Kabardey, kahvede bir arkadaşına dert yanıyormuş.
-Çok sinirliyim sıqoş. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam getirdi ödevini, yardım istedi. Soruya baktım ama anlamak ne mümkün sıqoş?
Bir trenle, bir otobüs aynı anda yola çıkmış. Tren, otobüsten üçte bir daha hızlı gidiyormuş. Otobüs iki yerde onbeşer dakika mola vermiş. Tren de bir yerde durmuş, 20 dakikalığına. Otobüs saatte 70 kilometre hızla gidiyormuş. Tren, 5 saat sonra gideceği yere
varmış. Otobüs ne zaman oraya varacakmış.
Saatlerce uğraştım bu soruyla sıqoş, ama yapamadım. Torun ağlamaya başladı. Derken babası geldi. O da çözemedi. Damada dedim ki: “Tanıdığın tahsilli bir otobüs şoförü varsa ona soralım. Yahut sabah Şoförler Cemiyeti’ne gideyim. Onların arasında belki trenle yarışmış bir şoför vardır da bize yol gösterir.
Anlayacağın çok sinirlendim sıqoş. Ne yani? Otobüs kaçta varırsa varsın, bize ne? Eğer varacağı saat önemliyse yazıhaneye bir telefon edersin, söylerler. Yani böylesi bir mesele için çocukları niye telef ediyorlar sıqoş? Çocuklar ne eline bir mızıka almış ne de wored biliyor. Kafe, Şeşen desen bilmezler. Bunlar da dayatıyor matematiği.
Dedim ya, çok sinirliyim wolihi…
