Kurtuluş Savaşı Sürecinde Salihli – 2. Bölüm

0
723

Bülent Örs

Kuvvetler Salihli’de toplanıyor
KOLORDU EMRİ     
 Kula 20.6.1919
-Ödemiş Jandarma Tabur Kumandanı Tahir Bey’e                                                                                                                                        -Alaşehir Mevki Kumandanlığına                                                                                                                                                                           -Salihli Mevki Kumandalığına                                                                                                                                                                             -68. Alay, 1. Tabur Komutanlığına                                                                                                                                                                                 1-Gönüllü teşkilatını tamamlayabilmek için Kolordu Karargahı 21.6.1919 sabahı Kula’dan hareket edip Salihli’ye ulaşacaktır.                                                                                                                                                                                              2-Piyade Taburu ve Tahir Bey’in emrindeki kuvvetler 20.6.1919 sabahı Kula ve Alaşehir’den hareket edecekler ve Tahir Bey’in birliği gece Salihli’ye ulaşacaktır. Piyade taburu yol üzerinde olup istediği yerde konaklayacaktır. Böyle olursa Piyade Taburu 21.6.1919 günü öğleden sonra Salihli’ye ulaşabilecektir ve ordugahta kalacaklardır.                                                                                                                                                          3-Alaşehir gönüllüleri, 20.6.1919 da Salihli’de olacaklardır. Gerek bu gönüllülerden ve gerekse düzenli askeri birlikten makinalı tüfek kullanma bilenler, piyade taburuna aktarılacaktır. Piyade taburu Yüzbaşı Seyit Ali, Yüzbaşı Hasan Fehmi, Yüzbaşı Celal, Teğmen Halim Efendiler ile atlı süvariler birlikte hareket edeceklerdir.                                                                                                                                                            4-Piyade Taburu ve süvariler Yüzbaşı Seyit Ali Bey’in yönetiminde 20.6.1919 gecesi Salihli’ye ulaşacak. Tahir Bey’in birliği ile birlikte çok seri bir şekilde Ahmetli’yi işgal edip düşmanla temasa geçeceklerdir.                                                                                               5- Gereken keşifler yapıldıktan sonra, 21.6.1919 öğleyin Tahir Bey, Ahmetli mıntıka kumandanı olarak vazifeye başlayacaktır. Alaşehir gönüllüleri de Tahir Bey ile birlikte olacaktır.                                                                                                                                                                                                                                                                                            
 17. Kolordu Kumandanı Albay Bekir Sami
Sürpriz bir kararla vazifesini uygun birisine teslim ederek asıl birliğine ulaşması istenir. Olaydan Mustafa Kemal’in haberi yoktur. Bekir Sami artık Bursa’da 56. Tümen Komutanıdır. 27.6.1919
Kurtuluş Savaşını “VATANLARINDA VATANSIZ KALANLARIN VATAN YAPMA MÜCADELESİ” sözleriyle tanımlayan Bekir Sami Günsav’ın Mezarı, Üsküdar Karaca Ahmet Mezarlığında bulunmaktadır.
HÜSEYİN RAUF ORBAY
Kuzey Kafkasya’nın Abhazya bölgesinden Anadolu’ya büyük göçle (sürgün) gelmiş Çinçe ailesine mensup Mehmet Muzaffer Paşa’nın oğludur. 1881 İstanbul doğumludur. Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal Paşa ve Fevzi Paşa‘dan sonra Türkiye‘nin 3. Başbakanıdır.
Deniz Harp Okulu’nu 1899’da bitirip deniz kuvvetlerine katıldı. Amerika, İngiltere, Almanya gibi dönemin önemli ülkelerinde çeşitli dış görevlerde bulundu.
Trablusgarp ve Balkan Savaşları’na katılmış, deniz savaşlarındaki başarısı nedeniyle “Hamidiye Kahramanı” ünvanını kazanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu savaşı kaybetmiş, Mondros anlaşması imzalanmış, İttihat-Terakki önderleri yurt dışına çıkmak zorunda kalmışlardır. Mustafa Kemal’in yanında 1918 Ekim’inde sadece üç kişi bulunmaktadır. Ali Fethi Bey(Okyar), İsmail Canbulat ve Rauf Bey(Orbay). Bu üç kişi İttihat Terakki Cemiyeti’nden kalan tüm kalıntıları kontrol etmektedir. Mustafa Kemal, Canbulat aracılığı ile Teceddüt Fırkası (İttihat Terakki’nin davamı olan parti), Fethi Bey aracılığı ile Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkası, Rauf Bey aracılığı ile Karakol (Teşkilat-ı Mahsusa’nın yerine kurulan) ile bağlantı kurmuştur.
Bu dörtlü, Kazım Karabekir, Ali Fuat, Cafer Tayyar’ın da dahil olduğu gruplarla toplantı yapmaktadır.
Fethi Bey, Mart 1919’da tutuklanır. Ali Fuat ve Karabekir Nisan 1919’da Anadolu’ya geçerler. 5 Mayıs 1919’da Teceddüt Fırkası ve Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkası kapatılır, tutuklamalar başlar. Artık Anadolu’ya geçmekten başka çare kalmamıştır.
Rauf Bey, Mustafa Kemal’in 19 Mayıs’ta Samsun’da Anadolu’ya ayak bastığını haber alınca aldıkları karar gereği, 24 Mayıs’ta, yanında Topçuoğlu Nazmi (Daha sonra Ticaret Vekili), İbrahim Süreyya (Yenice Kaymakamı, İzmit Mebusu), Yüzbaşı Osman Tufan (Daha sonra general) ve Peşaverli Abdurrahman (Teşkilat-ı Mahsusa’nın Hind ihtilalcileri delegesi) beylerle birlikte Bandırma yoluyla Anadolu’ya geçti. Amaç; Ege Bölgesi’ndeki direnişi örgütleyip tekrar Mustafa Kemal ile buluşmaktır.
Tarih, 25 Mayıs 1919. Rauf Bey kimliğini saklayarak gizli bir misafir gibi, Bandırma’da Ethem Bey’in evine gelir. Ethem Bey’i bilgilendirir. Der ki: “Yunanlılar çok yakında buralara gelecekler, ileri hareketleri her an başlayabilir.”
Ethem Bey, Rauf Bey ve dört arkadaşı kapalı at arabasıyla, Ethem Bey’in ağabeyleri Reşit ve Tevfik Beyleri görmeye Manyas’a sabaha karşı gelirler. (Reşit, Tevfik ve Ethem Beyler Teşkilat-ı Mahsusa üyesidir. Reşit Bey, Kuşcubaşı Eşref, Hacı Selim Sami ve 12 arkadaşı 1908 yılında İzmir’deki İttihat Terakki’nin ilk hücresini kurmuşlardır. Bu nedenle yöreyi iyi bilmektedirler).
Rauf Bey; karargahı İzmir’de olan Pertev Paşa ile Dördüncü Kolorduda Kurmay Başkanlığı yapmış Cafer Tayyar Bey(Paşa)’in Yunan ilerlemesinin yönü ile ilgili tahminlerini açıklar.
Görünen odur ki, Yunan ilerleyişi Akhisar- Salihli yönünde olacaktır. Direniş için en uygun yer burasıdır. Rauf Bey, Ethem Bey’den adamlarını toplayıp Salihli’de Kuşcubaşı Eşref’in çiftliğine gitmesini ister. Karargahın merkezi Salihli olacaktır. Çiftlikte silah, para ve erzak hazırdır.
Rauf Bey, Akhisar, Gölmarmara yolu ile Salihli’ye gelir (26.5.1919). Salihli’nin önde gelenleriyle toplantı yapılır. 27.5.1919 günü Ethem Bey, Salihli’ye gelir.
Rauf Bey; Eşref Kuşcubaşı’nın çiftliğinde, Ethem Bey’e silahları ve parayı işaret ederek “Bütün bunları kuracağınız mukavemet örgütünde kullanmakta serbestsiniz, örgüte alacağınız milislere düzenli aylık ödemelisiniz” der, 30.000 altını teslim eder. Paraların karşılığında düzenlediği makbuzu Ahmet Kuşcubaşı’ya verir.
