Gazetemizin sıkıntılı günleri..

0
389

Yedi yılı Aralık ayında geride bırakacak gazetemizin maddi sorunlarla boğuşarak bugünlere gelebildiği bilindik bir durum. Buna karşın ısrar ve inatla devam etmemizin kendimizce gerekçeleri var tabi ki. Ve aslında bu gerekçeler sadece kimliğe dair.

Zaman-zaman gazetede ifade ettiğimiz maddi sıkıntılar ve destek talebi çağrılarımız sonrası çeşitli tepkiler aldık. Okuyucularımızın bir kısmı “destek olmalıyız”, diğer bir kısmı “utangaç ifadelerden vazgeçin, somut talepte bulunun” dedi ve bunu direk söyledi. Bir kısım ise “çıkaramıyorlarsa bıraksınlar” mesajı yolladı. İnce politika yaptıklarını söyleyenler mesaj yollamayı seviyor olmalı. Çoğunluğun tepkisiz olduğunu da paylaşmalıyım. Belki irtibat kurulsa bir şey söyleyecekler ama genele yönelik destek talebine tepki vermiyor olabilirler.

Destek verenlere ki içlerinde talepte bulunmaya dahi gerek bırakmadan destek verenler var, her daim teşekkür ettik, bu teşekkürü yineliyorum. Muhtemel ki bire-bir aynı siyasi görüşte değiliz, muhtemel ki gazetenin yayın politikasına yönelik eleştirileri de var. Ancak gazeteye destek oluyorlar. “Kimliğe destek” olarak okunabilecek tavırları önemli buluyorum.

Para sorununu çözmek için, matematik yapıp gerekli abone sayısını tespit etmek ve abone bulmaya çalışmak olasılıklardan biri. Yani “gazete var, abone olsunlar” diye beklemeden okuyucuya direk ulaşmaktan söz ediyorum. Jıneps’e kadar onlarca yayın çıktı. Bu yöntemi denemiş olanlar yok mudur? Biraz araştırdım, yapılmış böyle çalışmalar. Kalıcı çözüm olamamış yazık ki.

“Jıneps neden 7 yıldır para sorununu çözemedi?” diye biz de sorguluyoruz tabi ki. Çevremize de soruyoruz. “Yayın politikanız yüzünden” ağırlıklı bir yanıt geliyor. Direk ve dolaylı gelen yanıtların içinde öne çıkıyor bu yanıt. Bir kısım okuyucuda ve gazeteden sadece haberdar olan bir kesimde de, gazetenin bir örgüt işi olduğu ve katı bir yapısı olduğu anlayışı var.Sadece haberdar olan kesimden arada öyle tepkiler geliyor ki “ön yargının – dedikodunun son aşaması” dedirtiyor insana.

Merakla Jıneps öncesi çıkan yayınları araştırdım, bitmedi, araştırmaya devam ediyorum aslında. Bu araştırmanın sonucu, belki Çerkes yayın yaşamına dair bazı ipuçları verecektir. Fazla iddialı da bulunabilir ama aslında kimlik algımıza dair ipuçlarına ulaşılabileceğini düşünüyorum. Sosyal-bilimcilere bir sorasım var bu konuyu.

Daha önce de değindim ve aynı şeyleri yazmak durumundayım ama geldiğimiz noktada bunu yapmalıyım. Her yayın yayınlandığı döneme dair tespitler, Türkiye, Kafkasya, Dünya analizleri yapıyor. Sonra Çerkesleri ve kendisini tanımlıyor. Ne yapmaya çalıştığını ifade ediyor. Yayınlandığı dönemde Çerkes Dünyasında gelişen önemli olaylar var ise o olaylara dair analizler de yapıyor.

Dergi ya da gazeteler ağırlıklı olarak Türkiyeli Çerkeslerin “dönüşü” kitlesi tarafından yayınlanmış. Yayın dönemleri 6-12 ay civarı genelde. Bu süreyi geçenler bir elin, hadi diyelim iki elin parmaklarını geçmez. Onlarca yayın olduğunu belirtmek gerek ki, iki parmak sayısı önemsiz kalabilsin. Yayın politikaları konusunda bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum. Biçimsel eleştiriler söz konusu olabilir tabi ki ama “almam bu yayını” dedirtecek bir farklılık olmamıştır demeye getiriyorum. Ama yürümemiş işte, bir süre sonra içini dolduramamaktan değil para bulamamaktan yayınlarını durdurmuşlar. Bir kısmı kızmış Çerkeslere, “sizin için yayın çıkardık, almadınız, buyrun işte yayınlayamıyoruz artık” gibisinden. Yeterli sayıda satılamamış, katkı sunanlar da bir süre sonra bütçelerinde sıkıntı oluşturduğu için devamını getirememiş.

