Mamuk Areşidze: “Gürcistan, Abhazya’nın bağımsızlığını tanımalı”

0
450
Kafkasya uzmanı Mamuk Areşidze Gürcistan yönetimine Abhazya’nın bağımsızlığının tanınmasını önerdi. Areşidze’ye göre Abhaz etnik yapısını koruyacak, Gürcüler ve Abhazlar arasındaki buzları eritecek tek çözüm yolu bu.
-Lela Bakdavadze: Gürcistan’da ilk defa Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması gerektiği yönünde bir öneri söz konusu oldu. Bu yaklaşımınızı neye dayandırıyorsunuz?
-Mamuk Areşidze: Süreç çıkmaza girdi. Yönetimimiz, ‘ele geçirilen’ bölgeye yönelik ‘çok sempatik’ bir stratejiye sahip olmasına rağmen, bir süreç oluşturamıyor. Batılı partnerler ise aktif bir çalışma yürütmüyorlar. Kuzey Afrika ve Afganistan’da onları ilgilendiren birçok sorun söz konusu. Aynı şekilde Rusya ile yenilenme süreci devam ediyor. Şu anki duruma göre, biz Abhazya’yı kaybettik, bunun değişeceği yok. Rusya, Batının kendisini işgal ile suçlamasından ötürü sadece rahatsızlık duyuyor, hepsi bu.
Durumun radikal şekilde değişmesinin tek şansı dile getirdiğim bu öneri. Abhazların müzakere masasına oturması için de Gürcistan nezdindeki hukuki statülerinin maksimum seviyeye getirilmesi gerekiyor. Bu durumda, öncelikli olarak batılı partnerlerin ek bir teşviki ortaya çıkacak, öncelikli olarak BM’de. Diğer taraftan Rusya zor duruma düşecek, Abhazya’nın bağımsızlığının tanınması onlara manevra için imkan vermeyecek.
-Gürcistan yönetimi hangi şartlarda bu adımı atmalı?
-En önemli şart Rus askerinin ‘işgal’ bölgesinden çıkarılması olmalı.
Eğer biz Abhazya’yı tanırsak, karşılıklı ‘saldırmazlık’ anlaşması yapabiliriz. Ayrıca, uluslararası toplumun askeri hareketlerin yenilenmemesi için kefil olacağını düşünüyorum. Bu durumda Rus askerinin orada bulunuşunun hukuki temeli olmayacak.
Diğer bir mesele, Abhazların bu konuda ne diyeceği ve onların Rus askerini bırakmayı ne kadar istediğidir. Benim söylediğim, Abhazları kendimize müttefik yapmaya çalışmak gerektiğidir.
Aynı yaklaşımı, örneğin Güney Osetya için önermiyorum. Abhazya’da durum başka.
Onlar, yaşadığımız yılların etnik yapılarının korunması için son yıllar olduğunu iyi görüyorlar. Abhaz etnik yapısının korunması ciddi bir mesele. Bugün-yarın Abhazlar nüfus olarak çok zor bir durumda kalacaklar.
Bir diğer şart, mültecilerin uluslararası garanti altında dönüşleridir.
-Çıkmaza giren meselenin çözümü için diğer kaynakların yok olduğunu ve Abhazya’nın tanınması öneri için doğru zamanın şu an olduğunu düşünüyorsunuz?
-Rusya’nın Abhazya bölgesini nasıl ele geçirdiğini gösteren tablo netleşti. Rusya Kuzey Kafkasya’da 19. yüzyıldaki gibi hareket ediyor ve bu metot ‘askeri yerleşim’ olarak adlandırılıyor. Asker getiriliyor, daha sonra küçük sağlamlaştırılmış bölgeler, daha sonra bu askerlerin ailelerinin getirilmesi ile askeri yerleşim yerleri. Bunu bölgelerin adlandırılması, daha sonra ise onların bu bölgeleri kendi vatanları olarak adlandırmaları takip edecek. Bu durum Kuban kıyıları ve Terek kıyılarında da yaşandı. Bugün buralar yerli Kazakların vatanı oldu. Aynı şey Abhazya’da uygulanıyor.
Bunun dışında; Abhazya’da yönetimler ve Rusya sınır güçleri arasında imzalanmış anlaşmalar var ve buna göre, sınır birliklerinde hizmet veren subaylar, görev sürelerinin bitiminde orada yaşamak için daire veya arsa alma hakkına sahip. Tek kelimeyle onlar Abhazya’yı ele geçiriyorlar.
İkinci bir faktör; Rus kilisesi Abhazya’nın farklı köşelerinde çok aktif olarak çalışıyor ve Abhazya’da dini topluluklar oluşturuyorlar. Bu insanların sayısı şimdilik 300 civarında, ancak süreç devam edecek.
Üçüncü faktör; Rusya diğer ülke vatandaşlarının Abhazya’da toprak almasını yasaklayan kanun üzerinde ciddi olarak çalışıyor. Bu girişim gerçekleşirse, Rusların Abhazlara sunacağı paranın fiyatını hayal edebilirsiniz. Parayı alacak Abhazlar ise, ya Abhazya’da ayağa kalkamayacak veya Jirinovski’nin ‘Osetler ve Abhazlar bizim kölelerimiz olmalı’ şeklindeki ifadesi haklı çıkacak.
Benim için, ‘Gürcüler bu kadar zor durumdayken Abhazlar için neden bu kadar endişeleniyor’ diyenler olabilir.

“Ben öncelikli olarak Gürcüleri umursuyorum, çünkü biz Abhazlardan boşaltılmış bir Abhazya’yı hiçbir zaman geri alamayız. Bu yüzden Abhazları korumamız ve gelecekte bazı şeylerin değişmesi konusunda şansımız olabilmesi için onları müttefiklerimiz yapmalıyız.

 

-Öneriniz ile ilgili olarak yönetim temsilcileri ile görüştünüz mü?
-Hayır, kimseyle görüşmedim. Ben önce düşüncemi dile getiriyorum ve daha sonra müzakereleri yürütüyorum.
-Gürcü toplumunun yaklaşımı?
-İnternet üzerinden irtibata geçenlere göre değerlendirecek olursak, % 80 olumlu, geri kalan % 20’si kesinlikle karşı.
-Ve son olarak, dünya tarihi, devletlerin ilk önce anlaşmazlık bölgelerini tanıyıp sonra o bölgeyi geri aldıkları ile ilgili bir örnek hatırlıyor mu?
-Örnek niteliğinde; Çin bölgesinde, Japonlar tarafından kurulan Mancouto devleti vardı. Onu dünyanın 26 ülkesi tanıdı, ancak Mancouto şimdi nerede? O artık yok. Biz daha başka birçok örnekler de gördük. Kısacası, dünyada birbirlerine karşı ilişkilerinde geçiş süreçleri olan ülkeler var. Kuzey İrlanda ve İrlanda’yı ele alabiliriz.
 (22 Haziran’da GHN’de yayımlanan bu röportaj Özlem Güngör tarafından Ajans Kafkas için Türkçeye çevrildi.) (Kısaltılarak yayınlanmıştır-Jıneps)

Sayı : 2011 07