Rauf Bey henüz Salihli’ye ulaşmayan Bekir Sami Bey’e mektup bırakıp, arkadaşlarıyla birlikte Ödemiş’e gitmek üzere Salihli’den ayrılır.
Rauf Bey; Ödemiş, Aydın, Nazilli, Sandıklı, Uşak bölgelerini dolaşıp bir milli teşkilat kurmaya çalışır. Afyon’dan, 8 Haziran’da Ankara’ya geçerek Kolordu Komutanı Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ile buluşur. Birlikte 10 Haziran’da, Mustafa Kemal ile Amasya’da buluşur. Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf ve Ali Fuat birlikte kurtuluş beyannamesi sayılabilecek olan Amasya Tamimi’ni hazırlar. Sivas Kongresi’nde seçilen Meclis gibi görev yapacak olan Heyet-i Temsiliye de Reis vekilidir. 1919 yılı Aralık ayında yapılan seçimlerde Sivas mebusu seçilir. İstanbul’da toplanan Meclisi Mebusan toplantısına katılır. Misak-ı Milli’nin çıkmasında başrolü oynar. İngilizler tarafından Kara Vasıf Bey’le birlikte tutuklanarak Malta’ya sürgüne gönderilir. Anadolu’da tutuklanan İngiliz subayı ile takas edilir. 15 Kasım 1921‘de sürgünden dönerek Ankara’ya gelir.
Dönüşünde Nafia vekilliği (Bayındırlık Bakanlığı) görevine, aynı zamanda TBMM tarafından Meclis ikinci başkanlığına seçilir. 11 Ağustos 1922 Ağustos1923 arasında İcra Vekilleri Heyeti Reisi olarak Türkiye Başvekilliği yapmıştır.
1924‘te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurucuları arasındadır. Parti, 3 Haziran 1925‘de kapatılıp, yönetici kadro, 17 Haziran 1926‘daki İzmir Suikastı olayıyla ilgili görülerek yargılandığında, Avrupa‘da bulunan Orbay da 10 yıl hapse mahkûm edilmiştir. Cumhuriyetin kuruluşunun 10. yılında çıkarılan aftan sonra yurda dönmüştür. Atatürk‘ün ölümünün ardından politikaya dönmüş ve 1939 yılında TBMM‘nin altıncı döneminde Kastamonu‘dan milletvekili seçilmiştir.
II. Dünya Savaşı sırasında 1942‘de Londra Büyükelçiliği’ne getirilmiştir. Bu görevden de 1944 yılında kendi isteği ile ayrılmış ve bir daha devlet görevi kabul etmemiştir. 1964 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Erenköy Sahra-yı Cedid Mezarlığı‘ndadır.
ETHEM BEY
Kuzey Kafkasya’nın Adıgey (Çerkes) bölgesinden Anadolu’ya büyük göçle (sürgün) gelip, Bandırma’ya yerleşen “Şapsığ” boyundan Ali Bey’in oğludur. Aile ünvanı; ‘Pşevu’ dur.
1986 Emreköy doğumludur. Beş kardeşin en küçüğüdür. Ethem’in en büyük ağabeyi İlyas ile üçüncü büyük ağabeyi Nuri zaptiyelerle birlikte Rum eşkiyalarla çarpışırken ölmüşlerdir. Diğer ağabeylerinden Reşit Bey 1901, Tevfik Bey 1902 Harbiye’den mezun olmuştur. 1906’da Mekodanya’da eşkiya takibine gitmişler, Resneli Niyazi Bey aracılığı ile İttihat Terakki’ye, Eşref Sencer Kuşcubaşı’nın aracılığıyla Teşkilat-ı Mahsusa’ya girmişlerdir. Reşit Bey, 1919’da Meclisi Mebusan’a Saruhan (şimdiki Manisa) Milletvekili olarak katıldı. Oradan Millet Meclisi’ne geçti.
Ethem sarışın ve mavi gözlüdür, aile içindeki adı “Çakır” dır. 19 yaşında evden kaçarak Bakırköy Süvari Küçük Zabit (subay) Mektebi’ne girdi. Balkan Savaşı’nda Bulgar cephesinde yaralandı. I. Dünya Savaşı‘nda Eşref Kuşçubaşı’nın yönettiği Teşkilat-ı Mahsusa ile birlikte İranAfganistan ve Irak‘a yapılan akınlara Rauf Bey’in yanında katıldı. Yaralanarak savaş sonunda köyüne çekildi. Sınıfının en son rütbe kıdemini ve alabileceği bütün madalyaları almıştır.