Yukarıda ifade ettiğim genel anlayışın devamı olarak değerlendirilebilecek (en azından Jıneps’ten farklılığı böyle ifade etmiş olalım) son yayınlanan dergi, 60’ı aşkın Derneğin bir arada olduğu Federasyonun Nart dergisidir. Periyodu iki ay olan dergi 2000 tirajdadır ama yeterli abonesi yoktur. Neden? Aylık gazete Jıneps’in tirajı 1200 civarıdır ve yine yeterli abonesi yoktur. Neden?

Buradaki yeterli abone sayısı, maddi olarak dergi ya da gazeteyi yayınlayabilmek için gerekli paranın karşılığı olan satış sayısını ifade ediyor. Bir de 5 milyonluk Çerkes kitlesinin yeterli okuma sayısını değerlendirmeli ya, bu konu bu yazının kapsamının dışında.

Kısaca demek istediğim, tek başına yayın politikası değildir Jıneps’in yeterli abone sayısına ulaşamama nedeni. Yoksa ezici çoğunluktaki düşünsel taraftarla daha önceki dergi ya da gazetelerden hiç değilse birinin bugünlere ulaşması gerekirdi. Hiç değilse Nart dergisinin kendini çevirebilir olması gerekirdi.

Bizim bir kimlik bilinci sorunumuz olduğunu, on yıllardır süren asimilasyon politikalarının, tek millet tek dile dayalı egemen sistem ideolojisinin kimlik bilincini aşındırdığını, giderek kimliğimize yabancılaştığımızı, Türkiye’de Kürtler ve Aleviler (Lozan “azınlıklarını” ayrıca değerlendirmeli) dışında bu konunun genellenebileceğini, böyle bir bilinç aşınmasının ve kimliğe yabancılaşmanın telafisinin kolay olmayacağını ifade edersem sanırım taraftar bulabilirim. Kimliğe yabancılaşmanın; kimliği taşımada önemli-başat konulardan biri olan anadil talebinin bölücülükle özdeşleştirilmesine dahi tepki vermeme noktasına ulaştığını da eklemeli. Egemen anlayışın propagandasının etkisi ile “bölücüolmamak” için anadil talebinde bulunmamak durumunun söz konusu olabildiği bir yabancılaşma.

Yayınlar işte bu noktada yani kimlik bilinci konusunda da bir işlev görüyor.

Yeterli satış sayısına ulaşamasa da, bir yayının genel anlamda önemli işlevine inananların desteği ile parayı denkleştirmeli ve egemen sisteme inat kimliğe sahip çıkmaya, kimlikle özdeşleşen demokrasi daha fazla demokrasi talebini yükseltmeye devam etmeli, edebilmeli. Kimlik bilincini yükseltecek her ne varsa yapılmalı. Yayın konusu da bunlardan birisidir ve önemlidir. Çerkeslere, Türkiye kamuoyuna, siyaset yapanlara, aydınlara, gazetecilere, … ulaşmalı.Ve bizi biz anlatmalıyız.

Ve “hala mı bu matematik?” diyenlere inat, “çıkaramıyorlarsa bıraksın” diyenlere inat; 50 kişi 100 lira/ay veya 100 kişi 50 lira/ay veya 200 kişi 25 lira/ay veya 500 kişi 10 lira/ayhesabını yaparak gazetenin devamlılığını sağlamaya çalışıyoruz. Destek verecekler olacaktır inancındayız.

Önceki İçerikGüney Kafkasya silahlanıyor
Sonraki İçerikTürkiye Diasporası Yayınlarından Seçmeler
Yaşar Güven
1958’de, Düzce Köprübaşı Ömer Efendi Köyü’nde doğdu. 1980 yılında İTÜ Gemi İnşaat ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu. Üyesi olduğu Gemi Mühendisleri Odası’nın (GMO) 50. yıl ve İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nin (İKKD) 60. yıl Andaç çalışmalarının editörlüğünü yaptı. Her iki kurumun yönetim kurullarında görev aldı. Kurucusu olduğu firmada iş yaşamı devam ediyor. 2005 yılı aralık ayında yayın hayatına başlayan Jıneps gazetesinin kurulduğu tarihten itibaren yayın kurulu üyesi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz