Bütün dünyanın dikkatinin bir anda Brezilya’ya çevrilmesine neden olan sokak gösterileri, Türkiye’deki Gezi Parkı protestolarıyla benzerlikler nedeniyle büyük bir ilgiyle takip ediliyor
2014 Dünya Kupası futbol turnuvaları için kamu fonlarını harcayan, buna karşılık otobüs ücretlerine de zam yapmaktan çekinmeyen Brezilya hükümetine karşı on binlerce kişi sokağa döküldü. Brezilya’da protestolar, 2 Haziran’da Sao Paulo’da toplu taşıma ücretlerine yapılan zamla başlamıştı. Polisin protestoları plastik mermi ve biber gazı kullanarak bastırma çabaları üzerine protestolar, 11 kente yayılan bir ayaklanmaya dönüşmüş durumda. Nüfusun büyük bir kısmının yoksulluk sınırı altında yaşadığı Brezilya’da zamlara tepki gösteren halk, hükümet binalarını işgal etti. “Parayı hastaneler ve okullar için harcayın”, “Halk uyandı” pankartlarıyla sokaklara çıktı.
Reform sözü
Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, hükümet karşıtı gösterileri son erdirmek için çeşitli reformlar yapılacağını açıkladı. Protestocuların endişelerini dikkate aldıklarını ifade eden Rousseff, protestocuların liderlerine enerjileri ve yetenekleri ile sürece katkı sağlamaları çağrısında bulunarak “Barışçıl gösteriler, demokrasimizi daha da güçlendirir. Ancak şiddet olaylarına hiçbir şekilde müsamaha gösteremeyiz. Barışçıl protestocuların liderleri ile bir görüşme yapacağım. Çok daha şeffaf ve hataya çok daha duyarlı kurumlar istiyorum.” dedi.
Brezilya’da 1964 ve 1985 yıllarındaki askeri cunta rejimine karşı savaşan Marksistler arasında yer alan ve 3 yıl hapis yatan Rousseff, “Benim neslim, sokakların sesinin duyulabilmesi için büyük mücadele vermişti. Aramızdan birçoğu hapishanelere gönderildi, işkence gördü ve hatta hayatını kaybetti. Biz, liderler olarak sokakların sesini duymak ve saygı göstermek zorundayız. Ancak bu seslere ortalığı karıştırmaya çalışan bazı grupların gürültüsünün karışmasına da izin veremeyiz” dedi.
Göstericiler ne diyor?
Brezilya’nın dört farklı kentinden dört gösterici, gösterilerle ilgili görüşlerini BBC Türkçe’yle paylaştı.
Göstericilerin, “Hayatınızda daha önce hiçbir eyleme katıldınız mı?”, “Neden bugünkü gösterilere katılıyorsunuz?”, “Sorun sadece ulaşım zamlarıyla mı ilgili?” sorularına verdikleri cevaplar şöyle:
Felipe Gonçalves, 30, Rio de Janeiro
”Tam anlamıyla eylemci biri değilim ama hayatımda birkaç kez eyleme katılmıştım. Ben lise öğretmeniyim, Geçen yıl Brezilya’daki eğitimci eylem, grevlerine katılmıştım. Ama bunların hiçbir şimdiki gibi değildi. Eylem tabii ki sadece ulaşım sorunuyla ilgili değil. Yaşadığım Rio de Janeiro’daki ulaşım hizmeti çok problemli. Metro ve otobüsler hep kalabalık, şoförler kötü şartlarda çalışıyor. Bu durumu değiştirmek için ortada bir plan da yok.”
”Bunun yanında 2014 Dünya Kupası ve 2016’daki Olimpiyat Oyunları gibi etkinlikler katlanılamaz bir durum ortaya çıkarıyor. Bu etkinlikler bahane edilerek devasa ölçüdeki kamu parası yöneticiler tarafından sorumsuzca harcanıyor. Rio’da emlak spekülasyonları nedeniyle çalışan insanlar yükselen kiraları karşılayamıyor. İnsanlar merkezden uzaktaki mahallelere taşınıyor. Dolayısıyla bu sadece ulaşım ücretleriyle ilgili değil, kent hakkıyla ilgili, kentsel dönüşümle ilgili, bu dönüşümde halkın sesine yer verilmemesiyle ilgili.”
