Suriye’deki Çerkeslerin durumuna dikkat çekmek üzere İstanbul’da eylem yapan Çerkesler, Rusya Konsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Suriyeli Çerkeslerin güvenlik içinde Suriye’den çıkabilmeleri için Rusya’nın üzerine düşen sorumluluk hatırlatılarak, Esad’ın da, muhaliflerinin de Çerkeslere daha güzel bir gelecek vaat etmediği hatırlatıldı
İstanbul’da bir araya gelen Çerkesler, Suriyeli soydaşlarının can güvenliğinin sağlanması ve emniyetle anayurtlarına döndürülmeleri için taleplerini dile getirdiler.
Çerkesya Platformu’nun çağrısıyla 29 ocakta İstiklal Caddesi’nde toplanan yaklaşık 200 Çerkes, ellerinde Türkçe, Arapça, İngilizce, Çerkesçe ve Rusça döviz ve pankartlar ve sloganlar eşliğinde Rusya Konsolosluğuna doğru yürüyüşe geçtiler.
Sık sık sloganlar atan coşkulu kalabalık, ellerinde yeşil Çerkesya bayrakları, ilginç dövizleri ve coşku dolu sloganlarıyla renkli görüntüler verdiler. Konsolosluk önünde güvenlik güçlerince oluşturulan koruma duvarı dikkat çeken diğer bir detay oldu.
Atılan sloganlardan bazıları; “Suriye Çerkesleri Yalnız Değidir!”,”Çerkesler nerede, Çerkesler orada!”, “Çerkesya! Çerkesler’in vatanı!”, “Yaşasın Çerkesya, yaşasın birlik!”, Yaşasın Çerkesya! Yaşasın Çerkes ulusu!”.
Konsolosluk önünde Çerkesya Platformu adına, Kube Nurhan Fidan tarafından okunan basın bildirisinde, “Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük” talepleri ile başlayan direnişin, bugün artık kimin elinin kimin cebinde olduğunun bilinmediği bir kaosa dönüştüğü vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Bir yanda Suriye’ye dışarıdan müdahale eden güçler; diğer yanda buna direnen bir Esad! Sokaklarda eli silahlı “militanlar”, halka acımasızca kurşun sıkan bir iktidar! Şimdiden “kurtarılmış bölgeler”den, başkentin varoşlarına kadar ulaşmış çatışmalardan ve binlerce ölüden bahsediliyor. Ve savaşın böyle yayılması, Suriye’de yaşayan Çerkesleri de yavaş yavaş içine çekip, taraf olmaya itiyor. Hem Esad, hem de ‘muhalifleri’ Çerkesleri kendi saflarında savaşmaya zorluyor, yoksa ‘cezalandırmakla’ tehdit ediyorlar. İnsanlar telefonda açık açık konuşmaktan, kendilerine yardım etmek isteyenlerle görüşmekten dahi korkuyorlar. Çerkes kimliklerini saklıyor, geride bırakacakları ailelerinin başlarına bir şey gelir korkusuyla seyahata çıkamıyorlar. Ancak, bu savaş bizim savaşımız değildir!”
Esad’ın da, muhaliflerinin de Çerkeslere daha güzel bir gelecek, varlıklarını devam ettirebilecekleri demokratik bir düzen vaat etmediği hatırlatılan bildiride, şu görüşler vurgulandı:
“Bu nedenle, soydaşlarımızın yaşamlarından kaygı duyuyor, onların artık kaosun hükmettiği Suriye’den kurtarılarak anavatanımıza getirilmelerini istiyoruz. Çünkü Çerkeslerin kendilerini güvende hissedecekleri, gelecek korkusu olmadan yaşayabilecekleri tek yer anavatanımızdır, Çerkesyadır.Rusya Federasyonu, savaş ve kaos Suriye’de adım atmayı imkansız kılacak kadar yayılıncaya kadar beklememeli, Suriye’de yaşayan Çerkesleri Çerkesya’ya tahliye etmeli; ama bu yardımını da ileride ‘Çerkes Sorunu’nu süistmal etmek için kullanmamalıdır.”
Sayı : 2012 02