Sergey’e Mektup.

0
398

Selam Sergey,

Bizleri iyi izlediğini biliyorum. Bu satırları da iyi okuyacağından eminim.

Biz kavgada yenik düşeli 148 yıl oldu Sergey.

Mülteci hayatlarımızda Arap olduk, Türk olduk, İsrailli olduk, Amerikalı, Suriyeli, Ürdünlü olduk. Çiftçi olduk, köylü olduk, asker olduk, dağda eşkıya olduk.

“Rüzgâr” demeye dilim varmıyor. O sürgün bizi nereye attı ise oraya tutunduk ve anavatanımızı hiç unutmadık.

Unutamadığımız geçmişimizden öyle anılar var ki, anlatırsam miden kaldırmaz. Yakılan köyümden, kurutulmuş kafalara kadar, ancak bunları yazmaya niyetim yok. Bunların tamamını “Çarlık Rusya’sı” tırnağı içerisinde ayrıca değerlendirip, geleceği kavga üzerine kurmak istemiyoruz.

Akılcı ve demokratik yöntemler denenmediği sürece Kuzey Kafkasya’da yeni “bahar” lar seni bekliyor. Başarısız ön alma girişimlerini de tüm dünya izlemekte.

Sergey; 21 Cumhuriyet, 88 federe yapı ve 160’ın üzerinde etnisiteyi barındıran Rusya Federasyonu’nun ciddi bir yönetim tecrübesi var.  Bu, küçümsenecek bir tecrübe değildir. Buna rağmen, Kuzey Kafkasya konusundaki yanlış adımlar, anlaşılmaz acemilikler, herkesi şaşırtıyor.

Kuzey Kafkasya konusunda yeni yapılanmalar arayışında olan Rusya’nın, Milliyetler Politikası Taslak Stratejisi gibi projelerin başına, tüm Kuzey Kafkasya’nın midesini bulandıran Kadirov gibi isimlerin telaffuz ediliyor olması, en çarpıcı örneklerden birisi.

Stratejistlerinizin hatalarını anlatmak için yazmıyorum bunları. Üstelik stratejist de değilim.

Ben sana benim halkımdan, Çerkeslerden bahsedeyim.

Sergey, bu aralar sevenimiz çok, bilgin olsun. Ayağını denk al anlamında da söylemiyorum ama bilgin olsun.

Amerika, diasporadaki Çerkeslere yardıma koşmaya pek hevesli. Gürcistan desen hakeza. Biraz İslam’dan dem vurursak, Arap âlemi de peşimize takılacak.

2014 Soçi Olimpiyatlarına kadar suskunluk politikasına takılıp kaldınız. Arada bir aradığınız çözümler ise gelip Kadirov’a dayanıyor ise vay halinize.

Sergey, Kuzey Kafkasya’yı harman olmuş bir coğrafya olarak algılamak ya da o hale getirmeye çalışarak çözüm aramak, size yenibaharlar yaşatacaktır. Kuzey Kafkasya’yı halkların barış içinde yaşadığı bir coğrafya haline getirmek ise halkların demokratik haklarına saygıdan geçmektedir. Yeni, sağlıklı tanımlamalar ve yaklaşımlara aranmaz ise Kuzey Kafkasya, bir ucunda Turan, bir ucunda din, diğer ucunda körüklenen etnik milliyetçilik ile her birimizin canını yakan kan gölüne dönüşe bilir. Geleceğe dair planların ve çözüm arayışlarının adresi ise merkezden atadığınız yöneticiler değil, halkın kurduğu örgütlenmelerdir.

Segey, nasıl sen bu satırları okuyorsan, Anavatandaki her adımınızı biz diasporadakiler de dikkatle izliyoruz.  Kuzey Kafkasya’daki halk örgütlenmelerine, sizin atamadığınız, halkın seçtiği yöneticilere kulak verirseniz, size söyleyecekleri çok şey olduğunu göreceksiniz.

Diasporaya bakışınızı ise dikkatli değerlendirmelisiniz. Diasporamız, sadece “alçak koltuk diplomasisi” uyguladığınız yöneticilerimizden ibaret değildir.  Öte yandan değerli Rus yazar Tamara V. Polovinkina’nın dediği gibi “Çerkesya Gönülyaramız” orta yerde dört parça dururken, gönlümüzü almadan olmaz.

Yeniden ve barışçıl bir hesap yapmanız Kuzey Kafkasya için önemlidir. Barışın kalıcılığı, her halkın kendini özgürce ifade edebildiği bir Kuzey Kafkasya’dan geçer.

Ne kadar demokrasi o kadar huzur, ne kadar karşılıklı anlayış o kadar barış getirir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz