“Büyük Çerkesya” etrafında oynanan jeopolitik oyunlar

0
487

Genel bir eğilim, Washington’un kendine ayak basacak güvenilir bir yer aradığı bölgelerdeki soykırımı fark ettiği yönünde.

Karadeniz, ABD donanmasının sürekli bir üsse sahip olmadığı tek açık denizdir. Batı’nın Büyük Çerkesya kurma planı gerçekleşirse, yeni bağımsız olan bu Cumhuriyet Rusya’yı Karadeniz’den ayırmakla görevlendirilecektir.
Pek çok Amerikan araştırma merkezinin Çerkes halklarına yapıldığı öne sürülen soykırımı incelediklerini ve Çerkesya’nın bağımsızlığı için bir dayanak oluşturmak konusunda ellerinden geleni yaptıklarını düşünecek olursak, “Çerkes Sorunu”nun Washington’un gündeminde önemli rol oynadığını söylemek mümkün olabilir. Çerkes tarihi ve Çerkes-Rus ilişkileri hakkındaki araştırma, New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi tarafından yürütülüyor. Üniversitede mevcut olan “Soykırım, Çatışma Çözümlenmesi ve İnsan Hakları Çalışmaları Merkezi” çeşitli ihtilafları mercek altına alıyor – Irak Kürtlerinin soykırımı ile 1933 kıtlığı süresince Rusların Ukrayna’ya yaptığı öne sürülen soykırım – ABD Hükümeti buna soykırım statüsü kazandırmış durumda. Genel bir eğilim, Washington’un kendine ayak basacak güvenilir bir yer aradığı bölgelerdeki soykırımı fark ettiği yönünde. Kürtler, ABD savaşında Saddam Hüseyin’e karşı kışkırtılmıştı ve Ukraynalı milliyetçiler sürekli olarak Rusya aleyhindeki siyasî oyunlarda kullanılmaya devam ediyor.
“Soykırım, Çatışma Çözümlenmesi ve İnsan Hakları Çalışmaları Merkezi” internet sitesi Kafkasya bölgesine dair, Çerkesya’nın sınırları tam da ABD’nin strateji planlarına uyacak şekilde çizilmiş bir harita sunuyor.
Karadeniz kıyısı çok önemli bir toprak parçasıdır. Şimdiki yapılanma çok basittir. Karadeniz’e erişimi olan Gürcistan tamamen ABD’ye bağımlıdır ve NATO üyeliği için çok isteklidir. Bulgaristan, Romanya ve Türkiye zaten ittifaktadır. Rusya’nın şansına, son zamanlarda Ankara-Moskova ilişkileri epeyce iyileşti. Türkiye artık Rusya’ya düşman gözüyle bakmıyor ve hatta onu potansiyel tehditler listesinden çıkardı, bu ise Washington’un Kafkasya üzerinde Rusya’ya karşı entrika çevirmesini zorlaştırıyor. Yine de Ankara’nın ciddi hırsları var ve başlıca Kırım ile Gagavuz bölgelerine hitap eden insanî genişleme politikasına bağlı bulunuyor. Bu politikanın araçları Kafkas kökenlilere Türk üniversitelerinde kota ayırmaktan, Kırım ile Gagavuz ekonomilerine yapılan geniş çaptaki yatırıma kadar uzanıyor.
Kırım Tatarları, Lahey merkezli “Temsil Edilmeyen Milletler ve Halklar Örgütü” tarafından temsil ediliyor ve böylece Ukrayna devletinin çatısında en azından azami özerklik iddia edebilirler. Hiç şüphesiz, Kırım Tatarları bu statüye erişirse, bu durum Rusya’nın derhal Karadeniz’deki donanmasının Sivastopol’daki üssünden ihraç edilmesiyle sonuçlanır.
“Tanınmamış Halklar Örgütü” şu anda Abhazya’ya potansiyel bir müşteri gözüyle bakıyor. Karadeniz’deki Rus donanmasının Gürcistan tarafından asla hoş karşılanmayacağını ve planlanan Büyük Çerkesya’nın Rusya ile Karadeniz kıyılarının büyük bir kısmı arasında engel teşkil edeceğini göz önüne alacak olursak, uzun vadede Abhazya Rusya’nın Karadeniz’deki tek olası çıkış noktası olur. Bunu kaybederse Rusya kendini yabancı topraklarla kuşatılmış Azak Denizi’yle kısıtlanmış bir vaziyette bulur ve burada Rus donanması Kırım ile Büyük Çerkesya’da konuşlanacak askerî kuvvetler tarafından kolaylıkla durdurulabilir.