André Veloso, 24, Belo Horizante
”15 yaşından beri birçok gösteriye katıldım ama hiçbiri bu kadar büyük değildi. Ben daha önce hiç böyle bir şey görmedim. 1992 yılında dönemin devlet başkanı Fernando Collor de Mello’yu karşı gösterilerden bu yana Brezilya hiç bu kadar büyük eylemler görmemişti. Bu eylemlerde bir kuşak farklılığı var. Bu yüzden yeni örgütlenme biçimlerimiz, yeni taleplerimiz var.
Gösterilere, hükümetimizin halkımıza muamelesinden artık yorulduğum için katıldım. Biçimsel bir demokraside yaşıyoruz. Bu eylemlerin en önemli nedenlerinden biri de büyükşehirlerdeki ulaşım sorunu ve zamlardı. São Paulo’da yoğun saatlerde metronun durumunu gösteren fotoğraflara bakarsanız bize sığır muamelesi yapıldığını görürsünüz. Ulaşımda ve gündelik yaşam şartlarında iyileştirme istiyoruz. Ama dahası, daha fazla demokrasi ve para yerine halka daha fazla iktidar verilmesini talep ediyoruz.”
Fábio Bonna Moreirão, 34, São Paulo
”2000’lerin başında küreselleşme karşıtı eylemlere katılmıştım. Son gösterilere sadece zamlara karşı olduğum için değil, daha demokratik ve sadece parası olanların değil herkesin seyahat edebilmesini sağlayacak bir kamu taşımacılığını savunduğum için de katıldım. Şu anda ülke genelinde olan biteni tam olarak anlamaya çalışmak gerçekten çok zor. Benim kentim São Paulo’da olanları anlatayım…”
”Burada çok büyük bir polis baskısı vardı ve medya bunu haberleştirmedi. 13 Haziran’da birçok gazeteci yaralandı ve bu ülke çapında büyük bir tepkiye neden oldu ve gösterilere karşı olanlar dahi savunmaya başladı. Satılmış medya ve sağ kesim her konuda ‘mesele sadece 20 cent değil’ söylemine yüklenmese iyi olurdu. Onlar kendi gündemlerini buraya sokmaya çalıştılar.”
”Bu, 17 Haziran’daki eylemlerde birçok kişinin muhafazakâr tondaki pankartlarla ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı insanlar yolsuzluğu bitireceği iddiasıyla askeri diktatörlüğü geri çağırdı. 20 Haziran’da Nazi işareti yapanlar ortaya çıktı ve eylemlerdeki sol parti mensuplarına saldırdı. Göstericiler arasında kavgalar çıktı. Şu anda gösteriler depolitize ediliyor ve halkın önemli bir bölümü de demokratik hükümet askeri bir darbeyle devrilir diye korkuyor.
Janaina Cardozo Capeletti, 34, Porto Allegre
” Brezilya zengin bir ülke ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olma ihtimali var ama hâlâ ülkedeki zenginlerle yoksullar arasında büyük bir uçurum var. Yöneticiler bu eşitsizliği azaltmak için yeterince çaba sarfetmiyor. Sağlık, eğitim, güvenlik gibi alanlardaki sorunların çözümüyle ilgilenmiyorlar. Asıl olarak dünyaya ne kadar zengin olunduğu imajını göstermekle ilgileniyor. Dünya Kupası’yla ilgili harcamalar doğrudan bununla ilgili. Milyarlarca paramız FİFA standartlarında stadyumların inşası için harcanıyor ama benim sokağımdaki hastanede insanlar tedavi için aldıkları günü beklerken ölebiliyor. Bu saçma.”
”Bugünkü gösteriler sosyal medya ağları üzerinden örgütlendi. 1992’deki gösteriler gibi bugünkü gösterilerdeki insanlar da çoğunlukla genç. Ama o dönemden farklı olarak bugün politik partilerin gösterilerde etkisi yok. Hangi parti olduğu önemli değil, gösterilerde birisi bir parti bayrağı açınca göstericiler bunun hemen indirilmesi için baskı yapıyor. Göstericiler orta sınıf mensupları. Herhangi bir lider veya lider grup yok.”
Sayı : 2013 07