı. İlginç ayrıntılardan biri de BDP ile hükümet arasında görüşmenin yapılacağı günün arifesinde böylesi bir saldırının yapılması.
‘Karanlık bir grubun işi gibi görünüyor’
Benzer bir saldırı 1996 yılında tam da ateşkes yapıldığı ve çözüm yönünde tartışmaların sürdüğü dönemde Güçlükonak’ta gerçekleşmiş ve 11 köy korucusu yaşamını yitirmişti. O dönem TSK ve medya olayı PKK’nin eylemi olarak göstermiş, bölgeye giden gazetecilerden Celal Başlangıç, olayın JİTEM’in işi olduğunu belirttiği için yargılanmıştı. Yine benzer bir senaryo ile karşı karşıya olunduğunu belirten Başlangıç, “Her ateşkes sürecinde hem de böylesi önemli görüşmelerin arifesinde böylesi saldırılar var, karanlık güçlerin devreye girerek yaptığı. Daha öncede Ahmet Türk’ün başbakan ile randevusu öncesi böyle bir provokasyon yapıldı. Güçlükonak olayında da burada olduğu gibi halk meseleyi sahiplenmişti. Biz de bunun üzerine gidip izlenimlerde bulunmuştuk. Ama bizi yargılamışlardı. Bu olayda da halk patlamanın hemen ardından olaya müdahil oluyor. Bu anlamda diğer provokasyonlarda olduğu gibi devletin içerisinde barışı istemeyen bir grubun, karanlık güçlerin işi olduğu görünüyor’ diye konuştu.
Sayı : 2010 09
Yayınlanma Tarihi: 2010-09-01 00:00:00