Büyük Romanya projesi de işin içine giriyor. Doğudaki etkisini artırarak ve pek çok bakımdan Moldova ile Ukrayna’nın bir kısmını içine çekerek Karadeniz’deki mevzisini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Şu an Karadeniz, ABD donanmasının sürekli bir üsse sahip olmadığı tek açık denizdir. Eğer Batı’nın Büyük Çerkesya kurma planı gerçekleşirse, yeni bağımsız olan bu Cumhuriyet Rusya’yı Karadeniz’den ayırmakla görevlendirilecektir. Buna paralel olarak da, Karadeniz kıyısı devletlerdeki Rus yanlısı hükümetleri indirmek için ciddi çabalar sarf edilecektir. Anakonda Halkası diye bilinen tasarım, ABD’nin Avrasya jeopolitikasında Rusya’yı denizlerden mahrum bırakıp iç kısımlara sıkıştırma amacını güttüğü klasik bir plandır.
Batı açıkça Çerkes temasına yüksek bir öncelik tanıyor, saygın bir kuruluş olan Jamestown Vakfı da bu merkezlerden biri. RAND Şirketi’nin eski başkanı Paul Hense ile ünlü Amerikan istihbarat şahsiyetlerinden Paul Goble (Rusya’nın Fin-Ugor cumhuriyetlerinde ayrılıkçılığı kışkırtan “Büyük Fin-Ugor Projesi”ne büyük katkılarda bulunduğu sanılıyor) Jamestown Vakfı’nın Çerkesya etrafında dönen etkinliklerinde yerlerini almış durumdalar.
Anglo-Sakson ülkeler Hacı Bayram (Türkiye’den bir Çerkes diasporası öncüsü), Zeyad Hajo (ABD’de bir Çerkes temsilcisi), Iyad Youghar (Çerkes Kültürü Enstitüsü Başkanı) gibi Çerkes eylemcilere aktif destek veriyor.
Batı gizli servisleri tarafından himaye edilen Çerkes milliyetçilik hareketi şu anda post-Sovyet topraklarda yer alan en dinamik hareketlerden biri. Dünya Adığe Kardeşliği’nin merkezi Los Angeles’ta bulunuyor ve başkanı Zamir Şukhov arka planda sık-sık ABD bayrağı ile objektiflere yansıyor. Suriye’de “Kafkas Savaşı” isimli bir kitabı yayımlanan Çerkes milliyetçi yazar Akhmat Ismagvil, “Kafkasya’yı Rusya’dan azat etmek” niyetinden açıkça bahsediyor. Çerkesler’e iki yüz yıl önce yaşanan olaylardan dolayı Rusya’yı maddi veya manevi tazminat ödetmeleri gerektiği öğretiliyor.
İsrail’de Büyük Çerkesya ideolojisini ultra-siyonist “Bead Artseinu” grubu lideri olan, Nil Nehri’nden Fırat’a dek uzanan bir İsrail İmparatorluğu yanlısı olan Avraham Şmuleviç (gerçek adı Nikita Dyomin olup Murmansk, Rusya doğumludur, babası Rus ve annesi Yahudi’dir, Yahudiliğe geçmiştir) destekliyor. İsrail parlamentosu 1984’te Şmuleviç’e SSCB’deki Yahudi aktivitiziminden ötürü onursal İsrail vatandaşlığı vermişti. İsrail, Washington ile olan sıkı işbirliğinde kendi çıkarlarına hizmet etmesi için kullandığı geniş çaplı bir Çerkes diasporasına ev sahipliği yapıyor.
İmkânsız gibi görünse de Çerkes Cumhuriyeti’nin Rusya’dan bağımsızlığını kazandığını varsayalım. Geleceği, tıpkı Cahar Dudayev dönemindeki Çeçenya’nın (Washington, Londra, Ankara, Karaçi ve Riyad tarafından ustalıkla idare edilen ayrılıkçı bölgenin) bir benzeri olur. Tüm bunların sonucunda Çeçenlerin gördüğü tek sonuç, topraklarındaki acımasız savaş oldu. Büyük Çerkesya planı tüm Kafkasya’yı aynı duruma bir adım daha yaklaştırır.
*Ukrayna-28.12.2010
Çev: Gökçe Hubar, GS Üniversitesi, Siyaset Bil. IV. sınıf öğrencisi

 

Sayı : 2011 02