Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

GDO’lu yeni mısır çeşitleri ülkeye hayırlı olsun

Ülkemizde GDO’lu ürünler yönetmeliğinin resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girmesinin üzerinden 14 ay geçti. Bu süreçte halkımız, ürünlerin ne içerdiğini bilmeden tüketmeye devam ederken, Ulusal Biyogüvenlik Kurulu da GDO`lu 13 mısır çeşidine yem amaçlı kullanılmak üzere izin verdiğini açıkladı.
Gelen mısırların hayvan yemi olarak kullanılacağını düşündüğümüzde, bir yandan et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünler ile bu ürünlerin içeriğini oluşturduğu binlerce gıda maddesi GDO riski altında  bulunurken, diğer yandan GDO`suz yem kullanan üreticiler bir şekilde cezalandırılacak demektir. Çünkü mevzuata göre GDO`lu yem ile beslenen hayvanların ürünlerinin etiketlenme zorunluluğu bulunmuyor
Bunun üzerine yıllardır GDO’lu ürünlerle mücadele eden ” GDO’ya Hayır Platformu” bir bildiri yayınlıyor ve özetle şöyle diyor;
“Biyogüvenlik Yasası GDO ve ürünlerinin tüketicinin tercih hakkını ortadan kaldırması halinde GDO başvurularının reddedileceğini söylüyor. GDO`lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünlerin etiket taşımaması, tüketicinin tercih hakkını doğrudan ortadan kaldırıyor. Bu nedenle verilen karar kanuna da aykırı.
Hangi anne GDO`lu yem ile beslenen hayvanın etini, yumurtasını, sütünü, bu sütten yapılmış yoğurdu ya da peyniri çocuğuna yedirmek ister?
Biyogüvenlik Kurulu tarafından bilimsel komitelere hazırlattırılan “Sosyo-ekonomik Değerlendirme Raporları”nda, GDO`ların sindirim sisteminde sindirilemediği, hücrelere kadar taşınabildiği marketlerden alınan süt örneklerinde GDO`lu yemlere ait DNA`ya rastlanıldığı, pastörizasyon işleminin bu DNA`yı yok edemediği açık bir şekilde belirtiliyor ve GDO`ların sağlık riski yaratabileceği kabul ediliyor.
Mısır, ülkemizde de yetiştirilebilen bir ürün. Ancak Tarım Bakanlığı mısır bitkisini desteklemek, verilen desteği artırmak yoluyla kendimize yeterliliği yakalamak varken, bunu yapmıyor ve ülkemizi ithalata mahkûm ediyor. Mısıra sağlanan desteğin son dört yıldır aynı seviyede kalması yüzünden ülkemize her yıl 500 bin ton ile 1 milyon ton civarında mısır ithalatı yapılıyor.
Ancak bu durum yine de yapılacak mısır ithalatının GDO‘lu olmasını meşru kılmıyor. Dünyada üretilen mısırın sadece yüzde 29`u GDO`lu tohumla üretiliyor. Dolayısıyla uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ortaya çıkan ithalat ihtiyacını, GDO`lu mısır türleriyle gidermeye çalışmanın hiçbir meşru gerekçesi yok.
Kamuoyu görüşüne açılan bilimsel raporlara 15 bin kişinin görüş bildirdiği Biyogüvenlik Kurulu Başkanı tarafından açıklandı. Şimdi soruyoruz, bu görüşlerden kaç tanesi ” evet ben istiyorum” dedi de, kurul GDO`lu mısırlara onay verdi?
Yem amaçlı ithal edileceği söylenen GDO`lu mısırların tarlalarımızda veya doğrudan gıda üretiminde  kullanılması engellenebilecek mi ? Halkımızı GDO`lu mısırlara muhtaçmış gibi gösterenleri ve buna izin verenleri kınıyor, tatminkar bir açıklama bekliyoruz”
Siz içerisinde GDO geni bulunan ürünleri tüketir misiniz? Kaldı ki ülkemizin GDO`lara değil, kendine yeterliliği hedefleyen bilinçli tarım politikasına ihtiyacı var
Sağlıkla kalın.
 

Sayı : 2012 02

Yazarın Diğer Yazıları

Aidiyet yolculuğu ve ikilemler

Papirüs Yayınevi’nin “2 ağaç arasında...” kitabının yazarı Can Karakaş için düzenlediği tanıtım etkinliği 19 Ekim’de Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı’nda gerçekleştirildi. Atalarının kökenini ileri yaşlarında...

Judoda gümüş madalya

19-20 Ekim’de Kosova’da yapılan U23 Balkan Judo Şampiyonası’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) adına mücadele eden Çkippa Gökçe Güneş, gümüş madalyanın sahibi oldu. Sakarya Mesudiye Köyü’nden...

Sevda Alankuş’a Medya Araştırmaları Ödülü

Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği’nin (BAMAD) 10-13 Ekim tarihleri arasında düzenlediği 2. İzmir Basın Kampı’nın son gününde Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları ödülleri...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img