Ethem 1,96 m. boyunda; Eşref Sencer Kuşcubaşı, Rauf Orbay ve Ali Fuat Cebesoy’a bağlı olarak çalışmış, Gerilla savaşının (Çete Harbi) bütün inceliklerini bilen, aile çevresi olarak da yaşadığı bölgede toparlayıcı ve derleyici niteliği olan bir kişidir.
Rauf Bey’in önce Bandırma’ya, sonra Manyas’a gelip Ethem Bey’e ülkenin durumunu anlatması Ethem Bey’in üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Anılarında; “Enver, Talat ve Cemal Paşaların memleketi nasıl terk ettiklerini öğrenince uykudan uyanır gibi oldum. Demek ki, devletimizi idare edenler artık ülkede kalamayacak kadar vaziyetimiz tehlikede” diye anlatır.
Ethem Bey’in ağabeyleri Reşit ve Tevfik Beylerle görüşülür. Babası Ali Beyden izin alınır. Ethem Bey artık hazırdır. Sakarya’dan başlamak üzere, Çanakkale’ye kadar tüm Çerkes yerleşim yerlerindeki tanıdıklarına adamlarını gönderir, herkesi direniş için çağırır. Kısa sürede atlı Çerkeslerin yanında diğer halk gruplarından da katılımlar olmuştur.
Sekiz arkadaşıyla yola çıkar. Akhisar’dan gece geçer. (Gece atların nal sesleri duyulmasın diye ayaklarına çuval geçirdikleri anlatılır). Sabaha karşı Salihli’ye gelir. Rauf Bey ve arkadaşlarıyla buluşur.
Ethem Bey ve Reşit Bey’in bir dönem kaldıkları ev. Ev 111 yıllık olup Salihli Belediyesi tarafından restore edilmektedir.
Kuşcubaşı Eşref’in çitliğine giderler. Çiftlikte, Eşref Bey’in kardeşi 16 yaşındaki Ahmet Kuşcubaşı vardır. Eşref Bey’in gönderdiği talimat gereği silahlar ve 30.000 Osmanlı altını Rauf Bey’in yanında Ethem Bey’e teslim edilir.
Ethem Bey Salihli’ye geldiğinde Kaymakamlık binasında Yunan bayrağı asılıdır. İlk önemli icraatı, Salihli Kaymakamı Hasan Fikret Bey’i gözaltında Alaşehir’e göndermek olacaktır. 2. Ordu müfettişliğinin raporuna göre; “Salihli Kaymakamı, Müftü ve Belediye Reisi ahaliden kimsenin haberi olmaksızın, Yunan kumandanına kazanın işgaline davet etmek alçaklığında bulunmuşlardır. Vakadan haberi olan ahali keyfiyeti icap edenler nezdinde protesto ile kaymakamın başlarından def edilmesini” istemişlerdir.
Hasan Fikret, Alaşehir’de de sakin durmayarak, milli kuvvetlerin muvaffak olamayacağını ve bu hareketlerin Avrupalıları büsbütün aleyhimize çevireceğini yaymaya çalışması üzerine, başına bir şey gelmemesi için Bezmi Nusret Bey’ce (Alaşehir Kaymakamı) İstanbul’a gönderilecektir. Salihli’ye daha sonra Salim (Özdemir) Bey Kaymakam olarak atanmıştır. (İ. Tekeli-S. İlkin / Ege’deki Sivil Direnişten Kurtuluş Savaşına).
Ethem Bey, çevrede milli direnişi temsil eden kişilerle haberleşmeye başlamış, 57. Fırka Kumandanı Albay Şefik Bey’le, Demirci Mehmet ve Yörük Ali Efelerle temasa geçmiştir. Kendisini ortadan kaldırmak isteyen, durumları tereddütlü, Poyrazoğulları ve Alaşehirli Mustafa Bey gibi grupları dağıtmıştır. Ethem Bey, Kasım 1919’da, Garp ve Merkez Cephesi adı verilen geniş sahada milli müdafaa cephesinin kumandanı olmuştur.
