Siyasal iktidarın “sivil darbe girişimi” olarak değerlendirdiği Gezi Parkı direnişi, 28 Mayıs’ta oturma eylemiyle başladı. Polisin orantısız müdahalesi ile Türkiye ve dünya gündemine oturan protestolar büyüyerek çok farklı görüşleri aynı zeminde topladı.
“Gezi, park olarak kalacaktır.” Başbakan, dört sözcükten oluşan bu cümleyi kursaydı eğer, Türkiye bugün bambaşka şeyleri konuşuyor olacaktı. Komplo teorisyenleri diyebilirler ki “o zaman kötülüğümüzü isteyenler başka birşey yapar yine olaylar çıkarırdı”. Der ki başbakan ve %50’si; “faiz lobisi, yurt dışı parmağı, Türkiye’yi çekemeyenler, provokasyon, üç aydır biliyoruz, …” Uluslararası oyundan söz ediliyor. Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya gibi çok kimlikli, çok dinli, enerji kaynakları ve stratejik konumları ile dünyanın gözünün üzerinde olan üç coğrafyanın arasındaki Türkiye üzerinde, üstelik globalleşen dünyada, dünyaya egemen olmak isteyenlerin planlarının olmadığını kim söyleyebilir? Sanal olan dış tehdidi hep söylediler, yazdılar. Hiç somut olanla temas kurdular mı? Mikrofonu uzattılar mı? Oradaydı Gezi gençleri, yanıbaşlarında. Piyon değillerdi, içlerinde Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı olmadığı gibi projenin figüranları da yoktu. “İnadına demokrasi, inadına özgürlük” diyorlardı.
Ne Tahrir ne de Wall Street söz konusu değil. Gençler kendilerine ve bu ülkeye özgü Gezi gerçeği oldular. “Kategorize etmeyin, benzetmeyin” mesajı verdiler. Düşünce ve inanca saygı! Farklılığa saygı duymak ve farklılığına saygı beklemek! İktidarı ve muhalefeti ile politikacıların teorisini tartıştığı demokrasinin başat ilkelerinden uygulamalı örnekler verdi “a-politik gençler”, ders verdiler. Kandil gecesi ve Cuma namazı en güzel örneklerdendi. Kandil gecesi “içki yok, dua var” dediler, Cuma namazına katılanların çevresinde güvenlik çemberi oluşturdular. Yasal düzenleme, emir, polis zoru, toma ve biber gazı olmadan bunu yaptılar. İktidar teoride ağzından düşürmediği yaşam hakkına saygıyı uygulayan gençlerle nasıl gurur duyduğunu, onları ıslatarak, gaza boğarak, coplayarak, gözlerini kör ederek, yetmedi öldürerek gösterdi. Gezi’de gençler farklılıklara ve birbirlerine saygı göstererek bir arada yaşanabileceğini, bunun için yasal düzenleme ve polis baskısına gerek olmadığını göstermediler mi?
Sayı : 2013 07