Ethem Bey kuvvetlerinin, Yunanlılarla; Bozdağ hattı, Sart-Ahmetli hattı ve Bintepeler mevki olmak üzere üç bölgede, iç tarafta da Poyrazoğulları ve Alaşehirli Mustafa Bey’in oluşturduğu gruplarla çatışmaları olmuştur.
Aralık 1919 Osmanlının son seçimleridir. Heyet-i Temsiliye’nin de isteği üzerine seçim hazırlıkları yapılırken (Seçimler ve sonuçlarını alınması 2-2,5 ayı bulmaktadır) Yunan ordusu Ödemiş’ten Bozdağ’a doğru askeri harekata girişmiştir. Amaç; merkezi Salihli’de bulunan Garp (Batı) ve Merkez Cephesi ile merkezi Nazilli’de bulunan Cenup (Güney) cephesi arasındaki ilişkiyi kesmek, Bozdağ’ı ele geçirip ordularının gerilerini tehdit eden gerilla hareketlerinden kurtulmaktır.
Yunanlılar Birgi’yi işgal ederler (Birgi, Ödemiş’in kuzey- doğusunda olup, Ödemiş-Bozdağ yolu üzerindedir). Birgi; Batı cephesi ile Güney cephesinin birleşme noktası olup Bozdağ’a yakın bir yerdedir. Ethem Bey, Demirci Efe ile işbirliği yaparak kızanlarından Mestan Efe’yi, Ali Akıncı(Gavur Ali) ve Sarı Efe(Miralay Edip Bey) kuvvetleriyle destekleyip Yunanlıları ilk kez durdurmuştur.
Bu sırada Poyrazoğulları ve Alaşehirli Mustafa Bey ile sorunlar yaşanır. Bunlar; Poyrazoğlu adıyla tanınan eşraftan Hacı Ali Bey ile Alaşehirli Mütevellizade Mustafa Bey öncülüğünde toplanmış beşeryüz kişilik iki kuvvetten ibarettir. Silah ve malzemeleri Bekir Sami Bey ile Ethem Bey tarafından temin edilmiştir.
Ethem Bey’in anlatımlarına göre; Yunan ileri hareketinin durdurulması Sadrazam Damat Ferit Paşa’yı çok güç duruma sokmuştur. Direnişin kimler tarafından yapıldığını öğrenmek için İngiliz zabitleri (Mondros anlaşması hükümlerine uyulup uyulmadığını denetlemek üzere ülkenin her tarafında geniş yetkilere sahip denetleme komiserleri bulunmaktadır) ve Sadrazam Ferit Paşa’nın adamları gelmektedir. Ethem Bey bunları tutuklatır. Ferit Paşa’nın adamlarını halka teşhir eder, linç edilmekten zorla kurtararak iade eder.
Yüzbaşı Rıdvan Bey’den, Ethem Bey’e gelen haberde, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin üyeleri; İngiliz himayesi kabul edilirse Yunan işgalinin kalkacağı, memlekete huzur geleceğini söylemektedir. Rıdvan Bey’in gönderdiği bu belgelerde Alaşehir’dekilerin bu teklifi kabul ettikleri bildirilmekte, ‘bölgedeki direnişin ortadan kaldırılması için Ethem Bey’in tasfiye edilmesi tek şarttır’ denilmektedir.
Ethem Bey güvendiği adamlarının bazılarını kendinden ayrılmış gibi göstererek Poyrazoğulları ve Alaşehirli Mustafa Bey’in karargahına gönderir. Gelen haberler bunların İstanbul Hükümeti ve İngiliz Muhipleri Cemiyeti ile ilişki içerisinde oldukları şeklindedir.
Bir başka anlatımda; bölgede liderlik sorunu vardır. Ethem Bey, Poyrazoğulları ve Mustafa Bey bölgenin denetimi ve kontrolünü ellerinde tutmak istemektedir. Çatışmanın ana sebebi budur.

Sayı : 2012 07

Yayınlanma Tarihi: 2012-07-01 00:00:00